ANKARA Barosu 2011’de başlattığı ‘Gelincik Projesi’ ile toplamda 25 bin şiddet mağduruna yardım eli uzattı. Gelincik Merkezi Başkanı Aslı Arıhan, kadın, çocuk, yaşlı, LGBTİ bireyler gibi toplumdaki dezavantajlı grupları koruma hedefiyle yola çıktıklarını hatırlattı.
Şiddet hafife alınıyor
Yeniyüzyıl’ın haberine göre Arıhan, “ Biz bu gruplara herhangi bir şiddet durumunda acilen avukat ataması, güvenlik güçlerine haber verme bazen sığınma evlerine yerleştirme şeklinde müdahale eden bir kuruluşuz. Şu ana kadar bize 25 bin telefonla başvuru, 3 bine yakın şahsen başvuru, 520 sığınma evine yerleştirme ve 210 psikolojik destek verdiğimiz mağdura ulaştık” dedi.
Şiddetle eğitim olmadan baş edilemeyeceğinin altını çizen Arıhan şöyle devam etti: “Şiddet kişi bazında düşünülüyor ve hafife alınıyor. Altında yatan etkenler devamlı göz ardı ediliyor. Öncelikle şiddetin hoş görülmemesi ve tahrik indirimi gibi indirimler uygulanmaması gerekli. Fiziksel şiddet olmadığı ve o da devam eden bir hal almadığı sürece kişiler şiddeti de kabul etmiyor. Önce şiddet görüyor sonra olabilir deyip bir bahane dönemine giriyor en son artık hayati bir hal aldığında geliyorlar.
Hatta hayati tehlike atlatılmış birkaç şiddetten sonra bile olabiliyor.” Merkezde çalışan Avukat Songüç, amaçlarının daha çok kişiye yardımcı olabilmek olduğunu ifade etti. Songüç, “Benim bu kadınlarda gözlemlediğim en önemli şey inanılmaz güçlü olmaları. Genel olarak eğitimsizler ancak kendi ayakları üzerinde durabilme yeni bir hayat kurma hayalleri öyle güçlü ki.
Sığınma evlerinde birkaç kadının birlikte bir ev kiralayarak yepyeni bir hayat kurduklarını biliyoruz mesela. ‘Bir şekilde hayat kurup çocuğumu okutacağım ve benim yaşadığım hayatı yaşamayacak’ diyebiliyorlar. Eğitimli kadınlar bu konuda daha güçsüz davranıyorlar. Daha ne yapacaklarını bilemiyorlar. Daha çabuk depresyona giriyorlar” ifadelerini kullandı.