İlk Türk Kadın Tiyatrocu Afife Jale

Biyografi
Afife Jale Genel bilgiler Doğum 1902 İstanbul Ölüm 24 Temmuz 1941 (39 yaşında) İstanbul Meslek(ler) Tiyatrocu Ölümü Babası onun tiyatrocu olmasına karşıydı ve Afife’nin oyuncu olmasını hafiflik ...
EMOJİLE

Afife Jale

Genel bilgiler

Doğum 1902

İstanbul

Ölüm 24 Temmuz 1941 (39 yaşında)

İstanbul

Meslek(ler) Tiyatrocu

Ölümü

Babası onun tiyatrocu olmasına karşıydı ve Afife’nin oyuncu olmasını hafiflik olarak görmekteydi. Afife evden ayrı yaşamak zorunda kaldı. Bu arada Darülbedayi’deki ücretli görevine de son verildi.

Güvencesiz ve parasız kaldı. Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. Doktoru morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yaptı ve Jale morfin bağımlısı haline geldi.

Yaşamının son yıllarını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde geçirdi ve 39 yaşındayken burada öldü.

Hayatı

Hicaz makamındaki o Selahattin Pınar bestesindeki gibi, “Bir bahar akşamı”, rastlaştılar. İstanbul Kuşdili çayırında… Hafız Burhan konserinde… Selahattin Pınar, üstadın arkasında tambur çalıyordu.

Nicedir saz salonlarının en sevilen besteci ve icracılarından biriydi. Afife Jale ise Darülbedai’de sahneye çıkarak “Tiyatrodaki ilk Müslüman kadın oyuncu” olarak tarihe geçmiş, ancak tiyatro zaptiye tarafından basılınca kapı önüne konulmuştu. İşsiz, sahnesiz ve kimsesizdi.

Acısını yatıştırıcı haplarla dindirmeye çalışıyordu. İkisi de 25 yaşındaydı. Belki de güftedeki gibi “İçimde uyanan eski bir arzu/ dedi ki yıllardır aradığım bu/ şimdi soruyorum büküp boynumu/ Ah, daha önceleri neredeydiniz” dediler. Ve evlenmeye karar verdiler. Gençliklerini acılar içinde harcamışlardı.

Evlenince hayat boyu ıskaladıkları her şeyi birlikte yapmaya çalıştılar.

Evde saklambaç oynadılar. Bahçede enginar yetiştirip yarıştırdılar.

“Bir çocuk resmi” kıvamında şiirler yazdılar. Pınar çaldı; Afife dinledi.Ancak güzel günler uzun sürmedi. Afife, tiyatrosuz yaşayamıyordu ve tiyatronun boşluğunu uyuşturucularla dolduruyordu.

Suriyeli bir eczacı onu morfine alıştırmıştı. Selahattin Pınar, bir gün eşinin öğle uykusu için çekildiği odasının anahtar deliğinden içeri baktığında, damarına morfin şırınga ettiğini gördü ve çöktü.

Ama Pınar, eşine öfkeden çok, merhamet duyuyordu.Onu hayata döndürebilmek için çırpınmaya başladı. Sürekli melankolik besteler yapar olmuştu.

Çırpındılar, bu gidişi geri çevirebilmek için… Olmadı! Selahattin Pınar, kendisi de morfin tuzağına düşer gibi oldu. Bunun üzerine Afife, “Terk et beni” diye yalvardı ona…

“Yoksa sen de mahvolacaksın, bırak beni gideyim” dedi. Pınar, 6 ay sonra Afife Jale’yi terk etti. Şimdi ikisi için de en kötü yıllar başlıyordu.

Afife, kimsesiz ve beş parasız, tenha parklarda yatıp kalkar, aşevlerinde karnını doyururken ayrıldığı eşinin kendisinin ardından yazdığı şarkıları taş plaktan dinleyip ağladı.

Ayrılık acısını yeni bir evlilikte dindirmeyi deneyen Selahattin Pınar ise hiç birlikte yatmayacağı bu kadından kısa sürede ayrıldı. Afife Jale, kimsesizliğinin, terk edilmişliğinin, yoksulluğunun son durağı Balıklı Rum Hastanesi’nde, bir deri bir kemik veda etti hayata…

Ölümü, gazetelere haber bile olmadı. Cenazesine 4 kişi katıldı. Mezar yeri de mektupları ve fotoğraflarıyla birlikte kaybolup gitti. Unutuldu…

Selahattin Pınar, Afife’nin ölümünün ardından paraladı kendini… Nice ölümsüz, hicran dolu besteye imza attı. Son katıldığı radyo programında “Hatıralar” şarkısını seslendirdi: “Beni de alın koynunuza hatıralar/ dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar”

Bir süre sonra müdavimi olduğu Todori meyhanesine gitti; doktorların yasak ettiği ne varsa hepsini ısmarlayıp sofrayı döşetti.

Günümüzde Yapı Kredi Sigorta tarafından düzenlenen ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri her yıl sanatçının anısına düzenlenmektedir.