TÜBA ödüllü ilk ilahiyatçı

Bilimadamları
“Tarihsel Süreçte Eşarilik Maturidilik İlişkisi” eseriyle ödüle layık görülen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kalaycı, “Ben bu ödülün şahsımdan çok mensubu bulunmakla iftihar ettiğim ...
EMOJİLE

“Tarihsel Süreçte Eşarilik Maturidilik İlişkisi” eseriyle ödüle layık görülen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kalaycı, “Ben bu ödülün şahsımdan çok mensubu bulunmakla iftihar ettiğim ilahiyat camiası adına alınmış, gecikmiş bir ödül olduğunu düşünüyorum” dedi. 

2015 Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı, Bilimsel Telif ve Çeviri Eser ve Uluslararası Akademi Ödülleri, 14 Aralık 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi.

Bilimsel Telif ve Çeviri Eser ödül programı kapsamında, ‘Tarihsel Süreçte Eşarilik Maturidilik İlişkisi’ adlı eseriyle ödüle layık görülen ve ilahiyat alanında bu ödülü alan ilk akademisyen olan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kalaycı, AA’ya duygularını anlattı.

İslam Mezhepler Tarihi Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olan Kalaycı, Türkiye’nin en üst düzey bilim organizasyonunda böyle bir ödüle layık görülmenin onur ve gurur verici olduğunu belirterek, “Ben bu ödülün şahsımdan çok mensubu bulunmakla iftihar ettiğim ilahiyat camiası adına alınmış, gecikmiş bir ödül olduğunu düşünüyorum” dedi. 

Bilimin Türkiye’deki serüvenini hayal ettiğinde, ilahiyatçı olmanın bu türden bir başvuruda daha başta kendisini dezavantajlı kılacağını düşünmeden edemediğini ama yine de denemek istediğini belirten Kalaycı, “Yaklaşık 5 aylık bir değerlendirme sürecinin sonunda netice açıklandı. TÜBA’dan aldığım e-postada çalışmamın telif eser ödülü kazandığı yazılıydı ama inanın buna ilk başta inanamadım” ifadelerini kullandı. 

“Arkadaşlarım lise yıllığına yazmışlardı”

Akademisyen olmaya ilk olarak Nevşehir İmam Hatip Lisesi’nde okurken karar verdiğini anlatan Kalaycı, “Lise mezuniyet yıllığımda arkadaşlarım ‘ileride bir İslam profesörü olmak isteyen arkadaşa başarılar dileriz’ şeklinde yazmışlardı. O yüzden başka bir alan düşünmeden, isteyerek geldim ilahiyat fakültesine. 1995 yılında kayıt için Ankara’ya gelirken babam cebime 100 mark sıkıştırmıştı. Ben de kayıt sonrasında bu paranın yarısıyla Hacıbayram’daki kitapçılardan el-Hidaye’nin dört ciltlik baskısını almıştım” diye konuştu.

Ödülü hak ettiği eseriyle ilgili doktora sürecinin, aslında inşa edilen şey üzerinden inşa olma süreci şeklinde değerlendirilebileceğini kaydeden Kalaycı, şunları söyledi:

“Ben bu çalışmamda bunu fazlasıyla yaşadım. Yöntem konusunda Hasan Onat Hocama, muhteva ve tezin şekillenme sürecinde danışmanım Sönmez Kutlu Hocama çok şey borçluyum. Onlardan aldığım bayrağı biraz daha ileriye taşıyabildiysem ne mutlu. Yedi yıl süren bir yolculuğun önemli durakları olmaları sebebiyle İslami Araştırmalar Merkezi (İSAM) ve Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’ne de minnettarım. Eşarilik ve Maturidilik arasındaki ilişkiyi biz hep itikadi bakımdan yaşadıkları birkaç görüş ayrılığı üzerinden tarif ederiz. Halbuki bu ilişki, sadece fikri bir tartışmadan ibaret değildir; içinde siyaset, din ve kültür gibi unsurların yer aldığı çok denklemli bir ilişki yumağıdır.”

Kalaycı, ilahiyat alanında gerçekten standardı yüksek ve akademik kriterleri fazlasıyla karşılayan pek çok çalışma olduğunu, halen bu türden bir üretimin sürdüğünü belirterek, “Kazandığım ödülün bu çalışmalara ön ayak olması en büyük temennim. Bu yüzden ilahiyat fakültasindeki akademisyenlerin tereddüt göstermeden TÜBA’nın ilgili kategorilerine müracaatta bulunmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu. 

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “2015 yılı TÜBA Ödülleri” törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Efkan Ala, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, milletvekilleri, TÜBA üyeleri, akademisyenler, ödül sahiplerinin yakınları ile diğer davetliler katılmıştı.