Samet Uzun: Dijital Sanat Üretiminde Medyum Olarak İnternet

İnternet
Giriş Bu makale, modernizmle başlayan çağdaş sanat yapıtlarının felsefelerinden bir takım referanslar alınarak yakın geçmişte ve günümüzde üretilen İnternet sanatının eserlerini ve ortaya çıkış biçiml...
EMOJİLE

Giriş
Bu makale, modernizmle başlayan çağdaş sanat yapıtlarının felsefelerinden bir takım
referanslar alınarak yakın geçmişte ve günümüzde üretilen İnternet sanatının eserlerini ve ortaya çıkış
biçimlerini incelemeyi hedeflemektedir. Konunun daha rahat anlaşılması bakımından kısaca
İnternet’in geçmişinden ve sosyal medya araçlarından da bahsedilmektedir. Makalede sanatçılar,
sanatçıların işleri, sanat işlerinin fotoğrafları ve bağlamları bulunmaktadır. Ayrıca sanat işlerinin
üzerinden yürüyen tartışmalara da yer verilmiştir.

Modernizm Pratiklerinden Günümüze
Gün geçtikçe kullandığımız teknolojik araçlar ve aslında yeni ortaya çıkmaya başlayan dijital
alanlar daha fazla şekillenmeye ve geliştikçe gündelik yaşamımızın içerisine nüfuz etmeye başlamıştır.
Gündelik hayatımıza daha fazla müdehale etmeye başlayan güncel teknolojiler bununla birlikte
alışkanlıklarımızı ve sanatçıların çalışma pratiklerini de tarhite olduğu gibi bugün de oldukça
değiştirmiştir. Yaşamımızdaki bu değişim, nasıl ki gündelik hayatımızın pratiklerini değiştiriyorsa
bununla beraber kültürlerimize, geleneklerimize ve iletişim şeklimize de yön vermektedir.
Ortaya çıkan her araçla beraber, beraberinde getirilen ‘’bu araçla sanat mümkün mü?’’ sorusu
artık çok naif bir sorudur. Geçtiğimiz yüzyılda Marcel Duchamp bu sorunun cevabını çoktan vermişti
zaten. Duchamp’ın ortaya attığı ‘’Ready Made’’ kavramı artık her şey ile sanat yapılabileceğini ortaya
koymuştur. Tarihin o anından itibaren maddeye dayalı her şey bir sanat nesnesi olabilir. Bu durumda
sanat olacak nesnenin önemi ortaya çıkmış ve ondan daha önemli olan, sanat olacak nesnenin bizlere
sunacağı bağlamdır. Burada asıl değerlendirmemiz gereken nokta ise şudur; Duchamp’ın zamanında
da ‘’yeni’’ bir takım araçlar vardı ve artık bir bağlam dolayımında sanat nesnesi olarak
sunulabiliyordu. Bu durumda çağımızın getirdiği ‘’yeni’’ alternatiflere nasıl yaklaşımlar getirmemiz
gerekiyor?

Marshall Mcluhan’ın ‘’Araç İletidir’’ mesajından da anlayabileceğimiz gibi artık araçların
bize sunduğu alternatifler aslında üretim biçimlerimizi ve yaratım süreçlerimizi de şekillendirmektedir.
Artık her türlü alanlarımızda bulunan dijital araçlar her şeyde olduğu gibi sanat üretiminde de
kolaylıklar sağlamaktadır. Fakat üretim sürecinde kolaylıklar sağlayan bu alternatifler, ortaya sanat işi
çıkarmayı daha kolay hale getirmemiştir. Bu bağlamda örnek vermek gerekirse bir heykel sanatçısının
heykelini yapabilmesi için gerek araç olarak, gerekse teknik olarak geçmişe baktığında çokça referans
bulabilmesi mümkündür (lakin bu heykel, resim gibi medyumların artık ‘’yorgun’’ medyumlar olduğu
gerçeğini de değiştirmez). Fakat ortaya çıkan her yeni dijital araçlarla berbaber sanatçının
çalışabileceği pratikler gün geçtikçe güncellenmektedir ve geçmişe baktığı zaman, avangard sanat
bağlamında geleneksel sanat pratiklerinde olduğu kadar tarihsel anlamda referans bulamaz. Bununla
beraber bilgisayar, telefon gibi araçlar artık gündelik hayatımızın sıradan nesneleri haline geldikçe
sanatçıların dijital alanlara yoğunlaşması gayet doğaldır.

