Piri Reis’in Ganimetleri Nerede?

Doğal Yaşam
Röportaj: Pınar Yıldız Piri Reis Haritasını nasıl çizdi? Piri Reis’in 1513 tarihlerinde çizmiş olduğu Dünya Haritası’nın nasıl çizildiği konusundaki sır perdesinin cevabı haritasında ...
EMOJİLE

Röportaj: Pınar Yıldız

Piri Reis Haritasını nasıl çizdi?

Piri Reis’in 1513 tarihlerinde çizmiş olduğu Dünya Haritası’nın nasıl çizildiği konusundaki sır perdesinin cevabı haritasında değil Kitab-ı Bahriyesi’ndedir.
Çünkü Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:79’dan itibaren “HARİTANIN BEYANI” diye bir başlık atmış bu haritanın nasıl çizildiğinden tutun da kendi kimliğini de Piri Reis açıklıyor.Üstelik El yazma nüshaları bugün tarihi Kristof Kolomb ile çarpıtanlara bir tokat gibi iniyor.

Görsel Belgeler = Piri Reis’in Hazineleri Sayfa: 115-121

İŞTE O TARİHİ BELGE!

HARİTANIN BEYANI

Artık pusulanın ne olduğunu bildin,
Şimdi de haritanın durumunu dinle!
Hem pusulayı hem de haritayı gerçekten bil,
Çünkü Onu Süleyman Peygamber gerçekleştirdi.
(Ta Sûleymanu’n-nebî ıtdi tasih)
Zira ona, insanlar, cinler, vahşi hayvanlar,
Kuşlar ve karıncalar tabi olmuştu.
Bu Hakk’ın emridir, bu sözü yabana atma.
Şüphesiz, deniz ilmi de ötekiler gibi onun emrinde idi.
Denizler ona mil mil ma’lum oldu
Ve şimdi bu hayrın ondan kaldığı söylenir.
Zira harita, irtifa almakla ve mum aramakla çizilemez.
İrtifalar haritadaki, sığları ve taşları göstermez;
Mühendisler bundan hiç yararlanamazlar.
…………………. Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:79

Ben şu gerçeği dile getirmek istiyorum. Bu haritayı günümüzde kim çizerse çizsin ve çizen kişiye ilahi bir güç yardım etsin, bunu biz insanlarla paylaşırken hiçbir zaman şöhretine ve şanına gelecek eleştirilerden dolayı ilahi gerçekten bahsetmez ve “BEN ÇİZDİM” der. Piri Reis’in de elinde böylesi bir imkan varken, o yüzyılda bile kendisine gelecek her türlü eleştiriyi, inanıp inanmama durumunu bir kenara itip bütün gerçekliği ile kendisindeki imanın ne kadar büyük olduğunu gösterir nitelikteki itirafıdır. (Ta Sûleymanu’n-nebî ıtdi tasih) Osmanlıca okunuşundan hareketle “tasih” kelimesinin iki anlamı vardır: Bunlardan biri, “düzeltmek” diğeri ise “doğrulamaktır”. Buradan çıkan bir gerçek ise, dini Müslüman olan Piri Reis’e günümüzde Yahudilerin peygamberi olarak bilinir ve Müslüman olan Piri Reis’e ışık tutmasıdır. Piri Reis’te bunu bütün samimiyetiyle itiraf etmiştir. Son olarak “Haritacılığın Piri Hz.Süleyman” şeklindeki bir anlamı da araştırdım. Ancak gerek hiçbir kutsal din içinde ve gerekse hiçbir tarihi kaynakta bu tip bir bilgi kesinlikle yoktur.

