Moderatörlüğünü gazeteci-yazar İsmet Berkan’ın üstlendiği “Türkiye’nin 2023 vizyonu ve Mesleki Teknik Eğitim” başlıklı açılış panelinde Berkan, Türkiye’de 17 milyonun üzerinde öğrenci ve bir milyonun üzerinde öğretmenin bulunduğunu belirterek, akademisyenlerle nüfusun üçte birinin eğitimin içinde yer aldığını ifade etti.
OECD rakamlarına göre, Türkiye’de 25-35 yaş arasındaki bireylerin yüzde 56’sının lise mezunu bile olmadığını anlatan Berkan, gençlerin mesleki ve teknik niteliklerini yükseltmeden eğitimde başarıya ulaşmasının mümkün görülmediğini kaydetti.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da mesleki ve teknik eğitimin önemine değinerek, kongreden çıkacak sonuçların verimli olacağını bildirdi.
Atalay, işçilerin üniversiteye gitme oranın yüzde 35 olduğunu, sendikalar olarak işçilerin üniversiteye gitmesini desteklediklerini vurguladı.
15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin sorunlarının daha çok tartışıldığını ve anlaşıldığını belirten Atalay, “Türkiye varsa parti var, dernek var, sendika var, yaşamak var. Türkiye varsa yaşamak var, nefes almak var. 15 Temmuz’dan sonra bunu iyi anladık. Sendika olarak çektiğimiz sıkıntılar var tabi ki.” dedi.
“İşçinin sendikası olur, partinin, patronun sendikası olmaz. Siyasetçinin sendikası olursa, sıkıntı çekmeye devam ederiz.” ifadelerini kullanan Atalay, özgürlük, insan hakları ve demokrasiden yana olduklarını, Türkiye’nin gelişmesi için çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.
– “Türkiye’nin kaldıracı mesleki eğitim”
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın da kongrenin mesleki eğitim sistemine ve çalışma hayatına ışık tutacağına işaret ederek, 2023 vizyonundaki Türkiye’nin kaldıracının mesleki ve teknik eğitim olduğunu, 28 Şubat’ta bu alanda ciddi sorunlarla karşılaşıldığını anımsattı.
“Mesleki ve teknik eğitimde 2000’li yılların başına gelindiğinde okul oranının yüzde 35’e gerilemiş olması, dünyada mesleki eğitim okullaşma oranı yükselirken, bizde düşmüş olması, 28 Şubat badiresi ve Türkiye’nin geçirdiği bir kaza nedeniyle oldu.” ifadesini kullanan Yalçın, yaşananların mesleki ve teknik eğitimin nefes almasını zorlaştırdığını ifade etti.
Yalçın, mesleki ve teknik eğitimin niceliği bakımından Türkiye’nin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu, mesleki ve teknik eğitimin 15-19 yaş aralığında ise Almanya gibi sanayi devi ülkelerinin çok gerisinde bulunmadığı bilgisini paylaştı.
İktidarın ve siyasi iradenin, mesleki ve teknik eğitimin niteliği ve içeriğinin geliştirilmesinde kararlı ve tutarlı bir duruş sergilediğini anlatan Yalçın, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın meslek liselerinde katsayı adaletsizliğinin kalkmasında önemli katkı sağladığını belirtti.
Yalçın, mesleki eğitimde en büyük sorunun çocukların meslek liselerine “Mecburiyetten” gitmesi olduğuna vurgu yaparak, “Mesleki ve teknik eğitime, çocuklar çok başarılı olduğu için gitmiyorlar, mecbur kaldıkları için gidiyorlar. Bu önemli bir nokta. Bunu tersine çekebilir ve bunun içindeki ortalamayı iyileştirebilirsek, gelecek açısından üretilebilecek ‘cins beyinler’ dediğimiz mühendisleri çıkarabilirsek o zaman biz bu işte başarılı oluruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Mesleki ve teknik eğitimin lansmanı konusunda bakanlığa iş düştüğünü kaydeden Yalçın, öğrencilerin üniversiteyi kazanma oranının artırılması için projeler yapılması ve öğrencilerin istihdama kazandırılması gerektiğini bildirdi.
“Mesleki teknik eğitimin amacı ara eleman yetiştirmek değil, aranan eleman yetiştirmek. Türkiye’nin istediği şey ara eleman değil, bu memleketin aradığı eleman mühendis olarak üretim yapabilen, montaj değil, üretim yapabilen elemandır.” diyen Yalçın, mesleki eğitimin en önemli sıkıntısının mesleki eğitime bakış açısında bulunduğunu anlattı.
– “Gençlerin önünü açalım”
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan da mesleki ve teknik eğitimde aslında Türkiye’de bir “kabul” sorunu bulunduğunu, bu sorunun da ailede başladığını ve okulda devam ettiğini belirtti.
Mesleki ve teknik eğitimde, üniversiteye gidemeyecek, gitme imkanı bulunmayan, lise öğreniminden umudunu kesmiş öğrencilerin yönlendirildiği değil, baştan itibaren mesleki ve teknik eğitimi tercih eden bir zihin yapısına ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Arslan, bunun için de ilkokuldan başlayarak, öğrencilerin eğilimini tespit edip yönlendirme yapabilecek kadrolara ihtiyaç bulunduğunu, ailelerin de bu konuda eğitim alması gerektiğini vurguladı.
Mesleki eğitim-istihdam ilişkileri konusunda da farklı yaklaşımlar bulunduğunu aktaran Arslan, “Bugün THY’nin vasıflı insanlar için açtığı sınavlara inanılmaz yoğun talep var. Peki organize sanayi bölgelerinde kalifiye eleman niye yok. Bence işverenler şunun da cevabını vermeli. Biz bakıyoruz fabrikalarda işçi ilanları var. Ama asgari ücretle çalıştırıyorsunuz. Mesleki eğitimin bugün geldiği format çıraklık sisteminin dışında bir format. Meslek lisesi mezunlarını tecrübeleri olmadığı için vasıfsız işçi olarak istihdam etmek isteyen bir işveren algımız var. Mesleki eğitim-istihdam ilişkisini bu noktada da değerlendirmek lazım.” diye konuştu.
Hayat boyu öğrenmenin önemine işaret eden Arslan, Ahilik kültürünün bu konuda bir anahtar olarak kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
– Kongrenin açılışına bine yakın davetli katıldı
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de geleceğin gençlerini çok şanslı bulduğunu ve gençlere çok güvendiğini belirterek, “Yeter ki gençlerin önünü açalım. Birlik ve beraberlik olduğu sürece Türkiye’nin önünün çok açık olduğunu düşünüyorum.” dedi.
General Elektrik Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Özsoy ise “Sanayi ve eğitim”in birbirini tamamlayan, Türkiye’nin gelişimi için önemli iki kelime olduğunu anımsatarak, dünyada değişen sanayinin ve iş gücünün, eğitimden beklentileri konusunda bir konuşma yaptı.
Antalya’daki “Eğitimden Üretime Sektörle İşbirliği” konulu 2. Eğitim Kongresi’nin açılışına, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, bazı milletvekilleri, bakanlık bürokratları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile öğretmen ve öğrencilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.