Dört Ebeveyn Tipi

İliskiler
Günümüze kadar yapılan araştırmalar, ebeveynliğin dört boyutta şekillendiğini ve bu dört boyuttaki farklı tutumlarla farklı ebeveynlik türlerinin ortaya çıktığını göstermiştir. Hepimizin diğer bireyle...
EMOJİLE

Günümüze kadar yapılan araştırmalar, ebeveynliğin dört boyutta şekillendiğini ve bu dört boyuttaki farklı tutumlarla farklı ebeveynlik türlerinin ortaya çıktığını göstermiştir.

Hepimizin diğer bireylerle kurduğu ilişki biçimleri incelendiğinde, çoğu kez hayatın ilk yıllarındaki deneyimlerin çekirdek yapıyı oluşturduğu gözlemlenir. Kişiliğin hızlıca yapılandığı okul öncesi dönemde, çocuğun en çok iletişim halinde olduğu ve ilişki kurmayı öğrendiği birincil kişiler anne-babası; yani ebeveynleridir.
 
Birçok araştırma sonucunun da desteklediği gibi, biyolojik ve çevresel faktörlerin yanı sıra, okul öncesi dönemde ebeveynin tutumu, çocuğun gelecekte sahip olacağı karakteri ve iletişim biçimi üzerinde hayli etkilidir.
 
Günümüze kadar yapılan araştırmalar,  ebeveynliğin dört boyutta şekillendiğini ve bu dört boyuttaki farklı tutumlarla farklı ebeveynlik türlerinin ortaya çıktığını göstermiştir:
 
Kontrol (Disiplin yöntemleri)
Bakım ve yakınlık
Olgunluk beklentisi
İletişim kurma biçimi
 
Bu boyutlardaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, dört çeşit ebeveyn tutumu tanımlanmıştır.
 
Otoriter Ebeveynler:  Bu tarzda iletişim kuran ebeveynlerin çocuklarından beklentileri yüksektir. Bu sebeple katı disiplin kuralları uygularlar, baskıcıdırlar. Buna karşılık bakım ve yakınlık, şefkat gösterme boyutu çok arka planda kalır. Çocuklarının, kendi koydukları kurallara, soru sormadan, sebeplerini sorgulamadan uymalarını isterler. Bu tarz ebeveynlerin çocuklarının kaygı düzeylerinin yüksek, benlik saygılarının düşük, mutsuz, sosyal açıdan yetersiz ve ilişkilerinde utangaç, çekingen bir tavır sergiledikleri gözlenir.
 
(Aşırı) İzin Verici Ebeveynler:  Tutumları bu şekilde olan ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkilerinde, otoriter ebeveynlerin aksine,  bakım ve yakınlık boyutu çok ön plana çıkar, kontrol ve disiplin yok denecek kadar aza iner. Ebeveyn çocuğun ihtiyaçlarını sağlıklı şekilde değerlendirmek yerine, tün kontrolü çocuğuna bırakır; adeta sınırsız bir özgürlük anlayışı benimser. Çünkü çocuklarının olgunlaşması gibi bir beklentileri yoktur. Ebeveyn olmak yerine, sadece çocuklarının arkadaş ı olmayı tercih etmiş gibidirler. Ancak bu da sağlıklı bir tablo ortaya çıkarmaz. Aşırı izin verici ebeveynlerin çocukları da sosyal açıdan kendini yeterli düzeyde ifade edemezler. Otorite ile problem yaşarlar. Genelde, benlik saygıları ve akademik başarıları düşük olur.
 
İhmal Eden – Tutarsız Ebeveynler:Çocuklarına yaklaşım biçimi bu kategoride yer alan ebeveynler çocuklarını yetiştirme sürecinde yok gibidirler; var olmazlar, etkisiz elemandırlar. Ebeveynliğin incelendiği tüm dört boyutta da standardın altında kalırlar. Çocuklarından bir beklentileri olmadığından kontrol için çaba sarf etmezler. Ve çocuklarının iletişim ihtiyaçlarına cevap vermezler, yakınlık göstermezler. Hatta çocuklarını, en temel ihtiyaçları dışında tamamen ihmal edebilirler. İhmal eden ebeveynlerin çocukları hayatın neredeyse tüm alanlarında başarısızdırlar. Kontrol sağlayamadıklarından ve özsaygıları düşük olduğundan akranları içinde yetkinlik elde edemezler.
 
Demokratik (Yönlendirici) Ebeveynler:Demokratik anne-baba tutumlarına bakıldığında, ebeveynliğin incelendiği her dört boyutta dengeli olduklarını görmekteyiz. Çocukları için kurallar koyarlar ve onlardan da uymalarını beklerler.

Ancak bu sürece ebeveynde katkıda bulunur. Kuralların sebebini açıklar. Çocuğunu destekleyici bir iletişim kurar, yakınlık ihtiyacını karşılar. Kurallar zaman zaman yıkıldığında sabırlı ve hoşgörülü davranarak çocuğunu teşvik eder. Yani çocuğa bir özgürlük ve seçim hakkı tanınır, ama bunun sınırlarını ebeveyn belirler.

Çocuğunun bu mantıklı sınırlar içerisinde kalması için kendisi de sorumluluk alır. Demokratik ebeveynlerin çocukları diğerlerininkine görece en sağlıklı gelişim sürecini geçirenlerdir.  Mutlu, aktif, başarılı ve sorumluluk sahibi bireyler olmaları muhtemeldir.

Anne-babanın kendi aralarında bir denge oluşturarak, çocuklarıyla iletişimlerinde sağlıklı bir yol izlemeleri zorlu ve zaman isteyen bir süreç olsa da, imkansız değil.
 
Aileler çoğu zaman çocuğu terbiye etmek, kontrol sağlayabilmek için cezalar uygulama, ya da özgüveninin gelişmesi için özgür bırakma seçeneklerinin arasında kalırlar. Doğru olan iki yöntemden birini tercih etmek gibi görünür.
 
Oysa sağlıklı bir çocuk eğitimi için hem disiplinin, hem de ilgi ve yakınlığın eşlik ettiği bir seçme özgürlüğünün dengeli bir biçimde uygulanması gerekir.

Aktüel Psikoloji