Bir önemli detay da şudur: Piri Reis’in açıklamasında dikkat ederseniz
“Çünkü Onu Süleyman Peygamber gerçekleştirdi. Zira ona, insanlar, cinler, vahşi hayvanlar, Kuşlar ve karıncalar tabi olmuştu.” diyor. Gerçekten de İslam inancına göre Süleyman Peygamber Allah katında hayvanlarla konuşabilme özelliği verilmiştir. Piri Reis’in çizmiş olduğu harita incelendiğinde de ise haritanın hemen hemen her yerinde hayvan figürlerin olduğunu görürüz. Süleyman Peygamberin ilmini anlatırcasına detaylı olarak işlenmiştir.

Peki Piri Reis ile Süleyman Peygamber arasında nasıl bir bağ kurulmuş olabilir?

Bunun cevabını da Piri Reis “HARİTANIN BEYANI” adlı açıklamasında veriyor.

Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:81
…………………..
Şimdi bilinmelidir ki, harita ermişlerin işidir
Bunun sıradan insan işi olduğunu söylemeyiniz,
Çünkü haritada gösterilenler gerçektir.
Onların kıl kadar hatası yoktur.
Haritanın yapılışını size anlattım.

Piri Reis, kendisinin “ERMİŞ” bir insan olduğunu ifade etmiş. Bakın diyor ki haritasının çizilişi ile ilgili olarak Bunun sıradan insan işi olduğunu söylemeyiniz, Çünkü haritada gösterilenler gerçektir. Onların kıl kadar hatası yoktur. Haritanın yapılışını size anlattım. Piri Reis daha ne kadar açık ve net yazabilir ki?

Sayın Soylu, Piri Reis buradaki açıklamasında “Ermiş” kelimesini “Ûstad” anlamında kullanmış olamaz mı?

Bu mümkün değil. Size şu şekilde ispatlayabilirim. Piri Reis çok aklı başında bir insandır. “ERMİŞ” ile “ÛSTAD” kelimesini ayırt edebiliyor. Nasıl mı?

Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:55 = “Ey Dost, ûstadlarla sohbetlerde bulun, çünkü bilinmeyenleri her zaman öğreten ûstadlardır. Eğer senin kalbinde has cevher varsa, o zaman mesleğin üzerinde ûstad olursun”

Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:57=“Eğer kendi özü ile iş yapmazsa ve başkasının sözü ile hareket ederse, ûstad olmaz”

Kitab-ı Bahriyesi’nde I.cilt sayfa:145 =“Ûstad sözü ile bir arşındır o, sözün kısası uzunluğu iyi usul”

Ancak ne hikmetse dört cilt halindeki ortalama dört bin sayfalık Kitab-ı Bahriye’de tek kelime halinde yazılmış “ERMİŞ” ifadesi sadece “HARİTANIN BEYANI” adlı bölümde “ŞİMDİ BİLİNMELİDİR Kİ, HARİTA ERMİŞLERİN İŞİDİR” şekliyle yazılmıştır.

O dönemdeki teknolojiyle bilinmesi olanaksız olan ve haritada yer alan mucizeler nelerdir?

(Görsel Belgeler Piri Reis Haritasının Şifresi Sayfa =65-117 arası… )
Şöyle ifade etmek isterim. Haritayı enine ve boyuna dikkatlice incelediğimizde pek çok şaşırtıcı gerçekte karşılaşabilirsiniz.

* Harita üzerindeki Cebelitarık Boğazı’na dikkatlice bakıldığında iki yaka arasındaki mesafe uzaklıkları ve görünüşü ile uzaydan çekilmiş Cebelitarık Boğazı’nın fotoğraflarıyla birebir aynı olduğu gerçeğini görürsünüz. Unutmayınız ancak uzaydan bakıldığında bu kadar hatasız çizilebilir.

*Antarktika Dağları’nın keşfi Dünya’da 1820’li tarihler olmasına rağmen 1513 tarihinde Piri Reis’in Haritası’nda bu buzul dağlarını görmemiz mümkündür. Bu bakımdan Antarktika Dağları’nın aslında gerçekte keşif tarihi 1513’lü yıllar olarak tarihi tutanaklara geçmelidir.