İnternet’e Sanat Aracı Olarak Bakış
İnsanlık, bilgisayar ve dijital teknolojiyle yeni tanışmaya başladığında her yeni teknolojide
olduğu gibi bunda da kısıtlı imkanlara sahipti. İlk çıkan bilgisayar teknolojilerinden üretilmiş sanat
işleri çoğunlukla pixel bazlı grafik işleridir. Fakat teknoloji ve dijital ortam geliştikçe sanat
üretimindeki alternatifler çoğalmış ve sanatçıların üretkenliği daha da artmıştır. Henüz daha bilgisayar
destekli sanatın başlarında grafik olarak Paint gibi programlar yer alırken günümüzde Photoshop, 3D
Max, Zbrush, Cinema 4D gibi programlar mevcuttur. Böyle programlar geliştikçe de sanatçıların
üretim alternatiflerinde doğrudan artış olmuştur.

Sanat tarihinin her aşamasında olduğu gibi günümüz teknolojileriyle üretilen sanat işlerinde
önemli olan araçlar değil, araçların nasıl kullanıldığıdır. Bilgisayar destekli avangard sanat işi üreten
sanatçı, sadece bilgisayarın ona sunduğu avantajlarla kendini sınırlamaz, aksine kullabildiği araçların
alternatif üretim şekillerini de araştırır. Bu araştırma, çaba ve sanatçının birikimi sayesinde
bilgisayarın sanatçıya sunduğu değerlerden çok daha farklı işler ortaya çıkabilir. Alternatif üretim
biçimleriyle bezenen avangard sanat işleri, sanatçının doğası gereği, çok daha farklı iş üretim
mekanizmalarına kapı açmaktadır.

Dadaizm’den sonra, özellikle Joseph Kosuth ile gelen Kavramsal Sanat, yukarıda bahsedilen iş
üretim modeline öncülük eden akımlardan biridir. Örnek vermek gerekirse Joseph Kosuth ‘’One and
Three Chairs’’ (Bir ve Üç Sandalye) işinde, sandalyenin kendisini, sandalyenin sözlük anlamını ve
sandalyenin bir fotoğrafını mekana yerleştirerek bir enstalasyon gerçekleştirmiştir. Bu işte verilmek
istenen bağlam kısaca, bizim sandalyeye bakış yoluyla algıladığımız ve sandalyenin yazı ile tarifiyle
zihinsel yolla oluşturduğumuz bağlantı biçimlerini birleştirip anlam ve gözlem arasında bir bağlantı
kurmaktır. Sanat üretiminde artık geleneksel sayılabilecek araçlarla farklı üretim modelleri
çıkarılabileceğini kanıtlayan ve sanat tarihinde yüzlerce örnek varken; günümüzde, geçmişe kıyasla
çok daha fazla üretim aracı ve alternatifleri bulunmaktadır. Sanatçının araçları farklı bağlamlar
doğrultusunda kullanma insiyatifi dolayısıyla çok daha artmış bulunmaktadır.

İnternet’in Sürümleri ve Kavram Olarak İnternetBilgisayar teknolojilerinde sanat üretimi konusu tabii ki grafik programlarıyla da sınırlı
değildir. 1960 yılında temelleri atılan, 80’lerde çokça geliştirilen ve 90’larda artık yavaş yavaş günlük
hayatımızın bir parçası haline gelmeye başlayan İnternet, yukarıda bahsedildiği gibi yeni üretim
araçları dolayımında sanatçıların ilgisi çekmeyi başarmıştır. İnternetin ilk sürümü olan Web 1.0,
şuanki İnternet ile kıyaslandığında ilkel kaldığı ortadadır. İnternet kullanıcıları, belli başlı kurumlar
tarafından yüklenen bilgilere erişim sağlayabiliyordu ve kullanıcıların imkanı sadece bu bilgilere
erişmekle sınırlıydı, bilgi üzerinde herhangi bir değişiklik ya da ekleme yapılamıyordu.
İnternet’in daha popüler hale gelmesini sağlayan hali 2004’te hayatımıza giren Web 2.0
sürümüdür. Artık İnternet kullanıcıları, sadece İnternet’teki bilgilere erişmekle kalmayıp onunla
beraber bilgiyi değiştirme, bilgi ekleme; hatta imge yükleme, imge depolama gibi fırsatlara da
erişebilmiş oldular. Bu gelişme İnternet kullanıcıların hayal gücü ve bilgisiyle birleştiğinde ortaya çok
daha farklı web siteleri çıkmıştır. Facebook, Twitter, Google, Flickr gibi web siteleri Web 2.0’ın
nimetlerinden sadece birkaçıdır.

