New York Times muhabiri Jodi Kantor’ın, Obama çiftinin ilişkisini konu alan "The Obamas" (Obamalar) adlı kitabı Salı günü piyasaya çıkıyor. New York Times gazetesinde, ABD’de ses getirecek kitabın içeriğiyle ilgili yazı yayımlandı.
Kantor’un kitabı, Beyaz Saray’da halen görevde olan veya eski 30’un üzerinde danışmanla yaptığı röportajlara dayanarak kaleme aldığı, Başkan Obama ile eşinin ise, kitap için röportaj yapmayı reddettiği belirtiliyor.
Kitaba göre, Obama’nın seçim kampanyası sırasında verdiği sözleri tutmasına kendini adamış "perde arkasındaki bir güç" olan Michelle Obama, bu uğurda zaman zaman Beyaz Saray danışmanlarıyla gerginlikler yaşamış.
Michelle Obama’nın, Beyaz Saray’daki rolüne dair ikilemler yaşadığı, bir ABD Başkanı’nın eşi olmanın hayatına getirdiği baskı ve zorunluluklardan hoşnutsuz olduğu ifade edilen kitapta, hatta Başbayan’ın eşi başkan seçildikten sonra kızlarıyla birlikte geçici olarak Chicago’da kalmayı bile düşündüğü iddia ediliyor.
Michelle Obama: "Seçim döneminde söylediğin sözleri tut"
Kitapta, göçmenlik, sağlık reformu gibi önemli konularda, Beyaz Saray’daki üst düzey danışmanların Obama’ya "siyasi açıdan daha realist olması" telkininde bulunurken, Michelle Obama’nın ise eşine her zaman seçim kampanyasındaki sözlerini ve değişim mesajını hatırlattığı kaydediliyor. Bu yüzden de Başbayan, Başkan Obama’nın ekibindeki kişilerle, "Başkan’ı verdiği sözlerden saptırmaya uğraştıklarına inandığı anlarda" ihtilaflar yaşamış.
Kitapta bu noktada, Başbayan ile Beyaz Saray’ın eski özel kalem müdürü Rahm Emanuel ve eski Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs arasında yaşanan gerginliklerden bahsediliyor. Örneğin, Başbayan, 2010 yılı başında Obama’nın sağlık reformu ajandası çökme tehlikesine girdiğinde, Beyaz Saray’ın izlediği stratejiden duyduğu rahatsızlığı gizlemedi ve bu konuda, "en başından beri ilişkilerinin mesafeli olduğu" öne sürülen Emanuel ile tartıştı. Kitaba göre, sonunda kazanan Başbayan oldu ve Obama sağlık reformu konusunda bastırdı.
Kantor’ın yazdığına göre, Michelle Obama o yıl, eşinin yeni bir ekibe ihtiyacı olduğu yönündeki düşüncesini net biçimde ortaya koydu.
"Beyaz Saray’da yaşamak cehennem gibi"
Kitapta bir diğer örnek olarak da eski Beyaz Saray sözcüsü Gibbs’in, Michelle Obama’nın, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin eşi Carla Bruni’ye, "Beyaz Saray’da yaşamak cehennem gibi" dediği iddialarının yarattığı krizi savuşturmaya çalıştığı anlatılıyor. Burada da Barack Obama’nın diğer bir danışmanı Valerie Jarrett’in Gibbs’e, Başbayan’ın Beyaz Saray’ın bu olaya verdiği yanıttan rahatsız olduğunu söylediği, Gibbs’in buna çok sinirlendiği, hatta Başbayan’a, onun olmadığı bir ortamda küfür ettiği iddia ediliyor. Ancak yazara göre Gibbs daha sonra, öfkesini yanlış yerden çıkardığını, asıl olarak Jarrett’ın bu problemi yarattığını söyledi.
Ayrıca, kitapta sözlerine yer verilen eski bir Beyaz Saray yetkilisi, Michelle Obama’nın ilk Afro-Amerikan Başbayan olmaktan endişe ettiğini ve "herkesin siyahi bir kadın olarak kendisinin hata yapmasını beklediğini" hissettiğini belirtiyor.
"Eski haberler aşırı dramatize edilmiş"
Beyaz Saray ise, yaptığı açıklamada, kitapta anlatılanların "eski haberlerin aşırı dramatize edilmesi"nden ibaret olduğunu belirterek, Obama çiftinin söz konusu kitap için yazarla röportaj yapmadığını, aralarındaki son röportajın 2009 yılında olduğunu kaydetti. Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz, kitapta tarif edilen düşünce, hissiyat ve özel anların yazarın kendi görüşlerini yansıttığını, bu tip ikinci elden bilgiye göre yazılan hikayelerin çoğunlukla abartıldığını ifade etti.
Milliyet