“Çocuğunuzun zekâsını değil davranışlarını övün”

Çocuk Eğitimi
Hollanda’nın Amsterdam Üniversitesindeki bilim insanlarının, 7-11 yaş arası çocuklara yönelik yaptıkları araştırmaya göre, anne-babası tarafından sürekli olarak övülen çocukların, “Narsist” olma riski...
EMOJİLE

Hollanda’nın Amsterdam Üniversitesindeki bilim insanlarının, 7-11 yaş arası çocuklara yönelik yaptıkları araştırmaya göre, anne-babası tarafından sürekli olarak övülen çocukların, “Narsist” olma riskini arttırdığını ortaya koyuyor. Psikiyatrist Dr. R. Sabri Yurdakul,  anne baba davranışlarının çocuklar üzerindeki etkileriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.

Psikiyatrist Dr. R. Sabri Yurdakul, çocukları takdir etmenin ve onların olumlu özelliklerini öne çıkarmanın güzel olduğunu, özgüvenlerini arttıran bir davranış olduğunu söyledi. Dr. Yurdakul şu açıklamalarda bulundu: “Sevilen ve takdir edilen çocuklar kendilerini daha iyi hissederler, “Ben yapabilirim, başarabilirim” diyerek farklı konularda deneme cesaretini gösterirler ve yapamam, edemem diye düşünmedikleri için geri çekilmezler. Ancak her işte olduğu gibi övgü konusunda da aşırıya gidildiğinde ters teper, bu sefer içi boş bir özgüvenle kendi değerini abartıp diğer insanları küçük görerek narsistik bir kişilik yapısı geliştirirler. “Ben zekiyim, zeki insanların başarılı olması için ders çalışmasına gerek yok” diyerek ders çalışmayabilir, bir yere kadar zekâsı ile başarılı olsa da zekanın yetmeyip çalışmanın gerektiği durumlarda ise performansları düştüğü için başarısız olacaklardır” dedi.

“Çocuklarınızın Zekâsını Değil Davranışlarını Övün”

Psikiyatrist Dr. R. Sabri Yurdakul, bu araştırma gibi bir başka araştırmada da zekâsı övülen çocuklarla, çalışma gayreti övülen çocukların karşılaştırıldığını belirterek, çalışma gayreti övülen çocukların daha başarılı olduğunu, zekâsı övülen çocukların ise başarısının daha geride kaldığını söyledi.  Bunun da nedeninin zekânın bir yere kadar yetip bir yerden sonra yetersiz kalması olduğunu, bununla birlikte gayretin övülmesinin ise çabayı arttırıcı özelliğinin olduğunu ve çabanın artarak devam ettiğini belirtti.  Her şeyin dozunda olması gerektiğini sözlerine ekledi. 

Psikiyatrist Dr. R. Sabri Yurdakul övgünün zeka, güzellik, yetenekler konusunda olabileceğini belirterek şöyle söyledi: “Övgülerin özgüven arttırıcı etkisi vardır. Ancak bu etki belirli bir yere kadar olumlu tesir ederken bir yerden sonra bu övgülerin doğruluğu konusunda çocuklarda kaygılar başlamaktadır. Bu kaygıları doğru çıkaran deneyimler de olursa bu sefer aksi tesir yaratmakta ve özgüven kaybı yaşanmaktadır. Örneğin müziğe yeteneği olduğunu düşündüğümüz çocuğumuz bu yeteneği çok desteklendiğinde bir süre başarılar elde edecek bir süre sonra ise “Ya başarısız olursam, ya kimseler beğenmezse” diyerek kaygı duyup müzik aleti çalmak istemeyecektir. Bu da sonuçta onu müzikten uzaklaştıracak ve enstrümanı çalmayı bırakabilecektir. Sonuçta çocuklarımızı överken dikkatli olmalı, aşırıya kaçmamalıyız. Övgünün doğal yeteneklerden daha çok çalışma ve başarma gayretine yönelik olmasına dikkat etmeliyiz. Zekânın ve yeteneklerin sonu vardır ama gayretin sonu yoktur” dedi.