Ortak kanıya varılamaması dahilinde hayatımıza 2015’te giren Web 3.0 ise artık ‘’Semantik
İnternet’’ dönemidir. Semantik İnternet nedir sourusunu sormadan önce Semantik’in ne anlama
geldiğini anlamakta fayda var. Semantik, kelime anlamı olarak anlam bilim demektir. Bilim olarak
kelimlerin anlamlarını, kelimelerin nasıl anlam kazandığını inceleyen bir alandır. Semantik, felsefi ve
bilimsel semantik olarak ikiye ayrılır. Felsefi semantik kelimeler arasındaki ilişkiyi, kelimenin düz
anlamı ve yan anlamı gibi konuları felsefi açıdan ele alır. Bilimsel semantik ise anlam bilimin zaman
içerisindeki değişimini, dil yapısındaki düşünce-anlam ilişkisini inceler.
Peki İnternet’te sanat üretimi konusunu el alırken neden Semantik konusunu böyle gözden
geçirdik? Çünkü Web 3.0 ile gelen Semantik İnternet kavramı, internette herhangi bir arama yapıldığı
zaman kelimelerin anlamlarını birbirine bağdaştırarak daha verimli bir sonuç ortaya çıkarmayı
amaçlar. Semantik konusu kelimelerin anlam bilimiyle ilgilendiği ve kelimeler her bir bireye aynı şeyi
ifade etmediği için artık burada söz konusu olan ‘’kişiselleştirilmiş’’ İnternettir. Kişiselleştirilmiş
İnternet, İnternet’in arkasında bulunan yapay zeka sayesinde, kendi kelime anlamlarıyla beraber arama
yapan kullanıcılara çok daha verimli sonuçlar ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Kullanıcının hangi
amaçlarla ve hangi kaynaklara erişmek için İnternet’i kullandığını anlar ve ‘’o kullanıcıya göre daha
verimli’’ sonuçlar çıkarır. Buna örnek vermek gerekirse Google’ın Web 3.0 ile ilerleyen gelişimi
incelenebilir.

Kişiselleştirilmiş İnternet aynı zamanda günümüzde kullandığımız İnternet’in de kavram
olarak büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Veri yükleme ve veri çekmek için kullandığımız Google,
Yandex gibi arama motorları ve web siteleri; aynı zamanda Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal
medya platformlarında kişiselleştirilmiş profiller oluşturmamıza daha verimli imkanlar sağlamaktadır.
Kişiselleştirilmiş profillerimizde artık dijital ortamlarda kendi dijital kimliklerimizi oluşturabilmekte,
bu dijital kimlikler dolayımında İnternet’ten edinmek istediğimiz kişisel bilgilere daha verimli
yollardan ulaşabilmekteyiz. Instagram’da hangi gönderi türünü daha çok beğenirsek karşımıza o
türden gönderileri daha fazla çıkarması bunun en açık örneklerinden biridir.
Dijital Sanat Üretiminde İnternet’in Araç Olarak Kullanılması
Yukarıda bahsedilen teknolojik araçları ve platformları kullanan sanatçılar, sanat alanında yeni
bir alan açmıştır. Bu alana ‘’New Media Art’’ (Yeni Medya Sanatı) denir. New Media Art, aslında
Digital Art alanının bir alt başlığıyken aynı zamanda kendi alt başlıklarını da içermektedir. Konuyla
alakalı alan ve alt başlıklar şu şekildedir:
• Digital Art
• New Media Art
• Internet Art
• Net.Art
Genel bir başlık olan ve yukarıdaki başlıkların bir kısmını veya hepsini kapsayan iki alan daha vardır.
Onlar ise Networked Art ile Software Art’tır. Networked Art yukarıdaki başlıkların hepsini içine dahil
ederken Software Art, Digital Art ile New Media Art’ı kapsar. Konuyla alakalı oluşturulan diyagram
aşağıdaki gibidir:
Şekil 1 Verschooren’e göre Internet sanatının sayısal teknolojilere dayanan diğer sanatyaklaşımları
içindeki yeri. Verschooren, Karen A. (2007) Situating Internet Art in the Traditinal Institution for
Contemporary Art. SA: Massachusetts Institute of Technology s.18
Digital Art işlerini daha iyi anlamak açısından Digital Art’ın ve alt başlıklarının tanımlarını yapmakta
da fayda var.

1. Digital Art: Genel anlamda üretiminde bilgisayarın rol aldığı, fiziksel olmayan eserlerin
üretildiği sayısal ortamdır. Bu süreçte bilgisayar geleneksel anlamda bir yardımcı araçtan,
vazgeçilmez bir ortak yaratıcı konumuna kadar uzanan tayfın herhangi bir yerinde
bulunabillir. Sürecinde bilgisayarın sadece alışılageldik kullanımının rol aldığı işler
genelde bu sınıflandırmaya alınmazlar. 1990’lardaki dijital devrim sonrası sayıları artan
dijital ressamlar ve baskıcılar sanat çevreleri ve müzeleri tarafından fazla kabul
görmeseler de internet sanatı ve yazılım sanatı gibi dallar sanat müzelerine girmiştir.
Dijital tekniklerin sağladığı imkânların çeşitliliği, sanatçılara bunları araç, ortam veya
konu olarak kullanabilme seçimi yaratmıştır. Dijital sanata temelde bu seçimler
doğrultusunda bakabiliriz:

1. Dijital Teknolojilerin Araç Olarak Kullanılması
Üretimin bütünü veya bir kademesinde dijital teknolojiler kullanımı:
• Fotoğraf manipülasyonu, Photoshop ile rötüşlamak
• Video montaj, post-prodüksiyon, video efekti yapmak
• Ses manipülasyonu, DJ dijital miksaj teknikleri
• Dijital baskı, yazıcı, plotter vb. ile yapılan üretimler,
• Web tasarımı için üretim teknikleri
• Programlama, programlama dilleri

2. Dijital Teknolojilerin Ortam Olarak Kullanılması
Üretilmesinden sunumuna kadar dijital teknolojileri kullanıp olanaklarının irdelenmesi:
• Yerleştirme (Enstalasyon)
• Film, video ve animasyon
• Internet ve ağ sanatı
• Yazılım sanatı (‘Software art’)
• Sanal gerçeklik (‘virtual reality’) ve genişletilmiş gerçeklik (‘augmented reality’)

3. Dijital Teknolojilerle Bağlantılı Konuların Kullanılması
En etkili şekilde dijital teknolojiler tarafından ifade edilebileceği düşünülen konuların
kullanılması:
• Yapay Yaşam
• Sanal Gerçeklik
• Veritabanları ve veri görsellemesi
• Metin ve anlatı ortamları
• Oyunlar
• Aktivizm ve ‘’Hacktivizm’’
(Paul, Christiane (2003): Digital Art: Thames & Hudson Ltd, London)