*Normal Dünya haritalarına bakıldığında Arjantin ile Antarktika Dağları arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Hatta arasından da okyanus geçmektedir. Ancak 1900’lü yıllarda yapılan bir denizaltı araştırması şaşırtıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Buna göre Arjantin’in uç kısmı ile Antarktika’nın uç kısmı okyanusun altında kalan sivri sıradağlarla aslında birleşiyor. Piri Reis’in Haritası’nda bu sivri sıradağları da birleştiğini de net bir şekilde görebilirsiniz.

*Piri Reis, 1517 yıllarında Padişah Yavuz Sultan Selim ile Mısır Fethine gemileriyle katılmış. Ne kadar ilginçtir ki Mısır’da Kahire Haritası çizmiş ve Piramitlere kadar Piri Reis Bahriye Kitabında Mısır Kahire Haritasını yazıp çizmiştir. Bunu vurgulamamdaki sebep şudur: Bilindiği gibi Amerika Birleşik Devletleri’nin Azimuthal Equidistant Projeksiyon sistemli haritasına göre Dünya’nın Merkezi KAHİRE’dir. Ne hikmetse Piri Reis’in parçalanmış olan haritasını tamamladığımda da yine Dünya’nın Merkezi Piri Reis Haritasına göre de KAHİRE çıkıyor. Yine ne hikmetse Piri Reis 1554 yılında Hürmüz Seferi sırasında donanmayı yarıda bırakıp üç gemi ile Portekizlilerden rüşvet aldığı iddiasıyla İstanbul’a çağırılıp yargılanmadan KAHİRE’de başı kesilmek suretiyle idam ediliyor. Tüm yollar neden KAHİRE’ye çıkıyor?

(Görsel Belgeler Piri Reis Haritasının Şifresi sayfa :33 ve sayfa102 kıyaslanacak)

*Piri Reis’in haritası üzerinde iki büyük şekil ve üç küçük yuvarlak şekil yer almaktadır. Ve Piri Reis tarafından bu şekiller kendi aralarında merkezden merkeze 22,5 derecelik açılar oluşturulmuş. Bu açıları devam ettirdiğimde 16 genlik bir harita ortaya çıkıyor. Matematiksel olarak da sonuç tam ilginç bir hal alıyor. Çünkü 22,5 x 16 = 360 derece yani Dünyanın Çevresini bulabiliyoruz.

metin soyluPiri Reis’in parçalanmış olan haritasını tamamladığınızda hem küçük hem de büyük 16 gen bir dünyayı görüyoruz. Genel baktığımızda iç içe geçmiş 16’den 32’gene bütünleşiyor. Peki bu sadece sizden kaynaklı bir veri olamaz mı?

Hayır olamaz!… Çünkü ben çeyrekten bütüne gittim. Benim 22,5 derece olarak bulduğum veri Piri Reis haritası üzerindeki 3 küçük 2 büyük yuvarlak şekil arasındaki merkezden merkeze olan açının derecesidir.

Son olarak Piri Reis Bahriye Kitabı’nda Cil-1 Sayfa:82’de şöyle der:
……………
Tam onaltı kısma böldüler inan,
Merkez onun tam orta yerine düşer.
Bu onaltının birinden öbürüne
Ki çekerler çizi hep yerli yerine
Biz çizginin iki başına adip hesap
İkişerli olur otuziki cevap,
Dinle şimdi bu harita ilmini,
Ta bilesin halini ahvalini….

 

 “Piri Reis’in Hazineleri” adlı kitabınızda, hazinelerin Kilitbahir’ de olabileceğinden bahsediyorsunuz? Bu iddianız neye dayanıyor?

