Günümüz teknolojisi insanoğluna Hezarfen Ahmet Çelebi gibi uçmayı ya da kendi kendine giden arabalara binmeyi temin edebilir.
Ne var ki, hiç kimse bu nimetlerden faydalanmak için milyonlarca dolar ödemeyi göze alamadığından icatların çoğu rafa kaldırılıyor. Teknoloji dergisi Wired, son sayısında işe yaramayan bu icatlara yer verdi.
İcatlar tarihi hem insanoğlunun kadim ‘Nereden nereye?’ sorusuna açıklık getirir hem de bu dünyadan gelip geçmiş ‘sıra dışı’ insanları tanımamıza yardımcı olur. Zaman gazetesinden Şeyma Akkoyunlu’nun haberine göre, icatlar deyince aklımıza sırasıyla tekerlek, ampul, televizyon ya da bilgisayar gelebilir. Uzun zamandır kullanılan bu nesneler artık ilgimizi çekmez hale gelmiş durumda. Daha fazla dikkat çekecek olan buluşlar ise laboratuvarlarda ya da daha gizemli bir şekilde ifade edecek olursak çatı katlarında saçı sakalı birbirine karışmış mucitler tarafından gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. San Francisco merkezli teknoloji dergisi Wired‘da yer alan habere göre bu tür icatlar arasında kendi kendine giden arabalar, hap şeklinde yiyecek, tasarlanabilen bebekler, hizmetçi robotlar, lazer silahlar ve sırt jetleri sayılabilir. Bu çalışmaların hayata geçirilememesinin sebepleri arasında teknolojik yetersizlikler, pratik olmayışları, güvenlik çekinceleri, doğa kurallarına aykırı olmaları ya da günümüzdeki bilimsel seviyenin ilerisinde olmaları sayılabilir. İşte rafa kaldırılan icatlardan birkaçı:
KENDİ KENDİNE GİDEN ARABALAR
Özellikle trafiğe tahammülü olmayanlar için müthiş bir icat. Otobanlarda sensörlere bağlı olarak ilerleyen ve bilgisayarlar tarafından kontrol edilen araçlar kaza oranını düşürür ve yeni yollara olan ihtiyacı azaltır. Aslında son zamanlarda lüks otomobil markalarının sunduğu gibi kısmen otomatik araçlar üretmek zor değil, fakat şoförsüz araçlar tüm yolların sensörlerle kaplanmasını gerektirir ki bu da pahalıya mal olur. Hatalı oto-pilot sistemlerinden dolayı doğabilecek uyuşmazlıklarla ilgili davalar da kargaşaya yol açabilir. Türkiye’de üniversiteler bünyesindeki araştırma merkezlerinde akıllı araç teknolojileri üzerine çalışmalar devam etse de, trafik keşmekeşi uzun bir müddet daha hayatımızın bir parçası olacak.
HAP ŞEKLİNDE YİYECEK
‘Yemek yemek çok zamanımı alıyor. Çiğne çiğne yoruluyorum.’ diyen iştahsız insanlardansanız bu icat tam size göre! Yaşamak için yemeyi kendilerine düstur edinenler öğünlerini bir tablete sıkıştırılmış vaziyette almak isteyebilirler fakat yemek tableti fikri fizik kurallarına aykırı gibi gözüküyor. Bir insanın günde ortalama 2000 kaloriye ihtiyacı var. Karbonhidratlar ve proteinlerin bir gramı 4 kalori demektir. Yağların bir gramı ise 9 kalori eder. Günde 2000 kalori elde etmek için nereden baksanız 450 kapsül yutmanız gerekir. Bu durumda siz en iyisi kapsülleri bir kenara bırakın da yemek yemenin keyfine varmaya bakın!