2. New Media Art: Dijital sanat, bilgisayar grafikleri, yeni medya teknolojileri, bilgisayar
animasyonları, sanal sanat, Internet sanatı, interaktif sanat, video oyunları, robotbilimi ve
bioteknolojik sanat yöntemlerini kullanarak yapılan sanat eserlerini kapsayan bir sanat
türüdür. Bu terim, açığa çıkardığı kültürel obje ve sosyal olaylar ile kendini eski görsel
sanatlardan (geleneksel resim sanatı, heykel vb.) ayırmaktadır. Yeni medya ilgi alanları
sanat eserlerini oluşturan telekomunikasyon, kitlesel medya ve dijital elektronik
yöntemlerden yola çıkar ve uygulamalar kavramsal sanattan: sanal performans ve
enstelasyon sanatına kadar çeşitlilik gösterir.
Türleri:
Yeni medya sanatı terimi genellikle aşağıdaki disiplinler için kullanılır:
• Sanatsal bilgisayar oyunu modifikasyonu
• ASCII sanatı
• Bio Sanat
• Siberformance
• Bilgisayar sanatı
• Dijital Sanat
• Dijital Şiir
• Tradijital Sanat
• Elektronik sanat
• Evrimsel sanat
• Faks sanatı
• Jeneratif sanat
• Glitch sanatı
• Hacktivism
• Hypertext
• Bilgi sanatı
• Interaktif sanat
• Internet sanatı
• Hareket grafiği
• Net sanatı
• Performans sanatı
• Radyo sanatı
• Robotik sanat
• Yazılım sanatı
• Ses sanatı
• Sistem sanatı
• Telematik sanat
• Video sanatı
• Video oyunları
• Sanal sanat
3. Internet Art: (WWW’in araç olarak kullanıldığı durumlarda web-art, web sanatı; genel
anlamda ağları kullandığında ağ sanatı, net sanatı, net-art), İnternet’i temel gereç
(mecra) olarak kullanan ve video sanatında olduğu gibi konusunu da kullandığı mecradan
alan; dolayısıyla İnternet, İnternet kültürü, teknoloji-toplum ilişkileri gibi konuları
irdeleyen kültürel üretim şekli, sanat çeşididir. Walker Art Center’ın eski küratörü Steve
Dietz’in deyişiyle İnternet sanatı projeleri, izlenmesi/ifade edilmesi/katılımının sağlanması
için İnternet’in hem gerekli hem de yeterli koşul olduğu projelerdir.
İnternet sanatı sanatsal web sitelerinde biçimlendiği gibi, email projeleri, online video,
internet bazlı yazılımlar, internet bazlı enstalasyonlar, ses ve radyo işleri, tarayıcı sanatı,
spam sanatı, kod şiiri gibi uygulamaları da kapsar. İnternet’in getirdiği yeniliklerle
sanatçıların önünde sınırsız imkânlar açılmış, bu internet sanatı terimini biraz belirsiz ve
fazla genel kıldıysa da, genel anlamda çağdaş sanatın değişmesi ve genişlemesine katkıda
bulunmuştur.
İnternet sanatı, oturmuş bir terminolojiye sahip değildir. ‘İnternet sanatı’, ‘web sanatı’, ‘ağ
sanatı’, ‘net sanatı’, ‘net-art’, ‘net.art’ gibi terimler bir arada kullanılabilmektedir. Bunlardan
sadece net.art çoğunlukla erken dönem internet sanatı için kullanılır.
4. Net.Art: Terimi genel olarak 1994-1999 arası internet sanatının öncülüğünü yapan
grubun yaptığı işleri sınıflandırmak için kullanılır. Bunun yanında zaman zaman internet
sanatı ile eşanlamlı olarak kullanıldığı da olur.
İlk başlarda sadece internete özgü tüm online sanat eserleri için bu tabir kullanılırken,
internet sanatının müzelere girmesiyle net.art daha çok Vuk Ćosić, Jodi.org, Alexei
Shulgin, Olia Lialina, Heath Bunting and Valéry Grancher, Etoy gibi sanatçı ve sanatçı
grupları için kullanılmaya başlamıştır.
Net.art teriminin ilk defa 1995 Aralığında Slovenyalı Vuk Ćosić’in aldığı yazılım hatası
nedeniyle karakterleri bozuk çıkan bir e-posta mesajı sonrası kullanılmaya başlandığı
şeklinde yaygın bir söylenti vardır. Buna göre mesajda, birçok karakter
okunamamaktayken bir yerinde “net. art” şeklinde okunabilir bir ifade yer alıyordu. Daha
sonra Ćosić bu anekdotu yalanlamış, terimin ilk defa 1995’te Pit Schultz tarafından ortaya
atıldığını açıklamış, aslında Alexei Shulgin tarafından uydurulup İnternet üzerinden
yayılan bu hikâyenin de bir çeşit net.art eseri haline geldiğini ifade etmiştir.
5. Software Art: Yazılımı bir sanat olarak tanımladığı çalışmasında Cramer, sanat eserinin
kendisinin formal bir yazılım komutu kodu olması durumunu, ya da sanat eserinin
yazılıma dair kültürel konseptlere dayanması durumunu kastetmektedir. Verschooren’in
sınıflamasına göre Software Art olarak adlandırılan bu tür çalışmalar, yeni medyaya özgü
dijital teknolojilere bağımlı olarak varlıklarını sürdürdükleri birinci durumda, New Media
Art alanında yer almış olurlar. Ancak yazılıma dair kültürel konseptleri kullanan, fakat
varolmak/varlığını sürdürmek için sayısal teknolojileri kullanmayan Software Art eserleri,
Digital art olamkla birlikte, New Media Art tanımı içine girmemektedir.
(Web’e özgü bir sanat biçimi olarak internet – M. İlker Berkman – Nisan 2017)
İnternet Sanatından Sanatçılar ve Eserleri
1. Olia Lialina:
1. Will – N – Tastement:
İşte görülen bu yasal döküman, sanatçı öldükten sonra onun işlerini ve eşyalarını kimin alıcağına dair
bir belge niteliği taşır. Sayfa açıldıktan sonra yavaş yavaş yüklenir ve yüklenirken aynı zamanda
izleyiciye bir desen sunar.
İşi izlemek için: http://will.teleportacia.org/
Şekil 2: http://lucyroselavender.blogspot.com/2015/03/internet-art-hypertext-and-textual.html
2. My Boyfriend Came Back From War:
Çalışma, uzak yerlerdeki bir çatışmadan döndükten sonra sevgilisiyle yeniden bir araya gelen genç bir
kadının hikayesini anlatır. Tarayıcı, hypertext ve imgelerin kullanımıyla sanatsal ve kitle iletişim
araçları olarak sinema ve web arasındaki paralellikleri ve sapmaları vurgular ve o zamanlar ortaya
çıkan ağın dilini araştırır.
İşi izlemek için: https://sites.rhizome.org/anthology/lialina.html
Şekil 3: https://elephant.art/what-does-net-art-mean-in-the-post-digital-age-olia-lialina-30032020/myboyfriend-came-back-from-the-war-1996/
3. Agatha Appears:
Sinematik montajın bu sürecinde, anlatının ilerleyişinin bir parçası olarak, izleyici konumunun Web
üzerindeki yerini değiştirerek bir adım ileriye taşır. İzleyiciler, hikayenin her yeni parçasında
kendilerini farklı URL’lerde bulurlar, bu da eseri sadece kurgusal bir yolculuk değil, aynı zamanda
internetin mekansal genişliğiyle de fiziksel bir yolculuk haline getirir.
İşi izlemek için: http://www.c3.hu/collection/agatha/
Şekil 4: https://curatingthecontemporary.files.wordpress.com/2016/08/1-agatha-appears-1997-restored2008-screenshot.png?w=446&h=272
2 . Heath Bunting:
1. _readme.html ( Own, Be Owned or Remain Invisible ):
