Hepimiz Vecihiyiz!

İcat İnovasyon
Önceki gün ‘ Türkiye ’nin ilk eğitim uçağı’ olarak tanıtıldı Hürkuş. Bu uçak resmi tarihin unutturduğu iki ismi anmamıza vesile oldu. Başbakan’ın Top-Gun filmini hatırlatan pil...
EMOJİLE

Önceki gün ‘ Türkiye ’nin ilk eğitim uçağı’ olarak tanıtıldı Hürkuş. Bu uçak resmi tarihin unutturduğu iki ismi anmamıza vesile oldu. Başbakan’ın Top-Gun filmini hatırlatan pilot pozu eşliğinde hangardan çıkartılan Hürkuş, ismini resmi tarihin gadrine uğrayan bir çılgın pilot ve girişimciden, Vecihi Hürkuş’tan alıyor.

Vecihi Hürkuş, Kurtuluş Savaşı’nın tek ‘sivil pilotu’dur. İsmi bir Türk filminden tanıdık gelebilir. Hani Şener Şen ’in mahallenin üstünde uçakla dolaşıp, ‘Kan ve Gül’ şarkısı eşliğinde Münir Özkul’dan kızını isteyen romantik pilot ‘Vecihi’yi oynadığı filmden. İşte o Vecihi, yönetmen Ertem Eğilmez’in güzelleme yaptığı Vecihi Hürkuş’tur.

Tüm hayali uçmak olan Vecihi Hürkuş, ömrünü yaratıcı fikirlerini uygulayabilmek için çırpınmakla geçirmiştir diyebiliriz. Onun en büyük şanssızlığı da bu toprakların ‘başımıza icat çıkarma’ şeklinde özetlenebilecek devlet geleneğidir.

Vecihi Hürkuş, Bağdat Cephesi’nde savaşmaya başlar. Ardından hayaline kavuşup uçak kullanmayı başarır. Ancak 1917’de Rusya’da uçağını düşürüp, esir düşer. Kaçar. 1924’te Yunanlıların İzmir ’de bıraktığı uçak parçalarından ilk uçağını üretir. Vecihi K VI isimli uçakla 1925’te ilk uçuşunu yapar. Ama uçağa lisans için yetki verecek bir heyet bulunamaz. Hatta izinsiz uçan Vecihi Bey’e yüklü bir ceza kesilir.

Bunun üzerine Hava Kuvvetleri’nden istifa ederek İstanbul ’a gelir. Burada resmi tarihin adını unutturduğu dönemin aykırı isimlerinden Nuri Demirağ ile temasa geçer. Soyadından da anlaşılacağı üzere Demirağ, ülkeyi demiryollarıyla donatan müteahhitlerden biridir. Havacılığa ve teknolojiye meraklıdır. Sürekli fikir üretir. Doğal olarak bu fikirler karşılık bulmaz: 1931’de İstanbul Boğazı’na köprü yapma projesini hazırlar. ABD ’den uzmanlar getirtip, dört yıllık bir çalışma yapar. Meclis’e sunulan proje reddedilir. 1933’te Keban Barajı projesini hazırlar. Sonuç yine rettir. En büyük aşkı havacılık olan Demirağ, Hava Kuvvetleri’nden istifa eden Vecihi Hürkuş’un vizyonuna inanır ve 5 bin lira vererek, Hürkuş’un ‘Nuri Bey’ adını verdiği uçağın üretimine destek olur. Hürkuş bu başarısının ardından 1937 yılında Almanya ’ya gönderilir. İki yıl sonra ülkeye döndüğünde farklı bir ortamla karşılaşır. Atatürk ’ün ölümünden sonra İnönü cumhurbaşkanı olmuştur.

Vecihi Bey, Türk Hava Kurumu’nca teknik imkânların hiç olmadığı Van ’a tayin edilir. İstifa ederek özel girişimin yollarını arar. Uzun yıllar sonra 1954’te Hürkuş Havayolları’nı kurmayı başarır. İlk özel havayolu, THY’nin uçmadığı yerlere seferler koyar. Fakat işi zordur. Birkaç yıl içinde sabotaja uğrar, uçakları sökülür. Uçuş iznine son verilir. Bütün projeleri tek tek çürütülen Vecihi Bey 1969’da yaşamını yitirir.

