Bir Türk tasarımcının projelendirdiği ve patentini aldığı ”Dalga Salıncağı” sistemi ile deniz, göl ve akarsulardaki dalga hareketlerinden elektrik elde edilmesi amaçlanıyor.
Dalga salıncağını tasarlayan Cevdet Başkal, dalga enerjisinden faydalanan proje ile yenilenebilir enerji kaynaklarına en ucuzunu ve en sağlamını eklemeyi istediğini söyledi.
Güneş enerjisi ile bir evin ihtiyacını karşılamak için 150 bin lira harcamak gerektiğini, rüzgar enerjisinin panellerinin ise milyon dolarlara mal olduğunu buna karşılık yılda sadece 200 saat çalıştığını, anlatan Başkal, 3-5 yıl yağmur yağmaması durumunda da baraj enerjisinin kuruyacağını belirtti.
Dalga enerjisinden faydalanan ülkeler bulunduğuna dikkati çeken Başkal, fakat bu cihazların o ülkenin sualtı projelerine uygulandığından, başka kırık dalgalı yerlerde çalışmasının zor olduğunu ifade etti.
Kendisinin projesinin ise su altı haritasına gerek kalmadan, her deniz coğrafyasında uygulanabileceğine işaret eden Başkal, cihazın sulardaki hem iniş çıkışla, hem de dalga hareketleri ile çalıştığını kaydetti.
Projenin iki aşamadan oluştuğunu anlatan Başkal, birinci aşamada deniz, göl ve akarsulardaki enerji açığını ortaya çıkaran dalga salıncağı ile suyu yükseklere pompalandığını, ikinci aşamada ise yukarıda içi su dolu suni bir baraj oluşturulduğunu söyledi.
Projenin benzerlerinden farkının, risksiz, ucuz ve sağlam olması olduğuna dikkati çeken Başkal, bunun dünyanın her yerinde kullanılabileceğini belirtti.
Bu cihazı yapmak için yıllarını deniz kıyısında geçirdiğini, bu uğurda 35-36 yıllık kazancını ve Antalya’da oturduğu evi satarak, tüm parasını bu işe yatırdığını anlatan Başkal, şöyle devam etti:
”Deniz ve göllerdeki ve akarsulardaki enerji açığını ortaya çıkaran dalga salıncağının yapımı ve çalışması şöyle; benzeri bir yakıtla çalışan piston gibidir, hareketli suya konulunca sürekli ileri geri gider, gelir. Önce uzun kollu dikey bir duba yaparız. Bu duba kolunu oynar başlıklı iki kolla en üstteki inşaat demirine monte ederiz. Dalga geldiğinde, dalganın kaldırma gücüyle yukarı kalkan duba, dalga boyu kaç metre ise o kadar yükselir. Sıfır noktaya geldiğinde dalganın geçişiyle oynar başlıklı kolların yardımıyla duba geldiği yere hızla dönüş yapar. Böylece enerji açığı ortaya çıkar.
Örneğin 100 tonluk bir duba dalga çıkışıyla 25-30 metre yükseldiğini düşünelim, dubanın dalganın geride bıraktığı dip boşluğa hızla geri düşmesi, saniyedeki hızı ve tabana yaptığı basınç bize enerji olarak dönmektedir. Dünyada bugüne kadar yapılan benzerleri çarpma ile çalışmaktadır. Ayrıca suyun iniş ve çıkışıyla çalışanı başka bir yerde yoktur.”
-”2 BİN 500 LİRAYA 120 MİLYON LİRALIK ENERJİ-
Çarşaf gibi denizlerde de dalgalı denizlerde olduğu kadar enerji olduğuna işaret eden Başkal, ”çarşaf gibi dalgasız açık denizde, içi yarım dolu pet şişeyi suya attığımızda, pet şişenin yukarı inip çıktığını görürüz. Veya tonlarca ağırlığında denize demirlenmiş gemi ve kayıkların iyice gözlemlediğimizde, sürekli olarak yukarı aşağıya hareket ettiğini gözlemleriz. İşte dalga salıncağı bu enerjiyi de açığa çıkaran çok güçlü bir sistemdir” diye konuştu.
Projenin çalışmasıyla açığa çıkan enerjinin batarya sistemi ile de normal enerjiye çevrilebildiğine işaret eden Başkal, yaklaşık 2 bin 500 liraya bir dalga salıncağı dubası yapıldığında, Akdeniz kıyılarındaki yıllık 2 milyon 100 bin adet iniş çıkış ile yaklaşık 120 milyon liralık enerji üretecek bir enerji açığının ortaya çıkacağını söyledi.
Kendi üzerine patent numarası çıkan tasarımın, Çin’de fason imalatına başlandığını duyduğunu belirten Başkal, Türkiye’de fikir üretimine kredi veren hiç bir banka ve kurum, kuruluş olmadığını söyledi.
Başkal, ”Tek isteğim önce Enerji Bakanlığına sunum vermek, sonra 500 megavat örnek bir santral kurmak.Eğer imkan tanınırsa 30-40 gün içinde petrole eşdeğer enerji üretebilirim. Daha sonra enerji şirketleriyle görüşerek yurt dışı pazarlarına yönelmek istiyorum” dedi.
AA