Bebekken ne güzellerdi… Sütlerini içip mışıl mışıl uyuyor, arada güzel gülücükler atıyorlardı etrafa. Sonra mamalarını döke saça yemeye başladılar ama yine de sevimli olmayı başardılar. Ne zaman ayaklanıp kendilerini bir birey olarak kabul ettirme savaşına giriştiler, işte o zaman film koptu! Kimi çocukta bir yaşından itibaren başlayan ama kendini genelde iki yaş civarında gösteren ‘Terrible two’ yani, iki yaş krizi (ben ona ‘iki yaş felaketi’ diyorum) çoğu kez anne babalara ve tabii çocuklara da çok zor anlar yaşatıyor. Çocuğunuzun bu döneme özel hırçınlıkları, inatlaşmaları ve kendini nefessiz bırakmaya varan öfke nöbetleriyle başa çıkmak için yapmanız gereken en temel şey sakin olmak ve onu görmezlikten gelmeye çalışmak.
BEN, BEN, BEN
Çocuğunuzun kişilik bilinci güçlendikçe bu, konuşmasına ve vücut diline yansıyacaktır. Tüm başarılarını gerine gerine gösterdiğini veya başka bir çocuk onun alanına girdiğinde nasıl sinirlendiğini gözleyin. "Ayşe’nin ayakkabısı" veya "Ayşe’nin bardağı" gibi cümleleri ona ait olan şeyleri tanımlamayı öğrendiğinde sıkça duyacaksınız. Çok az çocuk bu yaşta birinci tekil şahıs kullanmaya başlar. Dolayısıyla ondan "Benim ayım," veya "Ben yaptım," gibi şeyler duyabilirsiniz. Tonlamaları da değişecektir; sizinle evde konuşurken "Bu benim," demesiyle, size misafirliğe gelen bir çocuğun onun sandalyesine oturmaya kalktığı sırada bağırarak söylediği "Bu benim!" demesi arasındaki farkı hemen anlayacaksınız.
ÖFKE ‘GELİYORUM’ DER
Çocuğunuz destek ve emniyet açısından tamamen size bağımlıdır. Sizden ayrı bir birey olduğunu keşfederken sınırlarınızı sınamaya ve aynı zamanda sınırlarınızı zorlasa da hâlâ onu seveceğinizden emin olmaya ihtiyacı vardır. Çoğu kez, güç ve duygularının karmaşıklığı (size ihtiyacı olması ile özgürlüğün tadını çıkarma arasındaki gerginlik) ona ağır gelebilir ve bu da öfkelenmesine neden olur. Çocuğunuz her fırsatta hayal kırıklığı ve öfke yaşayabilir. Bir şey yapmak ister ama izin verilmediği veya yapabilecek yeteneği olmadığı için yapamaz.
Çok yorgun, aç veya üzgün olabilir ve olan biteni tam anlayamadığı ve yeterli dil becerisine sahip olmadığı için bunu size açıklayamaz. Tüm bunlar öfkelenmesine neden olur. Bazen öfke nöbetlerini tetikleyecek olası nedenlerle, kontrolden çıkmadan başa çıkarsanız krizi engelleyebilirsiniz. Atıştırmalık veya içecek bir şeyler vermek işe yarayabilir ve bunlar onu oyalayan şeyler olduğundan dikkatini başka yöne çekmek için birebirdir. Bu yaşta dışarı çıktığınızda gezi, özellikle uyku vaktine denk geliyorsa fazla yürümesini beklemeyin.
Tüm yol boyunca onu kucağınızda taşımak istemiyorsanız her zaman arabasını veya ana kucağını yanınıza alın. Sinirlenmek üzere olan bir çocuk, birden her şeye karşı çıkmaya başlar, elinizi tutmak veya arabaya binmek istemez. Ses tonunda, ağlamasında veya duruşunda sizi fırtınaya karşı uyaran bir şeyler sezmeyi öğreneceksiniz. Bu noktada dikkatini başka yöne çekmek en iyi seçenektir ve açık olmak gerekirse, şarkı söylemek, komik suratlar yapmak veya kaldırımda hoplayıp zıplamak, insan içinde öfke nöbetiyle başa çıkmaktan daha az utanç verici ve daha eğlencelidir.
