Selin Ç. de dissosiyatif kişilik bozukluğu tanısı konulan hastalardan biri. Selin Ç. Polyanna, Sinirli, Mutlu, Tembel ve Çalışkan isimlerini verdiği kişiliklerini dönem dönem yaşıyor. Ertufan, hastalığın çocuklukta görülen şiddetle ilişkili olduğunu belirtiyor.
Çocukluk çağında maruz kalınan taciz ve şiddet gibi unsurlar, bedeni olduğu gibi ruhu da yaralıyor. Uzmanlar, ergenlik döneminden önceki yaşlarda çocuğa tutarlı davranılmamasının olumsuz sonuçlara yol açtığını belirtiyor. Bu yaşlarda çocuğun şiddet ve tacize maruz kalması, onun belirli bir kişilik geliştirmesini zorlaştırıyor.
Bu durum, ilerleyen dönemlerde farklı kişiliklere bürünme hastalığı olan dissosiyatif kişilik bozukluğuna yol açıyor. Doktor ve psikologlar, bu bozukluğun kişide kısa sürede kişilik ve karakter değişikliklerine yol açtığını söylüyor. Bir dönem uysal ve sakin bir görünüm sergileyen kişi, aradan zaman geçmesiyle sinirli, saldırgan bir insana dönüşebiliyor.
Bu sorunu yaşayan kişilerin birçoğu içinde başka kişilerin bulunduğunu ifade ederken, kişisel hatıralarını ve kimliklerini unuttukları gözleniyor. İçinde var olduklarını iddia ettikleri kişiliklerin isimlerini, yaşlarını sayıp bir bölümünün seslerini kafalarının içinde net olarak duyduklarını belirtiyorlar.
Üzüntü ve huzursuzluk, bazen aşırı hareketli olma şikâyetiyle İstanbul’daki bir hastaneye başvuran Selin Ç. isimli hasta, bu sorunu yaşayanlardan. Psikiyatrlar, yaptıkları tetkikler sonucunda Selin Ç.’ye dissosiyatif kişilik bozukluğu tanısı koymuşlar.
Kısa aralıklarla ağlama ve gülme krizine girdiğini söyleyen Selin, birkaç ayrı kişiliğin içinde var olduğunu anlatıyor. Polyanna, Sinirli, Mutlu, Tembel ve Çalışkan isimlerini verdiği kişiliklerini dönem dönem yaşayan Selin, farklı bir kişiliğiyle yaşamaya başlayınca öncekine dair bilgileri tamamen unutuyor.
Diğer ağır psikolojik hastalıkların aksine dissosiyatif bozuklukta kişinin algısı, gerçeği değerlendirme yeteneği bozulmuyor. Uzman Psikolog Dr. Hakan Ertufan, bu bozuklukta bir kişide 15 kadar farklı kişiliğin görülebileceğini belirtiyor.
Kadınlarda, erkeklere nazaran daha fazla görülen sorunu yaşayanlarda kişilikler arası geçişler ani oluyor. Kahkahalarla gülen bir kişi aniden hıçkırıklara boğulabiliyor. Bu problemi yaşayan kişilerin kendi içerisinde oluşturduğu kimliklerden biri, o anki şartlara göre ortaya çıkıyor.
Hakan Ertufan, kişinin farklı kişilik oluşturma eylemi olarak görülen bu hastalığın çocukluk travmalarıyla ilişkili olduğunu belirtiyor. Ertufan, "Bu kişilerde kendi özel yaşantılarının bulunduğu hafızayı kaybetme durumları görülebiliyor. Geçiş yapılan yeni kişilik psikolojik olarak farklıyken dış görünüş ve fizyolojik olarak bile farklı olabiliyor." diyor.
Bir grup halinde yaşam süren bu kişilerin sözel ifadelerinin de farklı olduğunu belirten Ertufan, "Bu kimlik bozukluğuna sahip olan insanlar konuşmalarında genelde ‘ben’ öznesini kullanmazlar. Cümlelerine ‘biz’ ya da ‘o’ diyerek başlarlar." diye konuşuyor. Tedavide travmatik yaşantılara odaklanarak iyileşme sağladıklarını anlatan Ertufan, tedavi sürecini "Ana kişiliğin keşfedilip diğer kişiliklerle bir bütün haline getirilmesi" olarak tanımlıyor.
Zaman