Dünyanın Kara Kutusu Burda

Araştırma
Ve hatta Google aramaları bile… ABD’nin Utah eyaletinde bir çölün derinliklerinde oldukça hummalı bir inşa faaliyeti sürüyor. Binlerce işçiyi ve beraberinde yüzlerce teknisyeni bu ıssız çö...
EMOJİLE

Ve hatta Google aramaları bile… ABD’nin Utah eyaletinde bir çölün derinliklerinde oldukça hummalı bir inşa faaliyeti sürüyor. Binlerce işçiyi ve beraberinde yüzlerce teknisyeni bu ıssız çölün ortasına taşıyan şey yeni bir proje…  Aynı zamanda geleceğin dünya iletişimine hâkim olma gücü…

Utah Çölü’nün derinliklerinde yer alan Bluffdale kasabası modern dünyadan kaçarak kendi dinlerini ve hayat tarzlarını sürdüren Mormonlar’ın hayat alanıydı bugüne kadar.

Ancak kendilerine özgü gelenekleriyle burada sakin ve gözlerden ırak bir hayat süren Mormonlar’a son dönemlerde çok farklı komşular gelmeye başladı. Bluffdale yakınlarında çölün ortasına inşa edilmeye başlayan dev bir tesisle beraber bölgeye binlerce yapı işçisi akın etmeye başladı.

Yaptıkları iş hakkında konuşmaları yasak olan bu yeni sakinlerin aslında ne gibi bir projenin parçası olduğunu yerli komşuları başlangıçta anlamıyorlardı. Ancak proje gelişip tamamlanma aşamasına yaklaştıkça gerçekler de yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı.

Hedef tüm dünya iletişimi

Uzun süre gizlenen gerçek şu: Mormonlar’ın dünyanın geri kalanından kaçmak için sığındıkları bu ıssız bölge artık tüm dünyanın izleneceği, dünyadaki tüm elektronik iletişimin takip edilerek deşifre edileceği bir yer olacak.

Bu proje kapsamında devlet tarafından yaptırılan yeni dev tesis ise tıpkı Mormonlar’ın tapınakları gibi yepyeni bir tapınak olacak. Yani karmaşık ve en gelişmiş teknolojiyle donanacak olan yapı, seküler teknoloji dünyasının yeni ve gizli tapınağı olacak. Bu tapınakta en gelişmiş sunucular, bilgisayarlar, en karmaşık yazılımlar ve en donanımlı istihbarat uzanmaları yer alacak.

Tıpkı Mormonlar’ın Kutsal Kitap’tan gizli anlamlar çıkardıkları gibi bu yeni teknolojik tapınakta da modern dünyanın tüm iletişiminin ve hatta tüm elektronik verilerinin şifreleri kırılacak, mesajları deşifre edilecek.

Kısacası sakin, sessiz Bluffdale kasabası bundan böyle "Big Brother"ın yeni gözü, kulağı hatta kalbi olacak. Hemen tüm inşa çalışmalarının çok gizli yürütüldüğü Utah Data Merkezi, mütevazı bir isme sahip olsa da bu tesis, aslında ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA’nın yeni bir üssünden başka bir şey değil.

Amacı ise bugüne kadar medyaya yansıyan tüm elektronik istihbarat projelerinin de ötesinde tüm dünyanın elektronik ağlarını, denizaltı ağlarını, uydu ve internet iletişimini izlemek, deşifre ve analiz etmek. Yerel, ülkesel ve uluslararası tüm elektronik iletişim ve veri bankaları da buna dâhil.

NSA’nın yeniden doğuşu

ABD’de, 11 Eylül saldırılarından sonra ulusal güvenliği sağlamak için görev yapan NSA’nın varlık nedeni sorgulanmaya başlanmış ve teşkilata yönelik "11 Eylül gibi karmaşık saldırıları bile önceden tespit edemiyorlarsa ne işe yarar bu NSA" gibisinden eleştiriler yapılmıştı.

Soğuk Savaş döneminde aldıkları yenilgilere Afrika’daki ABD Büyükelçiliğinin bombalanması, Yemen’de US Cole gemisine yapılan saldırı ve bir de Dünya Ticaret Merkezi saldırıları eklenince teşkilatın itibarı bir anda iki paralık olmuştu.

Ancak bu darbeler NSA’nın yeni bir yapılanma içine girerek yeni ve dev projeler üretmesiyle so-nuçlandı. Gözlerini kendi ülkesi ve vatandaşları üzerine çeviren NSA, hızlı bir yapılanma ve proje safhasına girerek ülkede pek çok gözetleme ve dinleme faaliyetini hayata geçirdi. Milyarlarca mail ve telefon konuşması takibe alındı.

Son derece hızlı bir şekilde sanal âlemin takibi sağlandı. Son olarak NSA tüm bu topladığı ve incelediği verileri depolayacağı bir yer de inşa etti.

Üstelik tüm bunlar gizli ve resmiyet dışı olarak kaldı. Böylelikle NSA dünyadaki en geniş, en örtülü, en yaygın etki alanına sahip istihbarat teşkilatı haline geldi.

Bu proje bir anlamda Bush yönetiminin 11 Eylül’den sonra getirmeye kalktığı ancak 2003 yılında ABD kongresi tarafından kişisel hak ve özgürlükleri kısıtlayacağı gerekçesiyle durdurulan tüm bilgileri soruşturmayı kapsayan stratejinin de adeta ete kemiğe bürünmüş hali olacak. Üstelik o dönemde öngörülenin çok ötesinde bir kapsamla.

Kısacası mütevazı ismine rağmen sadece bir veri merkezinden çok öte bir proje olacak. Bluffdale’de yapılan bu merkezin tüm dünyanın elektronik verilerini izlemenin dışında daha kritik bir rolü de olacak.

Buna göre merkez sadece izlemek ve analiz etmekle kalmayacak ayrıca kodlan kırarak genel iletişime kapalı olan ağlara da nüfuz edebilecek. Bu ise hayati önemde bir özellik zira merkezi deşifre eden "The Sha-dow Factory" kitabının yazarı James Bamford’a göre böylelikle merkezin ABD içinde olduğu kadar başka ülkelerdeki ticari, askeri, diplomatik, finansal ya da herhangi bir alana ilişkin kodlu verileri ele geçirebileceği de ileri sürülüyor. Bir başka deyişle proje bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş kapsamlı siber-güvenlik projesi olacak.

NSA’nın Utah’taki casus merkezinin tüm dünyadaki iletişim ve veri trafi-ğini depolamak için kullanacağı bölümün alanı ise yaklaşık 90 bin metrekare olacak. Bir başka deyişle bu merkezin toplam 500 kentrilyon web sayfası depolama kapasitesi olacağı belirtiliyor. Dolayısıyla dünyada şu an için mevcut web sayfası kapasitesinin çok çok üzerinde bir kapasiteye sahip olacak.

Yeni Aktüel