Bunting _readme.html ( Own, Be Owned or Remanin Invisible ) işinde domaini alınmış web sitelerine
hypertext yoluyla bağlanır. Eser, Telegraph’ta James Flint tarafından Heath Buntin hakkında yazılan
bir makaleyi kullanır. Makaleyi halihazırdaki biçiminde kullanmak yerine hemen hemen her kelimeyi
[insert word].com tekniğiyle, yani yazılı olan hangi kelimeyse, o kelimenin ‘’.com’’ uzantısına adres
verir. Bazı alan adları son 12 yıl içerisinde alınmakla birlikte, aralarında artık sahiplenmeyenler de
vardır. Böylece İnternet sahipliliğinin geçiciliğine değinir. Bunting’in işi ayrıca şirketler tarafından
satın alınmış banal ya da absürd domain isimlerini de gösterir. Makaledeki her kelime bağlantılı
değildir. Sahipsiz bu kelimeler sayesinde makalenin kendi kimliğine referansını da gösterir.
İşi izlemek için: https://www.irational.org/_readme.html
Şekil 5:
https://lh3.googleusercontent.com/proxy/v4ZqYlg9keTTLXqqyLl68iHB_Ii1Std1pcILVBxkJrYph17M
QpYJeJ5h655FC8t6XsifXwzKPHQltYTRq3zUvo9R3u2rl_ARcDPcDD3br3U
3. Alexei Shulgin:
1. From Art:
Alexei Shulgin, From Art işinde HTML’in tuşlarını ve çerçevelerini monokromatik bir kompozisyon
oluşturmak için kullanır. Sanatçının From Art işi ayrıca ağın en bürokratik, fonksiyonel ve sevilmeyen
yanlarını estetik, hareketli haline çevirir.
Shulgin’in diğer işlerinde olduğu gibi From Art da aynı zamanda başka kurumlarla da işbirliği
içerisindedir. HTML bağıntılarının bürokratik yapısını kullandığı gibi, Prix Ars Electronica’nın da
yapısını kullanır. Kullanıcıların kendi çalışmalarını yapmayı ve çalışmalarını sunmaları için From Art
Competition’a davet eder.
Şekil 6: https://www.artsy.net/artwork/alexei-shulgin-form-art
4. Vuc Cosic:
1. Deep ASCII:
Ünlü porno filmi Deep Troath’ın ASCII’e dönüştürülmüş halidir. Sanatçı görüntünün içeriğini çeşitli
sembollerle siyah ve yeşil kombinasyonlara indirger. Sanatçı verilerin sürdürülebilirliğiyle ilgilinir
fakat aynı zamanda bilgi aktarımı daha karmaşık sorulara da sahiptir. Deep ASCII bilgilerin
kaybolduğu sorularla ilgilenir.
Şekil 7: https://auctionthing.net/483/Vuk-Cosic–Deep-Ascii
5. Andy Deck:
1. Anti War 404:
Sanatçı 1990’lardan bu yana Web’in yükselmesiyle beraber çevirimdışı olan çeşitli barış yanlısı ve
savaş karşıtı web sitelerini arşivler. Irak, Yugoslavya, Afganistan ve Dünya’nın başka yerlerindeki
savaşlara karşı başlatılan binlerce proje var. Ancak bu çevirimiçi medya projeleri temelsiz ve geçici
olma eğilimindedir. Anti War 404, çevirimdışı kalmış web sitelerin eski içeriklerini açıklayarak bu
dönemin artık kaydı tutulamayan tarihinin bazılarını kaydeder. Ayrıca bu savaş karşıtı hareketlerin
nereden çıkageldiğini ve nereye gittiğini sorgular.
Siteye buradan erişilebilir: http://getpeaceful.org/antiwar404/docs/index.php
6. James Bridle:
1. Drone Shadow:
Sanatçının Drone Shadow işi zaten orada olanları yeni bir şekilde görmemizi sağlıyor. İş fikirsel
olarak doğrudan tehdit edilmediğimizde olayı unutabileceğimiz kadar çağdaş bir varoluş gerçeğini
vurgulamaktadır. ‘’Artık bir Drone’lar dünyasında yaşıyoruz ama onları ne görüyor ne de tecrübe
edebiliyoruz’’.
İşe buradan erişebilirsiniz: https://jamesbridle.com/works/drone-shadow-001
Şekil 8: https://jamesbridle.com/works/drone-shadow-002
7. Mark Napier:
1. Riot:
Riot alternatif bir ‘’çapraz-içerik’’ Web tarayıcısıdır. Riot kabul edilen mülkiyet kurallarını bozar ve
bölgesel sınırların kırılganlığını ortaya çıkarır. New York’un aşağı doğu tarafının çatışma sınıfları ve
ideolojilerinden esinlenir. Riot, web sayfalarının ayrı alanlarını (domain) tek bir tarayıcı penceresine
karıştıran bir yazılım olan ‘’melting pot’’ (eritme kazanı) kodlu bir yazılımdır.
İşe buradan erişilebilir: http://potatoland.org/riot/
Şekil 9: https://www.digitalartarchive.at/database/general/work/riot.html
8. Zach Blas:
1. Face Mask:
Facial Weaponization Suite katılımcıların toplu yüz verilerinden modellenen workshoplarda
biyometrik yüz tanıma ve bu teknolojilerin yaydığı eşitsizliklere karşı protestolar, biyometrik yüz
tanıma teknolojileri ile insan yüzü olarak algılanamayan amorf maskeler üretir. Maskeler kamu
müdahaleleri ve gösteriler için kullanılır. The Fag Mask birçok queer erkeğin yüzünün biyometrik yüz
verilerinden üretilen cinsel yönelimin belirlenmesini hızlı yüz tanıma teknikleri ile bağlayan bilimsel
çalışmalara bir yanıttır. Bir diğer maske siyahlık anlayınışını araştırır: biyometrik teknolojilerin koyu
renkli cildi ırkçı olarak tespit edememesi, militan estetikte siyahın tercih edilmesi ve siyahın gösterisel
anlamda karartılmasını gösterir. Üçüncü bir maske feminizmin gizlenme ve algılanamamazlık
ilişkilerine girer, Fransa’daki örtü yasası, görünürlüğü baskıcı bir şekilde zorlayan rahatsız edici bir
alan olarak ele alır. Dördüncü maske, biyometriğin bölgesel konuşlandırılmasını Meksika-ABD
sınırında bir güvenlik teknolojisi ve tetiklenen milliyetçi şiddet olarak görüyor. Bu maskeler, sosyal
hareketleri maskelemeyi, baskın siyasi temsil biçimlerini reddeden opak bir kolektif dönüşüm aracı
olarak kullanması ile bağlantılıdır.
İş buradan izlenebilir: https://zachblas.info/works/facial-weaponization-suite/
Şekil 10: https://zachblas.info/works/facial-weaponization-suite/
İnternet’i Medyum Olarak Kullanma Biçimlerim
1. Deformasyonel Şiir:
Gündelik hayatın her alanına nüfuz etmiş olan dijital alanlar artık gündelik yaşayış biçimlerimizi,
kültürlerimizi, geleneklerimizi ve alışkanlıklarımızı değiştirmiştir ve değiştirmeye de devam edecektir.
İçinde bulunduğumuz kültürün en önemli parçalarından biri de hiç şüphesiz ki konuştuğumuz dillerdir
ve dijital alanlar, fiziksel alanlarımızla hareket etmeye başladığı zaman konuştuğumuz günlük dilin de
değişmesi kaçınılmazdır. Sıkça kullandığımız sosyal medya, mesajlaşma, arama motorları, çeviri
uygulamaları gibi araçlar gün geçtikçe yavaş yavaş kültürümüzün bir parçası haline gelmekte ve
konuştuğumuz günlük dilin fonksiyonları da kullandığımız araçlara göre şekillenmektedir. Bu içinde
bulunduğumuz süreç; dil kendi yapısını ne kadar koruyabilir, dilin bireydeki öznelliğinin seviyeleri ve
aşamaları nelerdir, tamamen yeni araçların beraberinde getirdiği güncel kültürlere ne kadar ayak
uydurabilir ya da uydurmalı mıdır gibi soruları beraberinde getirmektedir.

