ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi, Türkiye’nin katma değeri yüksek yeni nesil teknolojiler geliştirme çabasına ‘tıbbi görüntüleme cihazları’ alanında katkıda bulunmak için güçlerini birleştirdi.
Kalkınma Bakanlığı desteğiyle kurulan Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi (UMRAM) ile ASELSAN Araştırma Merkezi, Sıkıştırılmış Algılayıcı MR Görüntüleme Teknikleri ve Hesaplama Mimarisi Geliştirme Projesi’ne yönelik işbirliği yapacak.
Böylece ASELSAN Araştırma Merkezi’nde yürütülmekte olan çalışmalar UMRAM ile imzalanan sözleşmeyle hız kazanacak.
Proje kapsamında, MR çekimlerini yaklaşık 5 kat hızlandırabilen ‘sıkıştırılmış algılama’ tekniklerinin, klinik kullanımı mümkün kılacak şekilde hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Yılda 9 milyon kişiye MR çekimi
Türkiye’de bine yakın MR cihazında her yıl toplam 9 milyon kişi MR çektiriyor. Cihaz başına günlük hasta yükü ortalama 25-30 kişiyi buluyor.
MR çekimlerinin hızlandırılmasıyla yarım saat süren bir MR çekiminin 5-6 dakikada gerçekleştirilmesi mümkün olacak. Hastaların MR cihazında geçirdiği sürelerin azalmasıyla bir cihazdan daha fazla sayıda hasta yararlanabilecek ve MR çekim maliyetleri önemli ölçüde düşecek.
Bu teknolojinin sağladığı olanaklarla kapalı alanda uzun süre kalamayan yetişkin hastaların ve çocukların MR çekimleri de daha kolay gerçekleştirilebilecek.
ASELSAN Araştırma Merkezinde, şirketin, savunma alanında rekabetçi konumunu arttırmasını hedefleyen diğer ‘sıkıştırılmış algılama’ uygulamalarına yönelik çalışmalar da sürdürülüyor.
UMRAM, MR araştırmaları konusunda yapılan araştırma projelerini teşvik etmek, desteklemek ve gerçekleştirmek amacıyla Bilkent-Cyberpark içerisinde 2009’da kuruldu. Merkez, MR görüntüleme teknolojisini kullanan ve geliştiren multi-disipliner grupları bir araya getiriyor. ‘Açık kapı politikasıyla’ faaliyet gösteren UMRAM’da, araştırmacılar, merkezdeki ekipmanları kullanabiliyor, gerekirse veri toplamak için personelden yardım alabiliyor.
‘Radyolojideki gidişatı değiştirecek’
Türk Manyetik Rezonans Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MR çekim süresini kısaltacak bir çalışmanın çok önemli sonuçları olacağını söyledi.
Bu çabaların başarıya ulaşmasının radyolojideki gidişatı değiştireceğini vurgulayan Ağıldere, ‘Görüntülemede bilgisayarlı tomografi (CT) ve MR yöntemleri yaygın olarak kullanılıyor. Tomografi hızlı ama radyasyonlu bir yöntem. Süre kısaldığında MR çok daha büyük bir avantaj elde edecek’ dedi.
Ağıldere, görüntü kalitesinin korunarak çekim süresinin kısaltılmasının, MR teknolojisinin önünü daha da açacağını ifade etti.
Dernek olarak bu tür çabaları desteklediklerini, yıllık toplantılarla mühendis, fizikçi ve doktorları bir araya getirerek teknolojik gelişmeleri değerlendirdiklerini anlatan Ağıldere, şunları kaydetti:
‘MR teknolojisi çok hızlı gelişen bir teknoloji. Son yıllarda da bu gelişimini sürdürüyor. Buna karşın radyasyonlu yöntemler aynı şekilde gelişmiyor. MR çekim süresinin kısalması dünyada büyük bir devrim olur. Buradaki en önemli unsurlardan birisi de farklı alanlardan bilim insanlarının bir araya gelerek çalışma yapmaları. Ülkemizde bu tür çabaları yaygınlaştırabilirsek atılım yapabiliriz.’
Hayati rahatsızlıklara tanı konuluyor
MR görüntüleme cihazları, organların, yumuşak dokuların, kemiklerin ve diğer tüm iç yapıların görüntülenmesinde kullanılıyor. Bu işlemler sırasında güçlü bir manyetik alan ve radyo dalgaları kullanıldığından radyasyon içermiyor. Oluşturulan görüntüler radyolog tarafından değerlendirilip, raporlanıyor.
MR, yumuşak doku hastalıklarında, beyin-omurilik, boyunla ilgili hastalıklarda, kas-iskelet sitemi ile ilişkili rahatsızlıklarda, karaciğer, pankreas gibi karın içi organların görüntülenmesinde, kalp ve damar hastalıklarında kullanılıyor.
Kalp ve kardiovasküler sistem hastalıklarının tanısında hızlı, yan etkisiz bir seçenek oluşturan MR, kanser tanısında da çok etkili bir inceleme yöntemi olarak tercih ediliyor.