Dünyaca kabul görmüş araştırmacı James Flynn’ın kadınların 100 yıl sonra erkekleri IQ testinde geride bıraktığını açıklaması, yankı uyandırdı… Zekâ üzerine çalışmalar yapan bilim insanları, kadın zekâsının zaten gözlemsel olarak kabul gördüğü görüşünde birleşti; "Eskiden eve kapanan kadın zekâsını gösteremiyordu. Çağımız soyutu algılama çağı. Kadın daha soyut düşünebiliyor" yorumunu yaptı. Ünlü isimler de, "Günaydın demek istiyoruz" diyerek görüş bildirdi.
Ferhat Çalapkulu (Türkiye Beyin Takımı Kaptanı): Bizim yaşadığımızı araştırmacılar kanıtlamış. Kadınların erkeklere göre çok yönlü olmaları zekâ testinde de ortaya çıkmış. Kadınların eskiden evde kısıtlı kalması zekâ göstermesini engelliyordu.
Ama şimdi kadınlar her yerde aktif olarak çalışıyor ve beyinleri çok yönlü çalışıyor. Üstelik, dünyanın en yüksek IQ’suna sahip kişisi de bir kadın. Dağıstan Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Nadia Camukova, 199.37 IQ ile dünyanın en üstün zekâlı insanı unvanını taşıyor. Zekâ oyunlarına baktığımızda erkeklerin ilgisi daha fazla ama kadınlar çok yönlü.
Prof. Dr. Kültegin Ögel (Psikiyatrist): Klinik deyenimime göre kadınların erkeklerden daha zeki olduğu şöyle örneklendirebilir: Erkekler olaylara daha somut bakıyor. Kadınlar daha soyut düşünülebiliyor. Çağımız postmodern çağ. Soyutu daha iyi algılamayı gerektiren bir çağ. Kadınların bu çağa daha uyumlu olduklarını düşünüyorum.
Duygusal zekâları da erkeklere göre çok daha iyi. Bu da, çağa daha uyumlu olduklarını gösteriyor. Bir de şu var. Kadınlar eskiden aşağılanan, baskılanan bir nesildi. Potansiyelini ortaya koyamıyordu. Artık potansiyellerini rahatça ortaya koyabiliyorlar. Yani kadınlar hep zekiydi. IQ hesaplamalarına gelince; bu hesaplama temelde muhakeme, kavrama, anlama üzerine. Soyut, somut nesneleri birden algılamamız gerekiyor.
Prof. Dr. Ümit Davaslıgil (Maltepe Üniversitesi Üstün Zekalılar Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı): Kadınlar hem evde hem işte kıvrak zekâya sahipler. Ama ‘kadınların artık erkeklerden daha zeki’ olduklarını ortaya koyan araştırmada denekler nasıl seçilmiş, hangi testler kullanılmış, kadınlar ve erkekler eşit saflardan mı seçilmiş onlara bakmak lazım.
Araştırmayı incelemek lazım. Bizim Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü Üstün Zekâlıların Eğitim Projesi kapsamında kentlerde yaşayan ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileriyle, yaratacılıklık üzerine yaptığımız araştırmalarda kız-erkek çocuklarda yaratıcı zekâ düzeyi birbirinden farklı görünmüyordu. Ama bunlar küçük çocuklar, ileriki yaşlarda farklılar ortaya çıkabilir. Kadınlar işleri daha kıvrak bir zekâyla halledebiliyor.
Prof. Dr. Nurten Akarsu (Hacettepe Üniversitesi Tıbbi Genetik Bölümü Öğretim Üyesi): Bu araştırmanın yayınını görmek lazım. Denekleri görmek, beyin MR’larına bakmak lazım. Bu ilişkilendirme çalışmalarına öncelikle fonksiyonel olarak bakmak lazım. Büyük meta analizlerine ihtiyaç var. İstatistiki çalışmaların karşılaştırmalarına ihtiyaç var.
Bu tip araştırmalar ön gözlemlerdir. Yani gözlemsel çalışmalardır. O yöntemin tekrarlanması lazım. Ama zaten biz bilim insanları gözlemsel olarak biliyoruz ki kadının üç boyutlu düşünmesi gelişmiştir. Erkeğin ise matematiksel zekâsı ve tek boyutlu yorumlamaları gelişmiştir. Erkeğin başarılı olması sonuca odaklı olmasından kaynaklanır. Kadın ise nedene odaklıdır.
Kadın sorun çözmeye yöneliktir. Bunlar bilimsel değil gözlemseldir. Bilimsel olarak niye böyledir, ne gibi faktörler etkiler, evrimsel olarak seçiliyor mu? ‘Kadınlar artık erkeklerden daha zeki’ demek için raporlarının tekrarlaması, ispatlanması; istatiksel güvenirlik için de büyük popülasyon çalışmalarına ihtiyaç vardır. Yoksa gözlemsel olarak kadının erkeklerden daha zeki olduğu bilinen bir şeydir.
Erhan Yaşar (Sosyal Psikilog): Kadın-erkek beyni karşılaştırılamayacak kadar farklı. Nerdeyse iki ayrı insan türüyüz. Farklılıkların farkındalığı ve yönetimi ile akıllıca, beraberce yaşam tek çözümdür. Beynin yapısı, cinslerin farkları üzerine 7 yıldır araştırma yapıyorum. Genellemeler yapmak insanı hatalı sonuçlara götürür.
Sabah