İnternet’i medyum olarak kullnadığım sanat işlerimden birisi olan Deformasyonel Şiir, gösterdiğim
diğer işlerden ziyade sergilenmesi için kendisini İnternet ortamında var etmesi gerekmez. İşin
sürecinde, bu makalenin konusuna uygun olarak Google Translate kullanılmaktadır. Nazım Hikmet’in
Bugün Pazar şiiri, Google Translate’te Türkçe’den başlanılarak sırayla bir dilden öbür dile çeviri
yapılarak ve dillerin sonuna gelindiğinde tekrar Türkçe’ye çevirilerek deformasyon elde edilir. İşin bu
makalede yer almasının sebebi ise zaten araç olarak Google Translate’in kullanılmasıdır.
2. Migration But Faster:
Dünyada yaşanan krizler ve beraberinde getirdikleri, artık yaşadıkları bölgede kalmayıp günümüzdeki
teknolojik araçlarla beraber farklı mecralarda dünyanın her yerinden izlenebilir hale gelmiştir.
Günümüzdeki medya teknolojileri ile gündelik yaşantımızda her an etkisini hissettiğimiz ‘’izleme –
izletme’’ hali beraberinde ‘’izlenmeyi’’, hatta suni bir şekilde ‘’yerine koyma – koyulma’’ durumunu
da getirmiştir. Bir dijital medyum kullanıcısı, var olduğu yerde artık yaşanan krizlere sadece izleyici
olarak kalmayıp katılımcı olarak uzaktan dahil olabilmektedir. Fakat bu dijital ortamda dahil olma
durumu fiziksel ortamda dahil olma durumdan daha farklı perspektiflere pencere açmaktadır. Burada
asıl sorulması gereken soru dijital hayatın fiziksel hayattan daha etkili olup olmadığıdır.
İş buradan izlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=cjeGI9EJpH4&t=9s
Migration But Faster işimde açıkça görüldüğü üzere Google Maps’i kullanarak 2020 yılında yaşanan
Türkiye’deki göç hareketini referans alarak, sosyal medyada maruz kaldığımız imge enflasyonuyla
alakalı bir iş yapmaya çalıştım. Göstermiş olduğum dijital performans izlendiğinde sağ yukarıdaki
ekranda görüleceği üzere imgeler bir video gibi süregelmez, bilakis bir imge gösterilir, ekrana
tıklandığında yerini başka bir imge alır. Bu noktada ise sosyal medyada birçoğumuzun göstermeye
çalıştığı sosyal duyarlılık kavramının içi boşaltılmış bir şekilde sosyal medyada karşımıza çıktığının
bir eleştirisidir. Bu durum tabii ki sadece Türkiye’de yaşanan göç konusuyla da sınırlı değildir elbette.
Dünya’da yaşanan bir çok etik problemlerin sosyal medyada içi boşaltılmış sosyal duyarlığın hepimiz
farkındayız. İçi boşaltılmış sosyal duyarlılık konusunun da kesinlikle yeni kültürel perspektiflere kapı
açacağını düşünmekteyim.
Kültürel Sanat Olarak İnternet
İnternet’i kendi sanat biçimimde kullanma şeklimin sonuçlarını yukarıda verdiğim iki örnekte
göstermeye çalıştım. Tekrar etmek gerekirse İnternet, artık günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası
haline geldi ve günümüzde oluşan bazı kültür dinamiklerinin artık İnternet üzerinden oluştuğunu ya da
en azından kültür biçimlerini değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İnternet’i araç olarak kullanan ve
İnternet kavramının kültürel çıktılarını ele alarak işler üretmeye çalışan bir sanatçı olarak yapmaya
çalıştığım şey, çağımızın araçlarını, gerekliliklerini ve sonuçlarını gözeterek yeni oluşan kültürel
normlar dolayımında daha iyi analizler yapabilmektir. İnternet’in kültüre dayalı çıktılarıyla artı ve eksi
yönlerini tespit etmek ve bu perspektifte hareket ederek çağımızı gözlemlemenin, İnternet ile oluşmuş,
oluşan ve oluşacak olan kültür dinamiklerini anlamakta yardımcı olacağını düşünüyorum.

