Özer, Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen "İklimler Değişiyor Ya Biz" konulu konferansta konuştu. Dünyanın ısıyı yer küreden atmosfere geri yansıtırken sera gazları tarafından emilmesi sonucunda bu ısının dünya atmosferinde kalarak karaların ve denizlerin sıcaklığını arttırması olayına küresel ısınma dendiğini belirten Özer, "DMÖ verilerine göre, yeryüzünün ortalama ısısı son yüzyılda 0.6 santigrat artmıştır. Avrupa ise bu oran 1.2’dir. Son 15 yılın en sıcak 3 yılı 1998, 2002 ve 2010 olmuştur. 1990 yılından 2100 yılına kadar küresel anlamda yer yüzeyinin ortalama ısı değerinin 1.4-5.8 santigrat derece artış göstereceği tahmin edilmektedir." dedi.
Bir ürünü üretmek için üretimin tüm aşamalarında kullanılan tatlı su miktarına ‘sanal su’ denildiğini söyleyen Özer, "Sanal suyun fazla tüketimi israftır. 1 adet elma için 70 litre sanal su, 1 kilo dana eti için 16 bin litre sanal su, 1 çift ayakkabı için 8 bin litre sanal su, 1 otomobil için ise 400 bin litre sanal su tüketilmektedir." diye konuştu.
İklim değişikliğine de değinen Özer, çoğalan dünya nüfusunu besleyebilmek ve yaşatabilmek için üretimlerinde sera gazı çıkan enerji, gıda, su ve eşya ihtiyacının gün geçtikçe arttığını vurguladı. Gıda, su ve eşya atıklarının çoğalması ve bunların depolanması, arıtılması ve yok edilmesi için de ilave enerji gerektiğini kaydeden Özer, enerji üretiminde ağırlıklı olarak sera gazı çıkaran fosil yakıtların kullanıldığına değindi. Bunun sonucunda oluşan sera gazlarının küresel ısınmayı artırdığını ve gelecek için tehdit oluşturduğunu söyleyen Özer, iklim değişikliğini durdurabilmek için de ülkelerin 1992 yılında Rio’da BM İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması’nı, 1997 yılında ise Kyoto Protokolü’nün imzalandığını hatırlattı.
Çalışma grubu temsilci yardımcısı Ersin Karaaslan ise, çalışma grubunun yürüttüğü faaliyetler hakkında dinleyenlere bilgi verdi.
CİHAN