İşte Ahmet Hakan’ın zaaflarını ve korkularını yazdığı bugünkü yazısı…
Bir köşe yazarı zaaflarını yazıyor
* Küçük bir kız çocuğunu taciz ettiği gerekçesiyle Hüseyin Üzmez’e onca lafı ettiğim halde, 30 yıl önce 13 yaşındaki bir kız çocuğuna fenalıklar yapan Roman Polanski’ye, sevdiğim ve tekrar tekrar seyrettiğim bütün filmlerin yönetmeni olmasından dolayı “Allah belasını versin”
diyemiyorum…
* Bugün buralarda kafama göre takılıp gitmenin havasını atarken, kendi kendime sorduğum
“Eğer eskaza yandaş medyada yer almış olsaydın ne yapardın aslanım” sorusuna, “Basardık istifayı be baba” diye yanıt verdiğim halde kuşkuyu da elden bırakamıyorum…
* Şöhretler dünyasına hayli kapalı olduğum yazarlık hayatımın ilk günlerinde zerre kadar denge gözetmeden yazarken… Şöhretler dünyasına biraz kapı araladığım bugünlerde farkında olmadan bile denge gözetiyorum…
* Bazen magazin eklerinden aldığım “hayatın ve insanlığın dinamikleri” konulu müthiş dersler, ana gazetelerden aldığım dersleri solluyor… O yüzden magazin eklerine, bazen ana gazetelerden daha fazla vakit ayırıyorum…
* “Düşman sayımın artması/dost sayımın azalması” durumundan zerre kadar ürküntü duymadığım edasını takınsam da… Şeytan bazı zamanlar “Bu gittiğin yol, yol değil… Kendine mukayyet ol…” falan diye vesveseye yol açıyor…