Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu Banes’in yazısı
İSVİÇRE ile Fransa arasında bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) geçen hafta perşembe günü yapılan bir açıklama, tüm bilim dünyasında büyük bir şaşkınlığa sebep oldu. CERN’deki bilim adamları adına açıklama yapan Antonio Ereditato, yaptıkları deneyler sırasında "nötrino" olarak isimlendirilen birtakım subatomik partiküllerin ışıktan daha hızlı hareket ettiğini duyurdu.
OPERA adı verilen projede nötrino partikülleri, İsviçre’deki CERN araştırma merkezindeki vericilerden, hızlarını ölçmek üzere 750 km uzakta İtalya’da bulunun Gran Sasso laboratuvarlarının alıcılarına gönderiliyor. Yapılan hesaplamalar sonunda bu partiküllerin mesafeyi, ışığa göre 60 nanosaniye daha önce kat ettikleri fark ediliyor.
KURAL YIKILACAK MI?
Bu sonuca kendileri de çok şaşıran bilim insanları, verileri defalarca gözden geçiriyor ama her seferinde aynı sonuca ulaşıyorlar. Bunun üzerine araştırmacılar, elektriksel yükü sıfır olan ve maddelerin içinden neredeyse hiç etkileşmeden geçebilen nötrinoların saniyede 299 bin 792 kilometre hızla kozmik hız sınırını aşabildiklerini ilan ediyorlar.
Şu anda CERN fizik uzmanları, sonuçların Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya tarafından da doğrulanmasını bekliyorlar. Eğer iddia doğrulanırsa fiziğin temellerinden, Einstein teorisi olan, "Hiçbir şey ışıktan hızlı değildir" kuralı yıkılmış olacak. Böylece şimdiye kadar doğru olduğunu düşündüğümüz birçok doğa ve fizik kanunu da altüst olacak.
Belki zamanda yolculuk yapmak sadece bilimkurgu filmlerde kalmayacak, hayata geçirilecek. Bu buluştan sonra her ne kadar bütün dünya Einstein’ın yanıldığını tartışsa da, bazı fizikçiler "Einstein düşünüldüğü gibi bir dâhi değildi" demeçleri verseler de ben hâlâ bir Einstein hayranı olarak araştırmacıların buldukları bu sonuçları onun gibi analiz edebilmelerini umut ediyorum.
Einstein, "Ben bilirim" diye şişinmeyen gelmiş geçmiş çok nadir dâhilerden biriydi. "Bilimsel gerçekler bulunduğu döneme ait değişkenlerdir" diyen bu bilim insanı günümüzdeki teknoloji içerisinde laboratuvarına girseydi belki bugün kendi kuramlarını kendisi çürütecekti. Bu esneklik, bugün kendisini alanının "piri" olarak gören, bildiklerinin dışında kalan her türlü yeni fikre saldıran sözde bilim insanlarının örnek alması gereken bir özelliktir.
Einstein iyi bir fizikçi olduğu kadar iyi bir filozoftu da. Bu yüzden her buluşunu felsefi bir yaklaşım içerisinde bilim insanlarına sunuyordu. Felsefe, bilimin henüz hiç açıklayamadığı veya az ya da çok açıkladığı konular üzerine de düşünebilir, spekülasyonlar yapabilir. Bundan tamamen sıyrılarak yeni buluşlara yapılacak her açıklama, değil bilim insanı olmayan insanlara profesyonellere bile pek bir şey ifade etmeyecektir.
Büyük bir sabırla bekleyeceğim. Bakalım CERN’in bu büyük buluşu Japonya ve Amerika tarafından da ispatlandıktan sonra ulaşılan sonucun anlamını bize anlatacak bilim insanları Einstein gibi düşünebilecekler mi, herhangi bir felsefi yorum getirebilecekler mi.
FİZİKÇİNİN DEĞERİ
Diğer merak ettiğim konuysa Alman ve Fransız köşe yazarlarının Einstein’ın şu kehanetinde söylediği gibi davranıp davranmayacakları:
"Fizik kuramlarım geçerli olduğu sürece Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek, Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Gün olup da kuramlarım geçerliliğini yitirdiği gün Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek, Almanya ise çılgın ve dengesiz bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır."
Öyle görünüyor ki çıkarlara göre bir bilim insanına değer verme, o tarihlerden beri her ülkede varmış!
/ Gazete Haberturk