Çocukluğumuzun vazgeçilmez oyunları arasında arkadaşlarımızla ayakkabılarımıza kum doldurup oynamak vardı. Kumdan evler, kaleler yapmaya bayılırdık.
Bu oyunları oynarken her yerimiz toz içinde kalır ve eve gittiğimizde annemizden güzel bir azar işitirdik. Bazen bu azarlamalar birkaç şefkat tokadıyla da süslenirdi! Ama yine de siz annenize teşekkür edin, iyi ki sizi eve hapsedip çocukluğunuzu yaşamanıza engel olmamış. Neden mi? Doğayla iç içe büyürken farkında olmadan bünyeniz de güçleniyor.
Sokakta birçok arkadaş ediniriz ancak bir de görmediğimiz arkadaşlar var ki, onlarla ilk tanışmamızda bizi yatağa bile düşürebilirler. Bu arkadaşlar ya kum oynarken elimizden tutarak vücudumuza girerler ya da terleriz, biz davet ederiz onları tanışmaya. Ancak ilerleyen zamanlarda anlarız ki o arkadaşımız sandığımız kadar kötü değilmiş. Bir kaç gün yatağa hapsolmaya da değermiş. Kim mi bunlar? Tabii ki virüs ve mikroplar. Çocukluğumuzda sokaklarda tanıştığımız virüsler sayesinde ilerleyen yaşlarda birçok hastalığı ayakta geçiririz. Çünkü onlar küçük yaşta vücudumuza girdiği için bağışıklık sistemimizi güçlendirmiştir.
KIŞ ORTASINDA AYAKLARI ÇIPLAK
Dikkatinizi çekmiştir muhakkak. Roman çocukları, kış aylarında bile çırılçıplak ayaklarla sokaklarda gezer, kısa kollu tişörtler giyerler. Ama yine de hasta olmazlar. Köyde yetişen çocukların da yanakları al aldır. Bütün bunların sebebi hep aynı; her türlü virüse karşı vücutlarının dirençli olması.
Günümüzde ise korumacı ebeveynler yüzünden çocuklar adeta akvaryum içinde büyütülüyor. Bu da ilerleyen yaşlarda kolay hastalanmalarına neden oluyor. Pedegog Sevil Gümüş‘e göre ‘çocuğumu koruyayım’ diyerek kılı kırk yaran anne ve babalar, onlara iyilik değil, kötülük yapmış oluyor. Sokaktan uzak yetişen çocuk hem sosyal hem de biyolojik olarak gelişimini tamamlayamıyor. Çocuğun aklı ermeye başladığı yaşlarda muhakkak kuralsız ortamda yaşıtlarıyla bulunması gerekiyor.
Sevil Gümüş, ailelerin çocukları tek başına yetiştirmeye başladığına dikkat çekiyor. Hayatın yoğun temposuna artık çocukların da ayak uydurmak zorunda kaldığını aktaran Gümüş, "Okul, dershane derken çocuklar tüm gününü dört duvar arasında geçiriyor. Ebeveynler çalışıyorsa gün içinde çocuk anneanne veya babaannede kalıyor. Yani yine dört duvar arasına hapsediliyor. Çocuklar adeta sokağa hasret büyüyor." diyor. Çocukların 1,5 aylık olduktan sonra her gün muhakkak dışarı çıkartılması gerektiğini anlatan Gümüş, buna bebeğin biyolojik olarak ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Memorial Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Ercan Tutak, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan ülkelerde virüs hastalıkları ile alerjik hastalıkların ön plana çıktığını, geri kalmış ülkelerde ise bakteri ve parazit hastalıklarının yaygın görüldüğünü dile getiriyor. Gelişmiş ülkelerde dezenfektasyon olduğunu aktaran Tutak, bu yüzden çocukların aşırı derecede steril ortamda kaldığını ve ilerleyen yaşlarda alerjik hastalıkların çok görüldüğünü ifade ediyor.
ÇOCUKLARIN MİKROBA DA İHTİYACI VAR
Virüsler bize sadece zarar vermiyor. Vücudumuz için gerekli mikroplar da var. Çocuklar da biyolojik olarak bu mikroplara ihtiyaç duyuyor. Bu sayede vücudun direnci artıyor ve bağışıklık sistemleri güçleniyor. Ancak gereksiz yere ve fazla alınan antibiyotikler bu mikropları öldürüyor.
AVRUPA’DA AİLELER UYARILIYOR
Avrupa ülkeleri, bebeklerin ve çocukların sokağa çıkartılmasına büyük özen gösteriyor. Bu nedenle aileleri, çocukları her gün gezmeye götürülmesi konusunda uyarıyor. Bunun hem çocuğun gelişimi hem de sosyalleşmesi açısından önemli olduğu vurgusu yapılıyor. Dışarıya çıkarmadığı tespit edilirse aileye ihtar çekiliyor. Uyarılar yine dikkate alınmazsa devlet çocuğa el koyabiliyor.
ÇOCUK PARKLARINDA TOPRAK YOK
Belediyelerin yapmış olduğu çocuk parklarında yeterli derecede yeşil alan ve kum sahaları bulunması gerekiyor. Türkiye’de ise parklar sadece oyun alanları ile sınırlı. Bu alanlar son dönemlerde kauçukla kaplandığı için çocuklar kum havuzlarından ve doğal ortamdan uzak kalıyor. Avrupa’da çocuklar için oyun parklarının yanı sıra yeşil alanlar ve kum havuzları var.
EVDEKİ ÇOCUKLAR OBEZ OLUYOR
Anasultan Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sabahat Uçar, evde yetişen ve bilgisayar başında olan çocukların obez olduğunu belirtiyor. Bunun ilerleyen yaşlarda kalp ve şeker hastalıklarına neden olduğunu vurgulayan Uçar, "Evde oturan çocuk daha az enfeksiyöz ajanla karşılaşıyor. Kreş ya da okul gibi toplu ortama çıkan çocuk burada bulunan virüslerden daha çabuk etkilenip hastalanıyor." diyor.