TASARIM HARİKASI BEBEKLER
İnsan vücudunda yaklaşık 150 bin farklı gen bulunuyor. Boyumuzun uzunluğundan, tenimizin rengine kadar bütün özelliklerimiz bu genetik farklılıklar neticesinde ortaya çıkıyor. Hemen hemen her ebeveyn, reklamlara konu olan o meşhur anne gibi, ‘Koşarken obua çalan’ çocuk ister. Böyle düşünenlerdenseniz, üzgünüz, günümüz şartlarında bebeğinizin genetik yeteneklerini seçmek uzak bir hayal. Bunun sebebi yeteneklerin tek bir gen tarafından belirlenmemesi ve genetik yapımızın çok karmaşık olması. Mesela boyumuzun uzunluğu en az 20 farklı gen tarafından belirleniyor. Deri rengi, zeka, kansere ve kalp hastalıklarına yatkınlık gibi özelliklerin neye göre belirlendiği ise hâlâ gizemini koruyor. Araştırmacılar için önemli olan hayati risk taşıyan hastalıklara karşı tedavi geliştirebilmek. Gen terapisi sahasındaki çalışmalar hızla devam ediyor fakat bunun dışında yer alan genetik manipülasyonlar gibi uğraşlar ne bilim ne de din dünyası tarafından hoş karşılanıyor.
HİZMETÇİ ROBOT
Bombaları etkisiz hale getiren, araba parçalarını monte eden ya da bataklıkları temizleyen robotları kullanıyoruz fakat uzmanlar işimizi görecek dört başı mamur hizmetçi robotları kullanır hale gelmemiz için daha çok fırın ekmek yememiz gerektiğini söylüyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri robotların çok pahalıya mal olması. Teknik olarak demir yığınını hizmetçiye dönüştürmek mümkün ama kimse robotlar için dünyanın parasını ödemek istemiyor. Yine de arada sırada robotların arz-ı endam ettiğine dair haberlere rastlamak mümkün. Mesela geçtiğimiz günlerde Japonya’da bir çiftin nikâhını I-Fairy isimli bir robot kıydı. Japon robot endüstrisinde çalışan çift, ‘evet’ dedikleri anı bir robot eşliğinde ölümsüzleştirdi. Bu robotlar en az 1 milyon dolara mal oluyor ve çok fazla enerji tüketiyorlar. Kaldı ki, onları arkadaşımız gibi hissetmemizi sağlayacak kadar da zeki değiller. Gerçek şu ki; hemen hemen her iş daha ucuza ve daha etkili bir şekilde herhangi bir ademoğlu ya da az fonksiyonlu ama kullanışlı bir alet tarafından yerine getirilebilir.
LAZER SİLAH
Lazer silahlarına ‘Yıldız Savaşları’ ya da ‘Uzay Yolu’ gibi filmlerden aşinayızdır. 50 yıl önce lazer ışınları piyasaya çıktığında göz ameliyatı yapabiliyor ve DVD okuyabiliyorlardı. 1970’li yıllardan beri de uçakları tahrip edecek kadar güçlü lazer ışınları kullanılıyor. Bu gelişmelerin yanı sıra dünyada yönlendirilmiş enerji silahları geliştirmek için milyarlarca lira harcandıysa da sonuç pek parlak değil. Lazer silahları mermi sıkmıyor ama 4 kilometre mesafedeki düşmanın yön algısını şaşırtarak onu etkisiz hale getirebiliyor. Lazer tabancalar henüz savaş alanlarında kullanılacak kadar güvenli değil.
SIRT JETİ (JETPACK)
Uçmak insanın en kadim hayallerinden biri. Tarihte Hezarfen Ahmet Çelebi ve Nazi ordusuna sırt roketi siparişi veren Hitler gibi çılgınlar bu hayalin peşine düşen isimler arasında. Bilimkurgu filmleri ve bilgisayar oyunlarında da sıkça karşımıza çıkan sırt çantası jetleri üzerine Amerika’da araştırmalar devam ediyor fakat sırt jeti üretimine engel olan yüzlerce sebep sayabiliriz. Bu engeller arasında en çok konuşulanları bu aygıtların kontrol edilemez ve dengede tutulamaz oluşu. Bir diğer engel ise sırt jetinin, bir paraşütün çıkabileceği yüksekliğe ulaşabilmesi için bile binlerce dolar para harcamanız gerektiğidir. Havada özgürce seyahat edebilme imkânı sunan bu aygıtı bacaklarınızı yakmadan etkin bir şekilde kullanmanız mümkün görünmüyor. Bazı bilim adamlarına göre ise önümüzdeki bir asır içinde mahalle aralarında bile uçabileceğiz.