Vecihi Hürkuş’un başarısızlığa uğrayan girişimlerinde siyasal bir hesaplaşma olduğunu düşünen tarihçiler var. Örneğin araştırmacı Savaş Güvezne, Nuri Demirağ’ın İnönü’yle yaşadığı sorunların birçok projeyi öldürdüğünü söylüyor, Hürkuş’un, Demirağ ile ilişkisi bu bakımdan önemli. Vecihi Bey’i destekleyen ve kendi isminin başharflerini taşıyan NuD 36 ve NuD 38 uçaklarını üreterek yerli havacılık sektörünün temelini atan Nuri Bey, aslında İnönü’yle giriştiği siyasi mücadeleyle bile anılmaya değer.

Milli Kalkınma Partisi

Projelerini bir türlü hayata geçiremeyen Nuri Demirağ, çok bilinmese de Atatürk sonrası dönemde İsmet İnönü ’ye karşı ilk muhalefet partisini kurdu. Demokrat Parti’nin kurulmasından yaklaşık bir yıl önce temelleri atılan Milli Kalkınma Partisi’ni bugün hatırlayan pek yok. Son yıllarda yapılan birkaç akademik çalışmaya konu olan Milli Kalkınma Partisi’ni, İnönü’ye muhalif olması kadar dönemin koşullarında ‘fantastik’ sayılacak parti programı da farklı kılar.

Milli Kalkınma Partisi, devletin her alana yatırım yapması yerine özel girişimin desteklenmesini talep ediyordu. Parti programında enflasyonist politika yerine paranın değerinin korunması gerektiğine yer veriyordu. Cumhurbaş-kanı’nın halk tarafından seçilmesini talep etti.

Türkiye ’nin özellikle ordu alanında ikame teknoloji yerine kendi teknolojik altyapısını kurması gerektiği açıklanan programda, profesyonel askerliğe geçilmesi de teklif ediliyordu. Belki de tek parti döneminden kalan bir alışkanlıkla dönemin gazeteleri hemen Milli Kalkınma Partisi’nin üzerine gitti. Partiye, tanıtım faaliyetleri sırasında verdikleri yemeklerden ötürü, ‘Kuzu Partisi’ lakabı takıldı. Tabii ismi Kuzu Partisi olunca, teknoloji, liberalizm, kalkınma gibi programdaki tartışmalara girmek mümkün olmadı. Nuri Demirağ, devlet propagandasına karşı kendi propagandasını yapacak ilk özel radyoyu kurma girişiminde bulundu. Tabii ki sonuç alamadı.

Adaletsizlik eleştirisi

Partinin hayal kırıklığı yaratan seçim sürecinin ardından, Demirağ 1954’te Demokrat Parti listesinden milletvekili seçildi. İsmet Paşa’nın sıkı karşıtı Demirağ, Demokrat Parti içinde de muhalif bir duruş sergiliyordu. 1957 yılında Meclis’te kendi hükümetinin politikalarını eleştiren sert bir konuşma yaptı. Konuşmasında ülkedeki gelir uçurumuna dikkat çekerek ücretler arasındaki farklılığın önlenmesi için tedbir alınmasını istedi. Partisinden tepki topladı. Hem İnönü hem Menderes tarafından yalnız bırakıldı. Aynı yıl, hayata geçmeyen projeleriyle döneminde ancak bir Zihni Sinir olarak görülen Demirağ vefat etti.

Demirağ’ın devlete kabul ettiremediği uçaklarını gömdüğü arazi istimlak edildi. Ve o araziye, alay edercesine bugün üzerinden yüzlerce uçağın havalandığı Atatürk Havaalanı inşa edildi.
Siyasetin pençesine takılan projeleri, sadece kendisini etkilemedi. Aynı dönemde belki de havacılık tarihi açısından en ilginç şahıslardan biri olan Vecihi Hürkuş da resmi tarihin sayfaları arasında kayboldu.

Radikal