İnternet teknolojileri alanında çalışan mühendisler, daha net olmak gerekirse INET mühendisleri Web 2.0‘a geçiş esnasında e-posta’nın gerilediğini söylüyor.
Bu gerileme kullanım yaygınlığı gerilemesi değil, zararlı yazılımları engelleyen sistemlerin e-postaları neredeyse sadece metin olarak bırakması oluyor.
Spam filtreleri yüzde 98 başarı oranı yakalasa da yüzde 2’lik spam e-postanın içerdiği zararlı yazılımlar ve dolandırıcılıklar, e-postanın gerçek potansiyeliyle kullanılmasını engelliyor. Örneğin bankadan gelen e-postaya güvenle tıklayıp faturayı site bile açmadan ödeyebilmek…
Mühendislere göre sosyal ağlar e-postanın alternatifi değil. Kişinin çevresi genişledikçe, e-posta ile aynı tehlikeler baş gösteriyor. Kaldı ki e-postada da herkes tanıdıklarına güveniyor.
İşte e-posta 2.0‘ı planlayan mühendisler de bu güven meselesine odaklanan teknolojiler geliştiriyor. Çünkü Ip filtreleme, IPv6 ile eklenen IP adresleri ile uzun vadede işe yaramaz hale geliyor. E-postada yollayanın gerçekten yazan kişi olduğunu garanti edecek bir sistem bunun parçası oluyor.
DKIM, ADSP, SPF ve DNSSEC teknolojileri bu iş için geliyor. DKIM domain kontrolü yapıyor; ADSP, domain yöneticisine bilgi verme imkanı sağlıyor. Hepsi bir arada bir alan adının uzun vadede güvenilirliğinin ölçülmesini ve bu ölçüde HTML5, JavaScript, AJAX gibi kodlara izin verilmesini sağlıyor.