İnşaat alanında incelemelerde bulunan Yıldırım’a, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ile proje yetkilileri brifing verdi.
İnşaat alanında gazetecilere bilgi veren Yıldırım, projenin 4 etapta tamamlanacağını anımsatarak en büyük etabın 2018 yılının 26 Şubat’ında hizmete gireceğini söyledi.
Bakan Yıldırım, 2018’de bitmesi planlanan birinci etabın yaklaşık 100 milyon yolcu kapasitesine sahip olacağını bildirerek, bu kapasiteyle bile şu an dünyanın en büyük havalimanı olacağını belirtti.
Daha sonraki etaplarla 150-200 milyon civarında bir kapasiteye ulaşılacağının altını çizen Yıldırım, şunları kaydetti:
‘Biz bu havalimanını yapmayı planladığımızda, bize açıkçası çok büyük haksızlık yaptılar. ‘Bunlar ne hayal peşindeler, 150 milyon yolcu, dünyanın en büyük havalimanı. Biraz küçük atın’ gibi lafları çok işittik. Ama görüyorsunuz burada yapılan çalışmaları. 60’tan fazla vinç aynı anda çalışıyor. 3 bin iş makinesi, 14 bin civarında bizatihi çalışan var.
Burası kendi içinde başlı başına bir şehir. Önümüzdeki günlerde çalışan sayısı 35 bini geçecek. Burada çalışanların yaşadığı bir şehir, bir kasaba var. En büyük Suriyeli kampından daha büyük kapasite olarak, 14 bin kişilik gayet muntazam, her şeyi düşünülmüş bir kampüs alanı var. Dolayısıyla çalışanlar burada dinlenip çalışmaya devam ediyorlar.
Burada çalışma mesai mefhumu ile değil, 3 vardiya çalışılıyor. Herkes çalışması gerektiği kadar, yasalara göre çalışıyor. 24 saat 3 vardiya halinde sürekli çalışma var. İnşaatta birçok ilk var. Bunlardan biri, buradaki toprak hareketi. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hızlı ve büyük miktarda toprak hareketi yok. Yani kazı ve dolgu işleri.’
‘Türkiye’nin dünya havacılığından aldığı pay yüzde 2’
Yıldırım günlük yaklaşık 1,5 milyon metreküp kazı ve dolgu yapıldığını belirterek, inşaat alanında şehirler inşa edilecek kadar iş yapıldığını anlattı. Konuşmasında inşaat alanında yapılan çalışmaların detaylarına da değinen Yıldırım, görevi devralıp iktidara geldikleri ilk günden beri havacılıkta bu kadar dünya istatistiklerini altüst edecek şekilde büyüme olmasaydı, böyle bir havaalanını yapmaya kimsenin cesaret edemeyeceğine işaret etti.
Türkiye’nin 2003 yılında dünya havacılığından aldığı payın yüzde yarımın altında olduğuna işaret eden Yıldırım, şimdi bu payın 4 kat artarak yüzde 2’ye yaklaştığını hatırlattı.
Atatürk Havalimanı’nın Avrupa’nın üç numarası olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları anlattı:
‘Ben göreve başladığımda 14’üncü sıradaydı. 14’üncü sıradan 12 yıl sonra 3’üncü sıraya geldi. Seneye, olmazsa bi sene sonra Fransa’yı da geride bırakacağız. Birkaç sene sonra da Londra da hizaya gelecek arkamızdan. Hele ki yeni İstanbul Havalimanı devreye girdiğinde, bölgede bu havalimanıyla yarışacak hiçbir havalimanı olmayacak.
Bu havalimanına başlamaya karar vermemizin en büyük diğer nedeni de şu; ben göreve başladığımda Atatürk Havalimanı’ndaki transit yolcu sayısı 2 milyon civarındaydı, şimdi 24 milyon. Yani İstanbul dünyanın doğusu ile batısını, kuzeyi ile güneyini buluşturan, dünya havacılığının buluştuğu yer olacak. O yüzden buraya dünyanın en büyük havalimanını yapmaya karar verdik.
Bu proje sadece havalimanı projesi değil. 1950’den beri içinde bulunduğumuz bölgede İstanbul’un ısınma ihtiyacını gören tezek gibi kömürler vardı. Dolayısıyla bu arazi delik deşik olmuş, kömür galerilerinin yerine de su dolmuş, bir kısmı su bir kısmı örselenmiş toprak olan bir yerdi. Havalimanı bu işin sonucudur ama bundan daha önemlisi, İstanbul’un hemen yanı başındaki bu örselenmiş araziyi de rehabilite edip, tekrar hayata kazandırıyoruz.’
‘Şu an itibariyle projeye 1,7 milyar avro kaynak harcandı’
Havalimanı projesinin, İstanbul’un kuzeyinin en çevreci projesi olduğunu dile getiren Yıldırım, havacılığın günümüzde batıdan doğuya doğru kaydığını, dünyadaki zenginlik merkezlerinin değiştiğini söyledi.
Yıldırım, bu değişimin başlangıcında verilen bu havalimanı kararının önemine değinerek, ‘Bu projenin gerçekleşmesinde, en büyük vizyon sahibi olan, en büyük iradeyi ortaya koyan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Günlerce haftalarca en uygun havalimanı yeri seçimi konusunu bizzat takip etti, çalışmalarımızı titizlikle inceledi. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyoruz’ dedi.
Yıldırım, 64. Hükümet olarak projeyi gecikmeye mahal verilmeden gerçekleştirmek ve Atatürk Havalimanı’nın yükünü almak için büyük bir fedakarlıkla çalıştıklarını dile getirerek, yüklenici gurup İGA’ya ve emeği geçen herkese çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Projenin hazineye ve devlete hiçbir yük getirmeden yapıldığını anımsatarak, ‘Proje tamamlandığında 10,250 milyar avro harcama yapılacak. Bu da yaklaşık 35 katrilyon. İşletmeye alındığı andan itibaren de 25 yıl boyunca işletmeci firma her yıl bize 1 milyar 50 milyon avro kira ödeyecek. Kabataslak düşünürsek, yatırım 35, 90 da kira 120 katrilyonluk bir büyüklükten bahsediyoruz tek bir projede. Yani 120 milyar lira’ ifadelerini kullandı.
‘Zaman zaman yerli yersiz, ileri geri, laf olsun torba dolsun diye konuşanlar var’ diyen Yıldırım, projenin devlete olan katkısından bahsetti. Projenin planlanan zamanda bitirileceğinin altını çizen Yıldırım, ‘Çalışmalar planlandığı gibi devam ediyor, bir sıkıntı gözükmüyor. Projenin İstanbul şehir merkezine bağlantıları üstünde de çalışmalar aynı şekilde sürüyor, her şey yolunda. Şu an itibariyle projeye 1,7 milyar avro kaynak harcandı. Bu da projenin tamamına bakıldığında yüzde 23’ü, altyapı toprak işleri olarak bakıldığında ise yüzde 40’ı tamamlandı anlamına geliyor’ diye konuştu.
Bakan Yıldırım gazetecilere yaptığı açıklamanın ardından inşaat alanını gezerek