NEFESİNİ TUTUYORSA
Çocuğunuz o kadar sinirlenir ve bunalır ki nefes almayı bırakır. Buna şahit olmak çok korkutucudur çünkü sesi kesilir ve cildi gri-mavi bir renk alır. Genellikle 15 saniye sonra tekrar nefes almaya başlar. Çocuğunuz nefesini tutarak kendine zarar veremez. Çünkü oksijensiz kalarak kendine zarar vermeden çok önce bilinci kapanır ve bu olduğu anda tekrar nefes almaya başlar.
Eğer çocuğunuz nefes tutmaya (siyanotik) meyilliyse size verebileceğimiz en iyi tavsiye güvenli bir yerde olmasını sağlamanız ve sonra mümkün oluğunca onunla ilgilenmemeye çalışmanızdır. Neyse ki çocukların çoğu okula başlamadan bu alışkanlıklarından vazgeçer. Bazı çocuklarda çok nadir görülen ve ‘Refleks Anoksik Nöbet’ adı verilen bir sorun görülmektedir. Bu sorunda, nefes tutma sonucunda kasılma oluşur ve bu durumda tıbbi yardım almanız gerekir.
NASIL BAŞA ÇIKACAKSINIZ?
Öfke nöbetlerini önlerken öncelikle siz de öfkelenmemeye çalışmalısınız. Pek çok ebeveyn çocuklarını kaptığı gibi marketleri, parkları veya aile toplantılarını sinirle terk eder. Ya da tekmeler savuran haylazı insanların içinde arabaya sokmaya çalışır. Bu sizin için çok utanç verici olsa da tamamen kontrolden çıkan ve sıkılan çocuğunuz için durumun çok daha zor olduğunu unutmayın.
Çevrede çocukları büyüyen anne babaların da en az bir kere böyle bir durumla karşılaştığından emin olun, onlar ayıplamak yerine büyük olasılıkla "Çok şükür benim başıma gelmiyor," diye düşünüp rahatlıyordur. İlk çocukları olan kişilerin durumu etkili bir şekilde idare ettiği nadirdir ama sakin kalmak ve olayı büyütmemek gerçekten işe yarar. Bu yüzden eğer mümkünse hiçbir şey yapmayın. Çocuğunuzun kendine zarar vermeyeceğinden emin olun. Sonra sakinleşince ilginizi başka yöne çevirin. Bu kadar sinirliyken onunla mantıklı bir şekilde konuşmak işe yaramaz ve işleri daha da zorlaştırır. Genelde mantıksız oldukları için, bu öfke nöbetleri sizi sinirlendirse de davranışlarının hesaplı veya kötü niyetli olmadığını unutmayın.
Bununla birlikte, öfkelendiği sırada ona çok fazla ilgi gösterir veya öfkelenmesine sebep olan şeyi kabullenirseniz bu onu cesaretlendirerek istediği yapılmadığında tekrar öfkelenmesine neden olacaktır. Eğer böyle olursa, sizi kandırmak için bağırıp çağırmanın işe yaradığını öğrenecek ve kasıtlı olarak yapmaya başlayacaktır. Bu kesinlikle onaylanmayan bir davranıştır. Aşağıdaki noktalar bu konuda yardımcı olabilir.
Sınırlarınız konusunda tutarlı olun:
Süpermarket gibi kamuya açık bir yerde olsanız bile öfke nöbetlerini durdurmak için isteklerine boyun eğmeyin.
– Tartışma arzunuzu bastırın:
Öfke nöbetinin doruğundayken kontrol edilemez ve sizi dinleyemez bir durumda olur. Ona ilgi göstermek bunu daha da körükleyecektir.
– Sabırlı olun:
Kimse dinlemiyorsa hiçbir çocuk uzun süre bağırmaz. Kısa süre içinde ilgi görmek için sakinleşmesi gerektiğini öğrenecektir.
– Dikkatini dağıtmayı deneyin:
Bazen yeni bir oyun öfke nöbetini durdurabilir.
– Sonrasında durumu iyi idare edin:
Bağırması kesilmeye başladığında onu kucağınıza alın ve istenilen davranışı pekiştirmek için sıkıca sarılın.