Emre Özpeynirci’nin Haberi
TÜRK otomotiv sektörü şokta. Elektrikli araçların üretimi ve satışı konusunda öncü ülkelerden biri olmak isteyen ve bu konuda devletin de desteğini arkasına aldıklarını zanneden otomotiv sektörü, bugün Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberle adeta yıkıldı. Dünya otomotiv endüstrisini 2010 yılı sonuyla birlikte yeni bir çağa sokacak elektrikli otomobiller konusunda vergi desteğinin dışında, yaygınlaşması için teşvik de bekleyen otomotiv firmaları, Torba Kanun Taslağı’nda yer alan yüzde 37’lik ÖTV oranı karşısında şok geçirdi. Halbuki çok değil bundan 3-4 gün önce Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması için teşviklerin gündemde olduğunu belirterek sektöre önemli bir moral vermişti.
BELKİ KANUN DEĞİŞİR
Bir çok firmanın seri üretimine başladığı ve 2011 yılıyla birlikte Avrupa’nın bir çok ülkesinde satışa sunulacak elektrikli araçların Türkiye’deki seyri, Torba Kanun Taslağı’yla birlikte ortaya çıktı. Her ne kadar henüz resmi karar açıklanmasa da, devletin ajansının verdiği bu bilgi elektrikli otomobiller konusunda ilk etapta gerçekleşecek düzenlemeyi gösteriyor. Belki ileride otomotiv strateji belgesiyle bu kanun değişebilir ama şu an için bunun uygulanacağı aşikar. Bu da kuşkusuz hem firmalar hem de elektrikli otomobil hayali kuran tüketiciler için büyük bir hüsran oldu.
AA’nın yayınladığı kanun taslağı çerçevesinde elektrikli binek otomobillere yüzde 37, yolcu taşımacılığında kullanılan elektrikli araçlara ise yüzde 10 oranında özel tüketim vergisi (ÖTV) uygulanacak.
Bu durum zaten kullanılan pil teknolojisi nedeniyle fiyatları mevcut araçlara göre en az yüzde 40 daha pahalı olan bu araçların doğmadan ölmesini sağlayacak.
Şöyle düşünün; bugün Renault’un Bursa’da ürettiği Fluence’nin 1.6 litre benzinli versiyonun fiyatı 35 bin 300 TL’den başlıyor. Yine Bursa’da üretilecek elektrikli Fluence’nin Fransa fiyatı ise Eylül ayında Paris fuarında açıklandı. 21 bin 300 Euro. Yani 42 bin TL’ye denk geliyor. Fransanın verdiği 5 bin Euro’luk teşviğide fiyata eklediğimizde vergisiz çıplak fiyatı yaklaşık 52 bin TL oluyor. Daha vergi koymadan 1.6 litre benzinliyle arasında 17 bin TL’ye yakın fark var. Gelin bir de üstüne ÖTV ve KDV’yi koyalım.
KİMSE 90 BİN TL’YE ALMAZ
52 bin TL’lik araca yüzde 37’lik ÖTV eklendiğinde fiyatı 71 bin TL oluyor. Bunun üstüne yüzde 18 KDV’yi eklediğimizde, rakam 84 bin TL’ye çıkıyor. Birde yüzde 6’lık ek ödemeler (harç pulu vs..) var. Bunları da eklediğimizde fiyat 89 bin TL’ye çıkıyor. Fransa’daki fiyatın iki katından bile fazla. Şimdi bu noktada, elektrikli araçların geleceği için ne bekleyebiliriz? Tabiki hiç bir şey.
Sıfır emisyona sahip olduğu için çevreyi kirletmemesi veya dizelin 10’da biri maliyetle yol almasını bu fiyatlarla inanın kimse önemsemez.
Allah aşkına kim 90 bin TL’ye Fluence’yi alır.
120 BİN TL’YE MİNİK ARAÇ
Tabi bir de işin diğer boyutu var. Fluence, 21 bin 300 Euro’luk fiyatıyla elektrikli araçlar arasında şu ana kadar açıklanan en ucuz araç. Tabi Fransa’da pilinin ayrı kiralanmasını filan hiç karıştırmıyorum.
Daha çarpıcı bir örnek daha vereyim. Peugeot’nun bu yıl sonunda Avrupa’da satışa sunacağı küçük elektrikli iOn modelinin fiyatı ise yaklaşık 30 bin Euro. Düşünsenize küçücük bir aracın fiyatı Türkiye’de neredeyse 120 bin TL olacak. Hangi firma bu araçları Türkiye’ye getirir, getirse bile kim alır varın siz düşünün.
Umarım, ajansın bugün geçtiği bu kanun taslağı sadece rutin bir taslak olsun. Elektrikli araçlara yönelik gerçek kanunun bu olmadığını, teşvik edecek düzenlemenin yakında yapılacağını umuyorum. Bekleyip göreceğiz. Aksi takdirde, Türkiye bir kez daha otomotivde treni kaçıracak.
Hürriyet