İnkar edilemez bir gerçek var. Dünya değişiyor! Düzen ve sistemler değişiyor. Global çıkarlar, küresel amaçlar dünyayı bir dönüşüm çağına sürüklüyor. İnsanların bu değişimin bir parçası olması için gerekli zemini yaratması gerektiğini bilen profesyoneller, yasadışı kabul edilen yöntemlere başvurmaktan ise hiç çekinmiyor. Bu yöntemlerden biri de kitle iletişim araçlarıyla bilinçaltımıza oradan da karar mekanizmamıza sızan subliminal mesajlar! Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, ‘bu değişimin asıl aktörleri çocuklar’ diyerek subliminal mesajların çocuklar üzerindeki etkilerini sizler için anlattı.
Subliminal mesaj nedir?
Bilinçaltı mesaj olarak tanımlanan subliminal mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır. Ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
Subliminal mesajlar bilinçli algılamanın çok ötesinde olduğu için bizlere sunulan iç mesaj ve görseli bilinçli bir şekilde filtreleyemeyiz. Burada korkutucu olan gerçek ise, sunulan tüm materyallerin bilinç tarafından algılanmadan doğrudan bilinçaltına yerleşmesi ve karar alma mekanizmamızı kontrolü altına almasıdır.
Subliminal mesajlar nasıl ve nerelere kullanılır?
Bir insanın gördüğü anlık görüntü 655 satır ve frame denilen 24 küçücük kareden oluşur. Televizyon ekranı ise 25 eşit kareye bölünmüş bir sistem içerir. Aslında izlediğimiz tüm görüntüler bu parçaların toplamının gözümüze yansımasıdır. Biz bu 24 eşit parçayı bilinçli olarak algılar ve bilincin süzgecinden geçirirken 25. Kare sesiz sedasız bilinçaltına iletilir.
Subliminal mesajlarda tam bu noktada devreye giriyor. 25. Kareye gizlenen görüntü ile birçok ileti beynimize sızarken istendik tutum ve davranışları yapmamız konusunda itici bir güç oluşturuyor. Yani birçok reklam, film, dizi ve belki de en tehlikelisi olan çizgi filmler yoluyla satış hedefine yönelik mesajlar, cinsel mesajlar, inanç propagandaları yapılarak düşüncelerimiz kontrol altına alınmaya çalışıyor.
Asıl hedef çocuklar!
Subliminal mesajlar, başlı başına bir tehlike arz ediyorken bir de savunma mekanizmaları bu mesajlar karşısında zayıf olan çocuklar için oldukça riskli bir durum oluşturuyor. Reklamlara, özellikle de çizgi filmlere yerleştirilen; ölüm, cinsellik, şiddet, gerçek üstü unsurlar ve millî duyguları yıpratan olumsuz mesajlar bilinçaltı ikna yöntemleri ile gizleniyor. Kitle iletişim araçlarından gelen iletilere karşı bir filtre uygulamayan çocuklarda ise bu iletilerin amacına ulaşmasına daha kolay oluyor.
Bu çizgi filmler hiç masum değil!
Kapitalizm her zaman daha fazla tüketen bireyler ister. Ancak söz konusu çocuklar, mecra da çizgi filmler olunca tüketmenin ötesinde çok daha tehlikeli bir amaç olduğunu görmek mümkün. Çünkü çizgi filmler ve çeşitli eğlence programları aracılığıyla özellikle cinsellik üzerinden verilen mesajlar ve gizlenmiş pornografik ögelerin çokça yer aldığı görüntülerin uzun vadede bir planın parçası olduğunu ortaya koyuyor. Günümüz dünyasının ahlaki anlamda yaşadığı yozlaşma, şiddet ve cinsel içerikli suçların artışı yetişen neslin ruhsal anlamda belli değişimlere uğradığının kanıtı gibi aslında!
Amaç, cinsellik ve korku üzerine kurulu yeni bir düzen mi?
İnsan beyni iki duyguya karşı koyamaz. Cinsellik ve korku! Bunun farkında olan reklamcılar ve yapımcılar birçok yayında ve reklamda bu iki baskın duygu üzerinden mesajlarını veriyor. Örneğin, sigorta reklamında hissettirilmeden yerleştirilen korku ögeleri sizi sigorta yaptırmaya teşvik ederken birçok bebek bezi reklamı cinsellik ögesine reklamlarında yer veriyor.
Amaç istenilen doğrultuda bir nesil yaratmak ise çizgi filmler bu anlamda iyi bir mecra olarak görülüyor. Sizin masum ve zararsız sandığınız birçok çizgi film, çocuklara verdiği cinsel ve korku temalı ögelerle etkilerken bilinçaltına sızıyor. Örnek vermek gerekirse birçok çizgi filmde ‘sex’ yazısı görmek mümkün. Ya da sadece afişlerde gördüğümüz ve masum sandığımız birçok çizgi karakterin gözlerinden tutun burunlarında, ellerinde gömülmüş pornografik mesajları görmek mümkün!
Peki, ne yapmak gerekiyor?
Yetişkinlerin ve çocukların müzik parçalarını dinlerken ya da herhangi bir film izlerken, bilinçaltının verilen mesajları hiç aksatmadan kayda alıyor olabileceğini söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, görüşlerini şu sözlerle dile getirmeyi sürdürüyor: “Bilinçaltı hiçbir mesajı unutmaz. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde bilinçaltı reklam yasaklanmıştır ama bütün bu reklamları, dizi, film ve belgeselleri bilinçaltı mesaj içerip içermediği noktasında denetleyecek ve toplumu uyaracak, yeni donanımlara ve yazılımlara ihtiyaç vardır. Ülkemizde TV ve radyo kanallarının çokluğu nedeniyle bunların hepsini birden denetlemenin zorluğu inkar edilemez bir gerçektir. Bu nedenle görsel ya da işitsel medyanın, bireysel davranarak kendi denetimlerini yine kendilerinin yapmaları ve genç nesilleri her türlü subliminal saldırılardan korumaları insani bir görev olduğu kadar, aynı zamanda milli de bir vazifedir.”
Nöroloji Uzmanı
Dr. Mehmet Yavuz / REEM Nöroloji Merkezi