Ablamın arkadaşlarına kahvaltı götürdük. Bugün ilk defa ablamım arkadaşlarıyla kahvaltı yapacaktım heyecanlıydım. Neyse babam ablamla beni bıraktı. Kahvaltı düzenlenene kadar ders çalıştık. Ablamın arkadaşları beni çok sevdi bende onları sevdim. Kahvaltı hazırlandı yedik, içtik çok eğlendik.
Yemekten sonra bir öğretmen bize ders anlattı, o öğretmeni çok sevdim. Dersten sonra çay saati geldi kek yedik şarkılar söyledik kekten sonra ders çalıştık kitap okuduk. Öğle vakti gelince sofraya oturduk, yemekten sonra babam bizi aradı, hemen aşağı indik eve gidip valizimizi hazırladık. Annem ve babam eve gelince yola çıktık. Yolda uyuyup uyandık, uyuyup uyandık. En çok da ablam uyudu.
Zaman çok hızlı geçiyordu. Malatya’ya varınca dayımlara gidecektik. Dayımların kapısının önüne gelince depreme yakalandık. Ben arabanın içinde nefesim kesilmiş, gözlerim açılmış kımıldamıyordum. Annenin konuşması ile irkildim. Bizi üç kez salladı. Gittikçe daha da hızlanıyor ve çoğalıyordu. Dayımlar 10. katta oturdukları için daha çok sallandılar ve evdeki bütün camları kırıldı. Benim küçük kuzenim Burak yatakta tek başına kalmıştı. Herkes çok korktuğu için evlerinden çıkıp ateş yakmış ısınıyorlardı. Trafik çok fazlaydı. Bu yüzden babaannemlere gidemedik. Teyzemlerde kaldık.
Sabah olunca kuzenim Ahmet’le ders çalıştık, kitap okuduk, kahvaltı yaptık ve oyun oynadık. Ertesi gece babaannemler de kaldık. Günlerimiz şöyle geçiyordu bir babaannemlerde bir teyzemlerde kaldık. Malatya’da cumadan çarşambaya kadar kaldık.
Eve dönerken Maraş’ı da gezdik orada Abdülhamid Han Camii, Mutfak Müzesi, Dondurma Müzesi ve Yedi Güzel Adam Müzesi vardı. Ben en çok Yedi Güzel Adam Müzesini sevdim. Eve gelince Yedi Güzel Adam filmini izledik sonra kitap okuyup yattık.