Bu süre amacının dışında ve keyfi sebeplere bağlı olarak uzatıldığı takdirde evliliğe pozitif yansımalar yerine negatif yansımalar olur.
Yani nişanlılığın evliliğe olumlu yansıması gerekirken olumsuz yansımalar olur. Bu süreçte bireyler muhataplarını hem kısmen eşleri olarak görürler hem de kendilerinin dışında biriymiş gibi değerlendirirler.
Yani muhatapları kendileri için ne içeridedir ne de dışarıda. Bu durum nişanlı çiftler için yıpratıcı bir etki oluşturur. Ayrıca bu arada kalmışlık aynı konuların zamana ve mekana bağlı olarak farklı değerlendirilmesine neden olur. Bu defa da nişanlı çiftler arasında birbirlerinin davranışlarını hatalı değerlendirmeler başlar.
Bununla birlikte süre uzadıkça çevreden gelen duyumlar artar. Birçok insan kendi deneyimlerini nişanlı diğer bireyler ile paylaşır, bu da birbirinden farklı düşüncelerin oluşmasına neden olur.
Bütün bu nedenlerden dolayı taraflar birbirleri ile ilgili soru işaretlerini bir an önce çözümlemeli ve evlilik hazırlıklarını sürüncemeye bırakmamalıdırlar. Bunun dışında zaten bireyler birbirlerini henüz eş olabilme noktasında benimseyememişlerse nişanlılık süreci başlatılmamalıdır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; nişanlılık amacına uygun bir biçimde değerlendirilmeli, ve evlilik olayı uzatılmamalıdır.Nişanlılık süresi 6 ayı, maksimum 10 ayı geçmemelidir. İdeal süre için ise yaklaşık 3 ay diyebiliriz.
Aktüel Psikoloji