Yağdır Mevlam Su!

Doğal Yaşam
Hazırlayan: Bengü Dağlı Yağmur duasına çıkmak biz Türklerin eski bir geleneğidir. Ortaçağda yaşamış önemli Müslüman yazarların kitaplarında anlattıklarına göre Türkler istedikleri zaman yağm...
EMOJİLE

Hazırlayan: Bengü Dağlı

Yağmur duasına çıkmak biz Türklerin eski bir geleneğidir. Ortaçağda yaşamış önemli Müslüman yazarların kitaplarında anlattıklarına göre Türkler istedikleri zaman yağmur istedikleri zaman da kar yağdırabiliyordu. Ancak yağmur duası İslam Peygamberi Hz. Muhammed tarafından da yapılmıştı. Hz. Peygamber bizzat kendisi yağmur duası etmiş, ayrıca kuraklıktan sıkıntıya düşüldüğünde yağmur duasında bulunulmasını tavsiye etmiştir.

TÜRKLERDE YAĞMUR DUASI 

Ortaçağ İslam dünyasındaki edebi kitaplarında yer alan  Türklerin yağmur, kar ve dolu yağdırma geleneklere ait hikayeler çok büyük bir ilgi görmüştü.

Türklerin yağmur ve kar yağdırmalarında en önemli rolü yat taşı denilen bir taşın  oynadığına inanılmaktaydı.

Büyük Türk alimi Kaşgarlı Mahmut, 11. yüzyılın ikinci yarısında yazmış olduğu Divanı Lügati Türk’te bu taştan söz etmiştir:

"Yat bir nevi kahinliktir. Özel taşlarla yapılır. Bu şekilde yağmur ve kar yağdırılır, rüzgar estirilir. Ben bunu Yağma (bir Türk kabilesi) ülkesinde gördüm. Orada bir yangın çıkmıştı; mevsim yazdı. Bu suretle kar yağdırıldı ve Ulu Tanrı’nın izniyle yangın söndürüldü."

Kaşgarlı Mahmut’un yazdıklarından anladığımıza göre, yağmur ve kar yağdırma işine yat denilmektedir. Gene aynı eserde yağmur yağdıran kişilere de yatçı denildiğini öğreniyoruz.

Kaşgarlı Mahmut’la aynı dönemlerde yaşayan Gerdizi, Zeynül Ahbar isimli eserinde bu işin başlangıcını anlatmaktadır.

"Nuh Peygamber, dünyayı dört oğlu arasında bölüştürdüğünde Türklerin atası olan Yafes’e doğu diyarlarını vermişti. Nuh Peygamber, Tanrı’dan oğlu Yafes’in istediği zaman yağmur yağdırabilmesini sağlayacak bir dua niyaz eder. Cenabı Hak da peygamberinin duasını kabul ederek Yafes’e bir dua öğretir. Yafes duayı unutmamak için bir taşa yazar ve bunu muska gibi boynuna asar.

Türkistan’a gelen Yafes bu taşla istediği zaman yağmur yağdırmaya başlar. Yafes ölünce taş, Türkiye Türklerinin atası olan Oğuzlara miras kalır. Fakat diğer Türk kavimleri de Yafes’in soyundan geldiği için taş üzerinde hak iddia ederler. Bunun üzerine kura çekilir. Kurayı Karluklar kazanır ve taş onlara geçer.

Fakat Oğuzların, Karluklara verdiği taş sahtedir. Onlara gerçek taşa benzeyen başka bir taş vermişlerdir. Bunun anlaşılması üzerine de Türk kavimleri arasında uzun ve kanlı savaşlar başlar."

Onüçüncü yüzyılda bu konuyu işleyen pek çok eser yazılmıştır. Bunlardan birinde taşla ilgili bazı bilgiler verilmiştir:

Yağmur taşı yumuşak, büyük bir kuş yumurtası büyüklüğünde olup, üç türlüdür… Taş, akan bir suyun içine atılarak kullanılır. Birçokları bunun kullanılmasına yalnız Türklerin vakıf olduğunu ve yabancı bir kimseye öğretmedikleri kanaatinde bulunuyorlar.

Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra da yağmur yağdırma geleneğini sürdümüşler. Bu yüzden de eserlerinden bölümler aktardığım birçok İslam yazarı onlardan söz etmiştir. Kuraklık dönemlerinde Anadolu’da yağmur duası yapılmaktadır. Bu dua sırasında da suya taş atılması herhalde eski Türkler’deki yadacılık geleneğinden gelmektedir.

DÜNYADAN BİR YAĞMUR DUASI ÖRNEĞİ