Piri Reis, Osmanlı donanmasına katılmadan önce zamanın en büyük deniz korsanı olan amcası Kemal Reis’le Haçlıların, İspanyolların ve Venediklilerin zengin ticaret gemilerine saldırıp ganimetler elde ediyorlardı. Piri Reis, korsanlık yıllarında sebebi her ne olursa olsun kesinlikle Osmanlı’ya dair bir gemiye saldırmıyor; aksine onun varacağı yere kadar her türlü güvenliğini sağlıyordu. Bu durum sayesinde dönemin padişahı II.Bayezid tarafından Kemal Reis ve Piri Reis, Osmanlı Donanmasına davet edilerek ödüllendirildiler. Kenal Reis ve Piri Reis, hiç tereddüt etmeden zaten içlerinde var olan vatanseverlik duygularıyla bu daveti kabul ettiler.

Piri Reis, bundan sonraki hayatını Osmanlı donanması için sayısız seferlere ve zaferlere kendisini adayarak ispat etti. Bunun karşılığında her dönemin padişahı kendisine zaferlerden elde edilen ganimetlerden pay verdi. Piri Reis’in, bu ganimetleri Sultanbahir ve Kilitbahir kalelerinde yaptırdığı ve yerini kimsenin bilmediği, günümüzde bile esrarını koruyan gizli odalara sakladığından hiçbir şüphem yoktur. Çünkü o, bu gizli oda tekniğini Sultan I.Selim ile gittiği Mısır Seferi’nde gördüğü ve incelediği piramitlerden öğrenmişti.

Piri Reis’in bu kaleleri çalışma mekanı olarak tamamen kendisine ait Kitabı Bahriyesi Cilt I sayfa:45’te yer alan şu ifadelerinden anlayabiliyoruz:

“….Şimdi, anlatıldığı üzere, sözü edilen konuları tamamıyla yazdım. Hazret-i Peygamber’in hicretinden bu yana, 932 (1525-1526) yılında, yukarıda sözü edilen yerlerin planları ile hakkındaki bilgileri Gelibolu’da bir araya getirmiştim. Böylece bu kitap hasıl oldu. Tertibine ise, ilk önce Gelibolu yakınlarında bulunan Sultaniye ve Kilitbahir adı ile bilinen kalelerden başlayarak, durak durak, menzil menzil bu denizi açıkladıktan sonra, dolaşıp yeniden sonunda bu kalelere gelip bitirdim…”

Dolayısıyla, şu anda Sultanbahir ve özellikle Kilitbahir stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü Piri Reis uzun bir süre bu kalelerde kendisine mekanlar kurup bilimsel çalışmalara imza atmıştır. Amcası Kemal Reis’in 1511 yıllarında Sen-Jon Şovalyerine karşı girdiği savaşta şehit olmasının ardından tarihi araştırmalara göre başka da bir yakını olmayan Piri Reis’in bugüne kadar elde ettiği ganimetler evi gibi kullandığı, haritalarını çizdiği ve Bahriye Kitaplarını yazdığı Kilitbahir ve Sultanbahir Kaleleri’ndan başka bir adres yoktur.

Piri Reis’in eserinde hazine olarak belirttiği şeyin mecazi olarak kullanılmış olduğu ve bu kelimeyle ilimden bahsedilmiş olabileceği söyleniyor. Sizin bu konudaki fikirleriniz nelerdir?

PİRİ REİSİN HAZİNELERİNİ ANLATIYOR
Denizin bütün durumu açık olmuş,
Hiçbir yeri kalbinde gizli kalmamış.
Dileğim tamamını açıklayasın,
Onunla kıyamete kadar anılasın.
Düzenle bu kitabı güzelce tam,
Bulsun çok yarar kim olsa okuyan,
Ve hem bu kitab çok gerektir,
Hazinelerin de bulunması gerekir.

