Prof. Dr. Deniz, “Çocuklar televizyon, bilgisayar gibi teknolojik araçlara yabancı değiller. Sadece bu araçların eğitsel olarak kullanımı konusunda yeterli motivasyona sahip olmayabilirler. Bu noktada ebeveynlere sorumluluk düşmektedir. ” dedi.
Türkiye’de de etkili olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) eğitim-öğretimde yeni uygulamaları hayata sokarken uzmanlar, çocukların uzaktan eğitim sürecine uyum sağlayabilmesi için ebeveynlerin desteğinin önemini vurgulayarak, evdeki zamanın okul gibi planlanmasının gerekliliğine işaret etti.
AA muhabirine değerlendirmede bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci Dekanı Prof. Dr. Engin Deniz, yeni tip koronavirüs tedbirlerinden dolayı okullara verilen aranın bir tatil olmadığının çocuklara uygun bir dille anlatılması gerektiğini söyledi.
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığını da yapan Prof. Dr. Engin Deniz, bilinmezliğin yetişkinler gibi çocukları da endişelendirip kaygılandırmasının doğal olduğunu belirterek, “Kaygı bulaşıcıdır. Onun için ebeveynlerin tutum ve davranışlarına çok özen göstermeleri gerekmektedir. Çocuklarının yanında koronavirüs hakkında endişe verici konuşmalar yapmamaları gerekir. Çünkü bu durum onlarda korku ve kaygı yaratacaktır. Ebeveynler çocuklarının yaş ve gelişim dönemlerinin özelliklerini göz önünde bulundurarak konuyla ilgili onların meraklarını giderici açıklamalar yapmalıdır. Çocukların sorularını cevapsız bırakmak ya da geçiştirmek kaygı ve korkularını artıracaktır.” diye konuştu.
Deniz, çocukların bilgi kirliliğinden korunması ve güvenilir kaynaklara ulaşmalarına yardım edilmesi gerektiğini, bunun çocukların söylentilerden korunması açısından da önemli olduğunu vurguladı.
“Uzaktan eğitime çocuklardan önce ebeveynlerin uyum sağlaması gerekir”
Çoçukların evlerinde uzaktan eğitime devam ettikleri bu süreçte yeni öğrenmelerden öte okulda öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi ve öğrenme kayıplarının en aza indirilmesinin yararlı olacağını dile getiren Deniz, şöyle devam etti:
“Aslında çocuklarımız tv, bilgisayar ve tablet gibi teknolojik araçlara yabancı değiller. Sadece bu araçların eğitsel olarak kullanımı konusunda yeterli motivasyona sahip olmayabilirler. Bu noktada özellikle ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir. Dolayısıyla uzaktan eğitime çocuklardan önce ebeveynlerin uyum sağlaması gerekir. Yani ebeveynler çocuklarıyla bu süreci etkili ve verimli bir şekilde planlayabilmeli ve bu planın uygulanmasında etkin rol almalı. Bu aktif katılım çocuğun uzaktan eğitimden faydalanabilmesinde en kritik noktadır. Bu durum çocuğun uyum sürecini de hızlandıracaktır. Ailelerin de istekli olması ve zaman ayırması, uzaktan eğitimin etkili olması açısından önemlidir. Aileler gerekirse başlangıçta çocuklarıyla birlikte ders dinlemelidir.”
Deniz, son yıllarda yapılan araştırmaların, teknolojinin ve ekran süresinin uygun şekilde kullanıldığında çocuğun öğrenmesini geliştirmesine yardımcı olabileceğini gösterdiğini ifade ederek, teknoloji kullanımının kaliteli kitaplara ulaşma, dil becerilerini geliştirme, el-göz koordinasyonunun iyileşmesi, görsel dikkat kapasitesini ve problem çözme becerisini artırma gibi yararları olduğunu söyledi.
Teknolojinin, gençlerin kritik katılımını, iletişimini ve işbirliğine dayalı öğrenmeyi teşvik edebileceğini dile getiren Deniz, dolayısıyla yürütülen uzaktan eğitimin çocuklarda olumlu etkiler yaratacağını kaydetti.
Deniz, LGS gibi sınava hazırlanan çocuklarda “Okullar ne zaman açılacak?”, “Sınavlar ertelenecek mi?” gibi soruların kaygı ve stres yarattığını vurgulayarak, şu uyarılarda bulundu:
“Ebeveynler çocuklarına destek olmalı ve uygun iletişim dilini kullanarak kaygılarını en aza indirmeye çalışmalıdırlar. Çocuklara, sınavlar ertelenmeyecek gibi çalışmalarına devam etmeleri, ertelense bile tüm öğrencilerin benzer durumda oldukları ve önemli olanın sınavların ne zaman olacağına odaklanmaktan öte sistemli çalışmasına devam etmesi gerektiği vurgulanmalı. Ailelerin bu noktada baş edemedikleri bir durum söz konusu olursa profesyonel bir yardım için okul psikolojik danışmanlarına başvurmalarında yarar vardır.”
Evde de okulda olduğu gibi ders saati, dinlenme saati belirlenmeli
Bengi Semerci Enstitüsü Çocuk-Genç ve Erişkin Psikiyatristi Prof. Dr. Bengi Semerci de salgın nedeniyle okulların kapatılması, haberler, çevrede olanlar, ailelerin endişeleri, alışık olmadıkları bir sistem olması gibi bir çok etkenin çocukların evde eğitime ilişkin çeşitli sorunlar yaşamasına neden olabileceğini söyledi.
Bunun için ailelerin ve çocukların bu durumun bir tatil olmadığını, eğitimin okula giderek değil, evde alınacağı bir zaman olduğunu anlaması gerektiğini vurgulayan Semerci, “Aynen okulda olduğu gibi ders saati, dinlenme saati belirlenmeli ve buna uyulmalı. Sadece ders saati değil, ev içi diğer aktiviteler de okul zamanı gibi programlı olmalıdır. Uyku, yemek, oyun, dersleri takip etme ve ödev yapma zamanları düzenlenmelidir.” dedi.
Semerci, ailelerin tutumları ve çocukların kişilik özelliklerinin bu süreci etkileyeceğini, özellikle evde düzen kurulmadığında sorun çıkabileceğini dile getirerek. “Ayrıca zaten kaygılı olan çocuklar için daha sıkıntılı olabilir. LGS ve üniversiteye hazırlanan öğrenciler için evde daha düzenli ders takip ederek çalışma şansı olarak da değerlendirilebilir. Önemli olan sistemin düzgün kurulması ve çocuklara doğru yaklaşım.” ifadelerini kullandı.
Çocukların teknolojiyle geçirecekleri zamanın kontrol dışı bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Semerci, şunları ifade etti:
“Uzaktan eğitim almanın öğrenmeye etkisi teknolojik alet kullanımının iyiliğiyle değil, çocuğun öğrenme şekli, öğrenmeye ilişkin sorunları ve kaygılarıyla ilişkilidir. Bazı çocuklar için uzaktan eğitim daha zor olabilir. Kaygılı çocuklar için daha kaygılı olabilir. Dikkat dağınıklığı olan çocukların dikkati daha dağılabilir. Onların bu zorluklarının saptanıp, ailelerinin bu konuda destek olması gerekir.”