Karadeniz Onu Özlüyor!..

Biyografi
Karadeniz müziğinin rock yorumuyla geniş bir dinleyici kitlesi edinen ve genç müzisyenler için öncü olan Kazım Koyuncu, genç yaşta aramızdan ayrılışının yıl dönümü bugün… Karadeniz’in hırç...
EMOJİLE

Karadeniz müziğinin rock yorumuyla geniş bir dinleyici kitlesi edinen ve genç müzisyenler için öncü olan Kazım Koyuncu, genç yaşta aramızdan ayrılışının yıl dönümü bugün…

Karadeniz’in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi’ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

Kazım Koyuncu‘yu 25 Haziran 2005 yılında kanserden kaybettik. O da bir çok Karadenizli’nin kaderini paylaştı ve kanser nedeniyle armızdan ayrıldı. Koyuncu, kanser olduğunu büyük bir metanetle karşıladı.

Kanser olduğunu öğrendikten sonra şöyle diyordu:

"En iyi ihtimalle Haziran ayına kadar konser veremeyeceğim. Kanser ve konser arada sadece bir harf farkı var. Hiçbir şey umurumda değil, ben konserimi yapacağım. Arkadaşlarım üzülmesin, her zamanki şımarık, kendini vermiş halimle çıkıp şarkılarımı söyleyeceğim."

Laz müziğinin bu muhalif sesi; Karadeniz’in asi çocuğu Kazım Koyuncu, ondan çok şeyin beklendiği bir dönemde genç yaşta aramızdan ayrıldı. “Her ölüm erkendir…” denir. Ama Kazım Koyuncu’yu gerçekten erken yitirdik…

Unutmayacağız…

İşte Kazım Koyuncu’nun kısacık yaşamına sığdırdıkları:

KAZIM KOYUNCU

Kâzım Koyuncu (d. 7 Kasım 1971, Artvin – ö. 25 Haziran 2005, İstanbul), geleneksel Karadeniz müziği ile rock müziği sentezleyerek kendi tarzını yaratan Laz müzisyen. 33 yaşında akciğer kanserinden vefat etmiştir.

HAYATI

Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Sugören Köyü’nde, 7 Kasım 1971 tarihinde doğmuşsa da nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs 1972’dir.

Müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başlamış, çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna’nın yanında türkü dinleyerek geçmiştir. İstanbul’a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden siyasi nedenlerle ayrılmıştır. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atılmıştır. 2004’ün sonlarında sanatçıya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser tedavisi görmeye başlamıştır. 25 Haziran 2005’de, 33 yaşında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.

MÜZİK KARİYERİ

1992’de henüz 20 yaşında iken Ali Elver le "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubunu kurmuş ve profesyonel müzik hayatı başlamıştır. Zamanla Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmışsa da rock’tan kopamamış ve geleneksel Laz halk müziğini rock tabanlı yorumlamaya başlamıştır.

1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurmuştur. Lazca rock yapma iddiası ile yola çıkan ve 1995’te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998’de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri yaparak bu iddialarını da gerçekleştiren grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live) çıkardıktan sonra 1999 yılında dağılmıştır.

LAZCAYI KEŞFETMEK

Kazım Koyuncu‘nun bu dönemlerde tanıştığı ve henüz İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olan Mehmedali Barış Beşli, bir horon çalışması içindedir ve burada Lazca müzik yapma düşüncesi doğmuştur. Mehmetali Beşli, Lazca müzik düşüncesinden Kazım’a söz eder. Kazım, Mehmedali Barış Beşli, İlhan Karahan (Yabantaş) bir araya gelirler ve daha sonra Metin Kalaç’ ın da aralarına katılmasıyla Zuğaşi Berepe kurulur. Kazım Koyuncu Zuğaşi Berepe’nin önemini bir röportajında şöyle vurguluyordu:

"Hiçbir şey düşünmeden Lazcayı keşfetmeye, keşfettiğimiz dille de müziği sonuna kadar özgür bırakmaya başladık. Lazca, rock müziği yapma konusunda çok ciddi bir dayanak oldu. Çok bakir bir dildi ve çok enteresan bölünebiliyordu. Melodileri sözlerle oturtmak için çok çaba sarf etmedik… Yaptıkça büyük bir şey yaptığımızı anladık. Lazlarla karşılaştığımız anlar çok enteresandır. Uzun saçlı, küpeli yırtık pantolonlarımız vardı. 80 doğumlu insanlar hala Zuğaşi Berepe hayranları olarak geliyorlar. Özellikle şimdi Lazca rock müzik yapmaya başlayan gençleri görünce hakikaten bir şeyi başardığımızı düşünüyorum. Bizim bir amacımız vardı. Sadece Lazcayı korumak değil, yaşamaktı, yaşarken de bir şeyleri ifade etmekti. Biz kendi ilkelerimize sadık olduk. Lazca bize çok büyülü bir şey de kattı. 6-7 sene sürdü."