Sonuç:
Bu makalede Marcel Duchamp’ın ‘’Ready Made’’ ve Joseph Kosuth’un Kavramsal Sanat
akımında ortaya koyduğu, eserlerin bağlamsal yanlarına dair fikirleri, İnternet çağında günümüze
işlenmiş araçlar ve onun kavramlarıyla beraber bir bağlantı kurmaya çalıştık. İnternet’in sanat
tarihinden referans alınan ortak noktalarıyla beraber güncel sanatta nasıl eserler sunduğunu, üretilmiş
yeni eserlerin sanat tarihinde alışık olmadığımız yeni bağlamlarını ele alarak ortaya nasıl yaklaşımlar
çıkarabileceğini görmüş olduk. Günümüdeki sanatçıların yeni araçlarla beraber ortaya çıkan yeni
çalışma pratikleri geçmişe kıyasla günümüzde, Marcell McLuhan’ın ‘’Araç İletidir’’ mesajından yola
çıkarak aracın işe kattığı bağlamsal farklılıkları da tecrübe etmiş olmaktayız. Bir araç olarak
İnternet’in kullanımının, bilgiyi demokratikleştirdiği gibi sanatı da demokratikleştirdiğinin örneklerini
görmüş olduk. Sanatçıların araçların üzerinden bağlamlar kurup böylesine irdeleyerek çalıştıkları sanat
pratiklerinde İnternet, günümüzde ve de gelecekte kullanılmaya devam edilecektir.