2009 yılında doğan kız çocuklarından 15 bin 97’sine Zeynep, 12 bin 124’üne Elif, 7 bin 712’sine Yağmur adı verilmiş. Zaman Gazetesi’nden Sevim Şentürk‘ün haberine göre, sıralamada Elif’le Yağmur arasında yakın zamanlara kadar duymadığımız bir isim daha var: Ecrin. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre geçtiğimiz yıl tam 8 bin 90 bebeğe ‘Ecrin‘ adı verilmiş. Kimileri kulağa hoş geldiği için, kimileri hiç duyulmamış bir isim olduğundan çocuğunun adını Ecrin koymuş.
Peki, Ecrin ne demek? Niçin anne babalar hayata gözlerini açan minik kızlarına bu adı veriyor? Türkiye’nin isim verme geleneğinde gol kralı futbolcular ve dizi karakterleri ebeveynlere ilham kaynağı olurken beyazperde ve televizyonda hiç rastlamadığımız bu isim neden bu kadar çok çocuğun adı olmuş. Yoksa ‘Dini referanslı isim verme’ isteği mi insanları ‘Kuran’da geçen her kelimeyi anlamı uygun olmasa da isim haline getirme yanlışına itiyor. Biliyorsunuz 2000’lerde bir duada geçen ve anlamı ‘üzerimize’ olan ‘Aleyna’ birçok çocuğa ad oldu. Ecrin de Yasin ve Fetih surelerinde geçtiği için tercih ediliyor ancak, anlamı pek çok ailenin zannettiği gibi Allah’ın mükafatı değil, ücret demek.
Zaman Gazetesi Kürsü Sayfası Editörü Süleyman Sargın‘ın açıklamasına göre eğer çok zorlanırsa ‘hediye, mükafat’ gibi anlamlara gelebilir. Kimi aileler de modern olduğu ve kulağa hoş geldiği için çocuğuna bu ismi veriyor. Bazı internet sitelerinde yapılan yorumlar da bunu gösteriyor: “Ben dindar biri değilim, ama bu isim çok farklı. Sırf bu yüzden Kur’an’da geçmesini bile umursamadan kızıma bu adı verdim.”
İsim ve din ilişkisini inceleyen sosyolog Doç. Dr. Celalettin Çelik, ülkemizdeki isim verme geleneğini şöyle açıklıyor: “Bir zamanlar ideolojilere, yaşam tarzlarına göre yeni doğanlara isim verilirdi. Artık insanlar çocuklarının geleceklerini etkilemeyecek, aidiyet taşıyan isimleri vermek istemiyor. Bu yüzden ebeveynler kitle iletişim araçları sayesinde farklı isimler bulmaya başladı. Ecrin de bunlardan biri.”
Türkiye’nin isim istatistiğinde eskiden aşina olduğumuz isimler ile yeniler birarada bulunuyor. Zeynep, Fatma, Elif, Zehra, Yusuf, Ali gibi isimlere her dönem yeni adlar eklenmeye devam ediyor. Bu kervana en son katılan ‘Ecrin‘ başka bir söyleyişle ‘Ecren’, anlaşılan o ki hepsini geride bırakmaya aday. İsimler sürekli değişedursun, manasına bakmadan bir kelimeyi isim yapmak ve gözünün nuru yavrusuna vermek ise anlaşılır gibi değil.
Ecrin’in anlamı
‘Ecrin’in manası hakkında farklı görüşler var. Arapça dilbilgisi kurallarına göre ‘Ecir‘ kelimesinin tek başına kullanıldığında düşmesi gereken son harekesinin düşmemiş hali. Yani yanlış bir kullanım. Kimi ‘hediye, kimi ‘sevap demek’ diyor. Kimilerine göre ise Allah’ın mükâfatı anlamını taşıyor. Kur’an-ı Kerim’de Yasin ve Fetih surelerinde geçen ‘Ecrin’in anlamı Türk Dil Kurumu’nda, ‘sevap, bir emeğin karşılığı’ olarak açıklanıyor. Zaman Gazetesi Kürsü Sayfası Editörü Süleyman Sargın ise Ecrin‘in ücret anlamına geldiğini, çok zorlanırsa ‘hediye, mükâfat’ gibi anlamların çıkarılabileceğini söylüyor.
Harf deyip geçmeyin, isimleri buna göre verin!
Her harfin bir estetiği, titreşimi olduğunu söyleyen onotomoloji yani isim bilimi uzmanı Kemal Haluk Cebe, “Harfler, insanda bulunan her bir duygunun karşılığıdır. Bu yüzden çocuğumuza isim verirken harflerin karakterini göz önünde bulundurmak gerekli.” diyor. Mesela ‘A’ harfi gücü ve enerjiyi, ‘İ’ harfi duygusallığı, ‘K’ harfi başarıyı, E harfi üzüntü ve hüznü, ‘F’ harfi insanda kedine güveni getiriyormuş.
İsim verilirken nelere dikkat edilmeli?
Bebeklere ömür boyu anılacakları adını vermek birçoğumuza sıradan gibi görünse de bioenerji uzmanlarına göre pek de öyle değil. Enerji uzmanı Murat Soyer, isimlerin bir ses olduğunu, nasıl yankılanırsa kişiye öyle çarpacağını söylüyor. “Bu yüzden ismin kulağa hoş gelmesi kadar manası da önemli.” diyor. İnsanın, hayatı boyunca pozitif etkileyen, taşımaktan utanç duymadığı bir isimle onurlandırılması gerektiğini belirtiyor. Kemal Haluk Cebe ise “İsim koyarken dikkat edilmesi gereken ilk şey Peygamber sözüdür. Hz. Muhammed’in ‘Siz kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.’ sözünü unutmamak gerekir.” diyor.
Türkiye’de isim verme geleneği
Celalettin Çelik’in anlattığına göre Türkiye’de yeni doğanlara isim verme geleneği bir hayli ilginç. Mesela, dizi karakterleri ve ünlü futbolcuların isimleri her dönem ilgi çekiyormuş. Nüfus Müdürlüğü’nün isim istatistiği bunun kanıtı. 1970 ve 1990 yılları arasında en çok konulan erkek isimi ‘Murat’. Malum o yılların en popüler filmi de ‘Kara Murat’. Bu gelenek hâlâ devam ediyor. 2005’te Aliye dizisindeki ‘Arda’nın adı da, o yıl en çok konulan erkek çocuk isimleri arasına girmiş ve 9 bin çocuğa bu isim verilmişti. Sadece bu da değil. İzlenme rekorları kıran Kurtlar Vadisi’nin başrol oyuncusu Polat’ın sevgilisi Elif’in adı da 2006 yılında 12 bin 484 çocuğa konulmuş. 2010 yılının en çok izlenen dizilerinden Ezel de “Bebeğimin adını ne koysam?” diye düşünenleri harekete geçirdi. Şimdiden “Oğlumum adını Ezel koyacağım” diyenleri görmek hiç zor değil.
“Kur’an’da geçiyor diye bu isimleri koymayın!” başlıklı haberi okumak için tıklayın!