Bu kadar çok malı ve mülkü olan Piri Reis’in normal cümlelerle Hazinelerim şurada gizli diyerek yazabileceğini mantıklı buluyor musunuz? Ben çok mantıklı görmüyorum. O profesyonelce şiir dilini kullandı. İşte şiirdeki pek çok kelimenin mecaz olduğunu bildiği için bunu da ortada bıraktı. Anlayana bilenedir sözleri…

Piri Reis hakkında araştırma yapan ve medyada yer alan araştırmacılardan biri de Gülşah Çeliker. Çeliker araştırmalarının bir kısmını Colomb’un evinde gerçekleştirmiş ve Piri Reis’in Colomb’un haritalarını savaş ganimeti olarak aldığını söylüyor. Sizin bu bilgi alışverişi konusundaki görüşleriniz nelerdir?

Piri Reis’in sırtından bugün halen Kristof Kolomb prim yapıyor. Buna Türk Halkı olarak daha fazla izin vermemeliyiz. Kristof Kolomb amatör bir denizcidir. Piri Reis ile asla kıyaslanamaz. Ben isterdim ki Sayın Gülşah Çeliker, bu belgeseli çekerken Piri Reis’in Kitabı Bahriyesi’nden de yararlansın. Görünen o ki bizler tarihi kendi içimizde arayacağımıza gidip uzaklarda arıyoruz. Piri Reis Belgeseli çekiliyor ama Piri Reis’in Kristof Kolomb ile ilgili sözleri gündeme gelmiyor. Açıklanmıyor. Bu sanırım biraz da Avrupa’ya yaranmak için olabilir. Bu belgesel benim gözümde Piri Reis’i yüceltmemiştir aksine küçültmüştür ve değerlerine tokat atılmıştır. Piri Reis’in bu haritayı nasıl çizdiği haritasında değil Kitabı Bahriyesi’nde yazıyor. Doğru ve objektif sonuçlarla ancak sağlıklı bir tarihsel sürecin içerisinde olabiliriz. Piri Reis’i anlamak o kadar kolay değil! Ancak belgeselini ya da filmini çekmek demek ki bu kadar basit!

Piri Reisi neden idam ettirildi? İdam ettiren Hürrem Sultan mıydı?

Bu konuda da ilginç bir tespitim var. Hürrem Sultan 1506 yılında doğduğu bilinmektedir. Adı, Avrupa tarihlerinde Roxelane diye de anılmaktadır. Bazı tarihçilerin yorumlarına göre gerçek adının Rossa veya Roza olduğu ifade edilmiştir. Rus asıllı olması tarihte dikkat çeker. Avustralyalı bir tarihçi olan Hammer, onun Galiçya’daki Rogatinolu yoksul bir papazın kızı olduğundan ve Yavuz Sultan Selim zamanında Kırım Türklerinin Galiçya’da yaptıkları akınlar sırasında tutuklanarak Saray-ı Hûmayun’a getirilmiş olabileceğinden bahseder. Bazı tarihçiler ise Hürrem Sultan’ın güzelliği nedeniyle küçük yaşta Kırım hanı tarafından Osmanlı sarayına sunulan biri olduğundan ve Osmanlı Haremi’ne böyle girmiş olabileceğini yazar. İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki Hareme girdiğinde Hürrem Sultan’ın yaşı 16 olduğu tahmin edilmektedir.

Hürrem Sultan gerçekten de kadınlığını iyi kullanmıştır. Ülkeyi yönetecek pozisyona gelmiş olup sevmediği kişileri de Kanuni Sultan Süleyman’ı dişiliği ile kandırarak o kişilere iftira atmak suretiyle öldürtmüştür. Örneğin Sadrazam Makbul İbrahim Paşa’yı sarayda boğdurtmuştur ki bu kişi Piri Reis’in çok samimi dostu sayılır. Düşünün bir kere Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı olan Hürrem Sultan sarayda istediği şekilde dolaşmaktadır. Kanuni’nin babası olan Yavuz Sultan Selim’nden kalan tüm eşyalar oğluna yani Kanuni Sultan Süleyman’a kaldığına göre 1517 yılında Piri Reis tarafından Padişah Yavuz’a hediye edilen meşhur dünya haritası aslında saraydadır. Çünkü 1526 yılında da yine Piri Reis yazdığı Kitabı Bahriyesi’ni Padişah Yavuz Sultan Selim’in oğlu Kanuni Sultan Süleyman’a hediye edecektir. Yani meşhur haritasını babası Kanuni’ye Bahriye Kitabını’da oğlu Kanuni’ye hediye etmiştir.

