İnternet Bağımlılığına Dikkat

Araştırma
‘Son yıllarda hayatınızın vazgeçilmezleri nedir?’ diye sorsak aklınıza ilk gelenlerden biri internet olur. Öyle ki internet artık hepimiz için bir zorunluluk oldu.  Yeri geliyor arama...
EMOJİLE

‘Son yıllarda hayatınızın vazgeçilmezleri nedir?’ diye sorsak aklınıza ilk gelenlerden biri internet olur. Öyle ki internet artık hepimiz için bir zorunluluk oldu.

 Yeri geliyor arama motorundan araştırma yapıyoruz, yeri geliyor oyun oynayıp stres atıyoruz ya da dünyanın diğer ucundaki arkadaşımızla, akrabamızla ‘chat’ yapıp özlem gideriyoruz. Pek çok alanda hayatımızı kolaylaştırıyor bilgisayar ve internet ama ‘aşırı doz’ kullanımı da bağımlılığa sürüklüyor. İnternet bağımlılığı alanında Türkiye’de en çok araştırma yapanlardan biri ise psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel. Yurtiçi ve yurtdışında makaleleri yayınlanan Ögel’in son eseriyse İnternet Bağımlılığı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitapta Ögel, internetin psikolojisiyle başa çıkmanın kılavuzluğunu yapıyor.

Aşırı internet kullanımına artık herkesin alıştığını söylüyor Prof. Dr. Ögel. Önümüzdeki yıllarda bu bağımlılığın artacağının sinyalini de veren Ögel, internet bağımlılığını kronik hastalıklara benzetiyor:

“Bağımlılık yakın zamanda tıpkı kuş gribi ya da bir hastalık gibi yaygınlaşacak. Çünkü insanların toplumsal ihtiyaçları arttı. Bu da onları internete bağımlı hale getirdi. Şu an Türkiye’nin yüzde 40’ının evinde internet var. Oran yüzde 70’e çıktığında bağımlı hale geleceğiz. Nasıl ki insanlar eskiden abur cubur yiyecekleri çok seviyordu ama şimdi uzak duruyorlar, internet de öyle olacak. Hazzı ve eğlencesi giderek reaksiyona dönecek. Bunu da engellemek mümkün değil. Artık sanalizm çağını yaşıyoruz ve ayak uydurmalıyız. Tıpkı kanserle yaşamayı öğreneceğimiz gibi internet bağımlılığıyla da yaşamayı öğreneceğiz bir süre sonra. Eskiden sokaktaki çetelerle uğraşıyorduk, şimdi oyunlardaki canavarlarla… Her çağ kendi hastalığını yaratır. Sanalizm çağının hastalığı da internet bağımlılığı.”

Ögel yıllardır bağımlılık alanında çalışsa da her gün yeni bir olayla karşılaşıyor. Bilgisayar ve internetin diğer bağımlılıklarla çok benzeşmesinin kendisini hayrete düşürdüğünü belirten Ögel, özellikle alkol bağımlılığına dikkat çekiyor: “İnternet bağımlısı tıpkı bir alkolik gibi. Hatta alkol, sigara içmeden yaşayabiliyor bağımlılar ama internet bağımlıları için aynı durum söz konusu değil. Alkol bağımlısına ‘Alkolü kes’ diyebiliriz ama internet bağımlısına bunu demek mümkün değil. Çünkü hayatımızın her alanında bilgisayara ihtiyaç duyuyoruz. İnternet bağımlılığını çözmek isteyenlerin tedavisinin uzun sürmesi de beni şaşırtıyor. İnsanların tekrar sosyalleşmesi zor oluyor. Örneğin yatağa gitmeden, tuvalete gitmeden yaşayan çok internet bağımlısı var. Bilgisayar karşısında uyumak için konforlu koltuklar yaptırıyorlar. Arkadaşlarıyla görüşmüyor, sosyalleşemiyorlar.”

OKULDA SİLİK İNTERNETTE KRAL

Peki interneti neden bu kadar çok seviyoruz? Gerçek hayatta yaşanan kaygıları ortadan kaldırdığı için insanların internete bu kadar sıkı sarıldıklarını belirten Ögel her şeyin cevabının sanal alemde bulunduğunu anlatıyor: “İnsanlarla konuşabilecek miyim diye düşünmeye gerek yok artık. Çünkü internet var, bu kaygıları ortadan kaldırıyor. Birçok genç okulda silik ama internette kraliyet kurmuş. Zayıf noktalarımızı kapattığı için interneti seviyoruz. Türkiye’de ise internet bağımlılığı beş yıl önce ortaya çıkmaya başladı. Kent nüfusu arttıkça internete ihtiyaç duyuldu. Çünkü işlerimiz zorlaştı. Uzakdoğu’da da çok yüksek. Çünkü gençlerin sosyalleşmesi için yapabileceği aktiviteler sınırlı. Türkiye’de de oranın yüksek olduğunu düşünüyoruz.”

