Endülüslü seyyah ve yazar İbn-i Cübeyr kimdir? İbn-i Cübeyr kimdir kısaca… İbn-i Cübeyr biyografi… İbn-i Cübeyr kısaca hayatı…
İbn-i Cübeyr, 31 Ağustos 1145’te Valencia(Belensiye) veya Jativa’da(Şatıbe) doğmuştur. 740 yılında Endülüse gelmiş eski Arap kabilelerinden birine mensup olan İbn-i Cübeyr ilk eğitimini katiplik yapan babasından almıştır. İbn-i Cübeyr, Doğu İslam dünyasını tanımak, hac vazifesini yerine getirmek için 1183’te Gırnata’dan hareket etmiş ve Tarif’ten Sebte’ye geçmiştir. Sebte’den deniz yolculuğuna başlamış ve Sardunya, Sicilya adalarında ihtiyaçlarını gidererek İskenderiye’ye hareket etmiştir.
İskenderiye’den kara yolculuğuyla Kahire’ye, oradan Kus’a ve Ayzab’a varmıştır. Ayzab’tan deniz yolculuğuyla Cidde’ye geçmiştir. Cidde’den Mekke’ye geçtikten sonra 8 ay hac ibadetini gerçekleştirmiştir. Mekke’den sonra Medine, Kuse, Bağdat, Samarra, Tikrit, Musul, Nusaybin güzergahını izleyen İbn-i Cübeyr sonrasında Harran, Halep, Hama, Sur, Humus, Dımaşk, ve Akka kentlerinden geçip deniz üzerinden Endülüs yoluna düşmüştür. Messina yakınında gemilerinin batma tehlikesi üzerine bu kente sığınmış ve başka bir gemiyle İspanya’ya ulaşarak Cartagena kentine vardı.
25 Nisan 1185 tarihinde Cordoba’daki evine varmasıyla 2 yıllık seyahatinin sonuna gelmiş oldu. Endülüs’e döndükten sonra Rihletü’l-Kinani adı verilen ünlü seyahatnamesini yazmaya koyulmuştur. İbn-i Cübeyr daha sonra 1189-1191 yıllarında ikinci bir hac yolculuğuna çıktı. Arkasından 1217 yılında üçüncü bir hac yolculuğuna daha çıktı. Bu iki hac yolculuğu için yazdığı herhangi bir seyahatname günümüze gelmemiştir. 3. hac yolculuğundan sonra Endülüs’e dönmeyen İbn-i Cübeyr önce Kudüs’e daha sonra da İskenderiye’ye yerleşti ve 29 Kasım 1217 tarihinde burada vefat etti.
İbn-i Cübeyr, seyahatnamesinde gezip gördüğü yerlerin ekonomisinden, insanların özelliğinden, devlet başkanlarından, evlerinden, önemli binalardan, türbelerden, halkın yaşayış tarzından bahsetmiştir. Mekke ve Halep şehirlerini anlatırken geniş tasvirlerle bulunmuştur. İbn-i Cübeyr seyahatnamesinde bazı ilginç gözlemler ve bilgiler de mevcuttur. Seyyahın hacca gidiş ve geliş yolculuğunda Sicilya adasında yanardağ dikkatini çekmiş ve seyahatnamesinde buna değinmiştir:
“… O an yanardağ gördük.Göğe doğru yükselen, tepesi karla kaplı büyük bir yanardağ idi. Söylendiğine göre hava berrak olursa yüz mil uzaktan görülebilirmiş…”
Sonuç olarak İbn-i Cübeyr’in yazdığı bu seyahatname bulunduğu yüzyıl içerisindeki İslam dünyasının kültürel, ekonomik, ulaşım, dini yapısı hakkında özgün bilgiler elde etmemizi sağlar. Bu seyahatname kendinden sonra yazılacak seyahatnamelere öncülük etmiştir.
Özellikle İbn-i Battuta, İbn-i Cübeyr’in eserinde değindiği yerlerle ilgili bilgileri kendi eserinde kullanmıştır. Eser çeşitli çalışmalarda kısmi veya tam metin olarak neşredilmiş, ayrıca çeşitli dillere çevrilmiştir. Türkçe tercümesi ise İsmail Güler tarafından “Endülüsten Kutsal Topraklara” adıyla yayınlanmıştır.