2 Önemli Soru!
1
-Padişah Kanuni’ye hediye edilen Bahriye Kitabında yıllar önce de babası Yavuz Sultan Selim’e meşhur haritasını hediye ettiği acaba sarayda gündeme gelmiş miydi?
2-Hürrem Sultan Kanuni’ye her verilen hediyeye bakıyor muydu?

Soruların cevapları her ne olursa olsun önemli olan en büyük gerçek şudur:
Piri Reis Haritası Tarihte Nereden Ortaya Çıkmıştır?
Cevabı oldukça şaşırtıcıdır. Piri Reis Haritası 09.11.1929 tarihinde İstanbul Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde yani Hürrem Sultan’ın odasında bulunmuştur. Sizce bunların hepsi bir tesadüf olabilir mi?

Eğer tarihçi Hammer’in söyledikleri doğru ise o dönemde denizleri komuta eden kişi Piri Reis’miydi? Yani Galiçya bölgesinde Hürrem Sultan’ın papaz olan babasının öldürülmesinin intikamını yıllar sonra Hürrem Sultan’da Piri Reis’ten intikam mı almıştı? Neden 1554 senesinde üstelik 80 yaşlarındaki bir deniz amirali yargılanmadan üstelik başı kesilmek suretiyle infaz edildi? İşte bunları çok iyi düşünmemiz gerekmektedir.

Bir sinema filmi çekme projeniz vardı. Bu gerçekleşecek mi?

Bu konuda daha önce irtibatta olduğum özel bir şirket vardı. Ancak bu şirketin samimiyetsiz hal ve davranışları projemi onlardan geri çekmeme sebep olmuştur. Piri Reis’in değerlerine, kişiliğine ve kimliğine zarar verecek her kim ya da ne olursa olsun ucunda milyarı kazanacağımı bilsem de o kişi ya da kişilerin karşısında olduğumu herkes duysun ve bilsin! Birileri kalkıp rant sağlamak için Türk Amirali Piri Reis’i senaryoda Yahudi yapmaya çalışırsa ya da Kristof Kolomb’u ön plana atıp Piri Reis’i 2.sınıf bir denizci olarak lansa ederse ben de bir Türk Genci olarak sonuna kadar o tip insanlarla çarpışırım!… Ölsem de davamdan dönmem!… Piri Reis Bir Türk Amiralidir.

Piri Reis’in Haritasının Topkapı Sarayı’nda olmadığına dair bir iddianız var. Bu doğru mu?

İstanbul Topkapı Sarayı, Piri Reis’in Haritasının yıprandığı için sergileyemediklerini bunun için depoya kaldırıldığını ifade ediyor. Şimdi size şunu soruyorum Dünyanın konuştuğu Piri Reis Haritası bizim devletimiz aciz mi kalmış da yıpranmanın önüne geçemiyor ve restore edip bunu sergileyemiyor? Sıradan bir şey değil ki bu! Dünyanın hayretle takip ettiği ve yıllarca konuştuğu bir harita! Neden halen sergilenemiyor? Acaba sarayda olmadığı için mi yoksa devletin gücü yok teknik imkanı yok da Piri Reis Haritası’nın bakımını yapılamadığı için mi? Piri Reis Haritası bir mirastır! Umarım Topkapı Sarayı’ndadır. Eğer sarayda ise en kısa zamanda bakımının yapılıp sergilenmesi için müzeye taşınmasını arzu ediyorum.

RÖPORTAJIN I. BÖLÜMÜNÜ OKUMAK  İÇİN TIKLAYIN