İnterneti belirli bir dozda sürekli kullanan herkesin bağımlı olma ihtimali var. Özellikle sosyal kaygıları yoğun kişilerin bağımlılığa daha yatkın olduğunu belirten Ögel, başarısızlık korkusunun bunu tetiklediğini anlatıyor: “Toplum içinde var olmaktan kaçan, başarısızlık korkusu olan, çekingen kişilerde bağımlı olma oranı daha fazla. Kişi gerçeklik ve sanallık arasında dengeyi kuramadığı an bağımlılık başlar. İnsanların sanal arkadaşları da olabilir elbette. Ama gerçek hayatta da arkadaşları olmalı ve onlarla sık sık görüşmeli. Ancak o zaman interneti doğru kullanmış olur. Dolayısıyla birine tam anlamıyla internet bağımlısı dememiz için illa belli bir saati aşıp aşmadığına bakmaya gerek yok. Psikososyal ilişkilerini incelemek gerek.”

CEVABINIZ ‘EVET’ İSE DİKKAT!

PROF. Dr. Kültegin Ögel kişilerin bağımlı olup olmadıklarını anlamak için küçük bir test yapabileceklerini söylüyor: “İnternette geçirdiğiniz süre giderek artıyor mu? Mutsuz olduğunuzda internet kullanıyor musunuz? İnternetsiz bir yaşam size anlamsız mı geliyor? gibi sorulara cevabınız ‘Evet’ ise bağımlı olma ihtimaliniz var.

ÇOCUĞUNUZU KURTARMAK İÇİN ONUNLA SAKIN ÇATIŞMAYIN

Prof. Dr. Kültegin Ögel internet kavramını üç bölüme ayırıyor: Sorunlu internet kullanımı, aşırı internet kullanımı ve bağımlılık. Peki aileler çocuklarının bağımlı olup olmadığını nasıl anlayabilir?

Prof. Ögel öncelikle çocuğun sosyal fonksiyonlarına bakılması gerektiğini anlatıyor: “Arkadaşları, hobileri var mı? Ailesiyle iletişim kuruyor mu? Bunları gözden geçirmek lazım. Bağımlı olduğunu anladığınızda ise yapmanız gereken ilk şey ona karşı çıkmamak ve çatışmamak. Bilgisayar kullanımına ortak olun. Anneler kızıp ‘Bıktım şu bilgisayardan, parçalamak istiyorum’ diyeceğine çocuklarına ‘Kaçıncı level’dasın, bana da oyunu öğret’ demeli. O zaman sizinle ateşkes yapar ve sorunu çözebilirler.”

YENİ TEHLİKE TELEFONLAR

Sosyal paylaşım siteleri de son zamanlarda çok popüler. İnsanların beğenilmek, hayatlarını teşhir etmek amacıyla bu siteleri kullandığını belirten Ögel akıllı telefon kullanımının da incelenmesi gereken bir bağımlılık konusu olduğunu söylüyor: “Küçükken her yere götürülen oyuncak gibi oldu akıllı telefonlar. Sürekli yanlarında taşıyorlar ve bu sayede kendilerini güvende hissediyorlar. Telefon bozulduğunda maddi değerine değil, kurulu düzeninin bozulduğuna üzülüyor. Son bir yılda da artık yeni bir sorun haline geldi bu.”

Erkekler oyun oynuyor kadınlar chat yapıyor

Söz konusu internet bağımlılığı olunca ilk akla gelen gençler oluyor. Ancak Türkiye’de özellikle emekli olan insanların da internet ve bilgisayarı yoğun kullandığını söylüyor Ögel. Emeklilerin tüm gün bilgisayarda tavla, okey oynadığını belirten Ögel “Ev kadınlarında çok yaygınlaştı. Erkekler daha çok oyun oynuyor, kadınlar ise chat yapıyor” diyor.

İnternet bağımlılığının tedavisi ise 3-6 ay sürüyor. Bağımlıların hayatından interneti asla tamamen çıkarmadığını belirten Ögel yaptığı uygulamaları sıralıyor: “Öncelikle kişinin internete ne kadar ihtiyacı olduğuna bakmak lazım. Kişi internetin kendisi için bir sorun olduğunun farkına varmalı. Tekrar yaşamayı, sosyal tarafını geliştirmeyi öğrenmesi gerek. Bağımlı olmamak için ise bir önceki çağda neler yaptığımıza bakmalıyız. Örneğin tablet eğitim yapılıyor artık. Bu ‘Çocukları bağımlı yapar mı?’ diye korkacağımıza haftalık dersleri arasına ekstra bir saat beden eğitimini de eklemek gerek. Çocuklara tıpkı eskiden olduğu gibi yağ satarım bal satarım oynatırsanız o zaman denge kurulur.”

Star