Yedi Sekiz Hasan Paşa

Biyografi
Osmanlı sarayını basmaya gelen darbeci Ali Suavi’yi kafasına sopayla vurup öldüren Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın hayatı Osmanlı paşası. Osmanlı ordusunda erlikten mareşalliğe kadar yükselebile...
EMOJİLE

Osmanlı sarayını basmaya gelen darbeci Ali Suavi’yi kafasına sopayla vurup öldüren Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın hayatı

Osmanlı paşası. Osmanlı ordusunda erlikten mareşalliğe kadar yükselebilen nadir isimlerdendir. Okuma-yazması zayıf olduğu ve imzası Arapça yedi (٧) ve sekiz (٨) rakamlarından oluştuğu için bu lakabı almıştır.

1831’de Çorum’un Kuşsaray köyünde doğdu. Askerliğine kadar demirci ustası olan babasının yanında çalışıp, askerlik vazifesiyle İstanbul’a geldi. Kırım Savaşı’na katılıp büyük yararlılıklar gösterdi. İstanbul’a dönüşünde çavuş oldu. Gözü pekliğiyle, daha çok Arnavut ve Çerkeslerin tekelinde olan muhafız alaylarında kendine yer edindi. Muhafız olarak katıldığı bir hac seferi sonrası içinde bulunduğu gemiyi batmaktan kurtarınca, Abdülmecit tarafından mülazımlık (teğmen) payesiyle ödüllendirildi.

Abdülaziz’in saltanatında Ağa payesiyle Beşiktaş karakol komutanı oldu. Ramazan’da yemek yiyip, içki içenleri dövüp sonra Allah ıslah etsin! diye bıraktığı rivayet edilir. II. Abdülhamit’i devirmek için Çırağan baskınını gerçekleştiren Ali Suavi’yi bir sopayla kafasına vurarak öldüren Hasan Ağa’ya bu olaydan sonra paşalık (generallik) unvanı verildi. 93 Harbi’nde Kafkas cephesinde büyük yararlılıklar gösterdi.

Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın adı son zamanlarda yakın Osmanlı tarihi bağlamında tartışmaya yol açmıştır. Okuma-yazma bilmediği için verildiğini iddia edenler olmakla birlikte çocukluğunda medrese eğitimi aldığı da iddia edilir. Ancak imzasını Arapça yedi ile sekiz rakamlarını yazıp bu sayıyı bir çizgiyle birleştirdiği doğrudur. Paşa, II. Abdülhamit’in en güvendiği ikinci adamı olması nedeniyle bu yakıştırmanın yapıldığı düşünülür.

Hasan Paşa 1905’te öldü. Geride meşhur namıyla beraber, memleketi Çorum’da, 1894 yılında yaptırttığı 27,5 metre yüksekliğindeki saat kulesi kalmıştır. Torunları bugün Başıbüyük soyadıyla Çorum ilinde yaşamaktadırlar.

İdari anlamda Çorum ve bölgesine etkisi günümüzde İskilip, Osmancık, Sungurlu gibi yerlerin Çorum Sancağına doğrudan bağlanmasını 1894 yılında sağlaması olmuştur.