Çocuk yetiştirirken kesin yanlışlardan söz edebiliriz ama kesin doğrulardan söz etmemiz neredeyse imkânsızdır. Akademisyenler ve fiilen öğretici konumunda olan uzmanlar, deneme-yanılma yoluyla bir takım, işe yaradığına inanılan yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlardan ilk akla geleni ve yaygın olarak kullanılmaya çalışanı ödül-ceza yöntemidir. Bu yöntem, uygun zamanda, istikrarlı, kararlı ve doğru olarak uygulanmadığı taktirde çocuk üzerinde olumsuz davranış biçimleri yaratır ve anne-babaları daha zor durumla karşı karşıya getirir. Kısacası ”kaş yapayım derken göz çıkarmak” sözünün anlamı tam olarak yerine getirilmiş olur.
EĞER’Lİ YAPTIRIMLAR
Ödül de ceza da daha gerçekleşmemiş bir eylem için sunulmamalıdır. Çocuğa ”eğer yazılıdan 100 alırsan çok istediğin bilgisayarı alırım” koşullamasındaki başarısız olma şansı bırakmama duygusu ile ”eğer tabağındakileri bitirmezsen televizyon izlemek yok” koşullamasındaki çocuğa hissettirilen olumsuzluk aynıdır. Hâlbuki biz anne-babalar bunun doğru olduğunu düşünür ve içimiz rahat ederek bu yönteme başvururuz. Çocukta ‘eğer’le başlayan her cümle aynı olumsuz duyguları uyandırır. İçinde başarısızlık, korku, eksiklik, koşul ve eleştiri barındıran ‘eğer’li yaptırımlar, sağlıklı bireylerin yetişmesini engeller.
İSYAN EDEBİLİR İÇİNE KAPANABİLİR YA DA SİNEBİLİR
Anne-baba olarak amacımız; çocuğumuzun değer yargılarımıza, ahlaki doğrularımıza ve toplumsal kurallara karşı saygı duymasını sağlamak olmalıdır. Her yaşın cezası da ödülü de çocuğun gelişimine uygun ve eziyet sınırlarından uzakta olmalıdır. Ödül-ceza yöntemini doğru uygulayıp uygulamadığınızı çocuğunuzun cezasını da ödülünü de anlayışla karşılamasıyla belirleyebilirsiniz. Çocuk isyan eder ya da içine kapanır, sinerse yanlış uygulama yaptığınızı anlayabilirsiniz.
DOĞRU ZAMANDA VERİLEN ÖDÜL
Ödül veya ceza sonuçlanmış bir davranışın ardından, tamamen sizin inisiyatifiniz doğrultusunda kararlı ve istikrarlı olarak uygulanıldığında olumlu sonuçlar verir. Uzun zamandır istediği bir oyuncağı olumlu bir davranışını pekiştirmek için sunduğunuzda, doğru zamanda verilen ödülden söz edebiliriz. Ya da size göre yanlış bir davranışının ardından parka götürmeyi reddetmeniz, olumsuz davranışının sonucu olarak çocuğunuzun da kabul edebileceği makul bir cezadır.
Ensonhaber’de yer alan habere göre,bir çok ebeveynin düştüğü hata; tutarlı davranış biçiminden uzak, anlık hisleri doğrultusunda verilen kararlar ve davranışlarla, dengesiz tavırlar içinde, aşırı tavizkar ödüller vermek veya ardı arkası kesilmeyen şiddetli cezalarla çocuktan normal davranış biçimi sergilemesini beklemektir.
SABIRLA DOĞRUYU GÖSTERİN
Hedef olumsuz davranışları söndürmek olduğuna göre, en kolay yöntem düzeltmektir. Kararlı ve saldırganlıktan uzak sakin bir davranış sergileyerek çocuğumuzun olumsuz davranışını tersine çevirmesini sağlamaktır. Sabırla, size göre doğruyu göstererek, davranışını tersine çevirmesini beklemek çocuğunuzun size olan güvenini artıracaktır. Zaman gerektiren durumlar söz konusu olduğunda çocuğa olumsuz davranışını düzeltmesi için izin verin ve gözlemleyin. Gergin tavırlar sergilemeniz olumsuz davranışları pekiştirir ve isyan etmesine, saldırgan tavırlar sergilemesine ya da içine kapanmasına sebep olabilir. Unutmayın ki çocuklarımız bizim söylediklerimizi değil davranışlarımızı taklit ederek uygulamayı tercih ederler
Anne-baba olarak çizdiğiniz sınırlar içinde çocuğunuzun kendi davranışlarının doğru veya yanlış olduğunu keşfetmesini sağlamak; ruh sağlığı yerinde, kendine güvenen, çözüm odaklı bireyler olarak büyümelerini sağlayacaktır.