Bu Kahvelerin Tiryakisi Olduk!

Doğal Yaşam
Hazırlayan: Bengü Dağlı Son dönemde sadece kahve yapan cafelerdeki artış eminim hiç birinizin gözünden kaçmamıştır. Hemen hemen her ilçede birden fazla bu tarz cafeler görmek mümkün. Peki bizler orada...
EMOJİLE

Hazırlayan: Bengü Dağlı

Son dönemde sadece kahve yapan cafelerdeki artış eminim hiç birinizin gözünden kaçmamıştır. Hemen hemen her ilçede birden fazla bu tarz cafeler görmek mümkün. Peki bizler orada ne buluyoruz? Kahvelerin güzelliğine lezzetine mi tav oluyoruz? Yoksa mekana mı? Benim kişisel tercihim önce mekana sonra kahveye… Düşünsenize önceleri biz bu cafeleri, evleri ismi her neyse sadece filmlerde görüyorduk. Sonra birden lüks semtlerde açıldı içeri girmeye korktuk. Sonuçta o mekana adımımızı atmak bize kaça mal olacak? Yine televizyonda izler gibi uzaktan uzağa baktık. Ta ki, semtimizde açılana kadar. O zaman anladık ki, korkacak birşey yok. Düşünün bir kere boydan boya dev camekanlar, hemen diplerinde deri geniş koltuklar ve küçük bir masa… Bir de kahvemiz geldi mi, değmeyin keyfimize. Bu arada kahve deyip geçmemek lazım… Türk kahvesinden İtalyan kahvesine, Amerikan kahvesinden Fransız kahvesine çeşit çeşit türleri var… Seç birini seçebilirsen…

Neyse… Mekandan içeri girdik. Rahat deri koltuklara gömüldük. Ha birde bilgisayarımız da yanımızdaysa; açalım şöyle bir on5yirmi5.com‘u, bir yandan sizin için yazdığım yazıları okursunuz bir yandan da kahvenizi yudumlarsınız.. Ama hangisini?

Birde öyle bir sorunumuz var… O kadar çok çeşit var ki hangisini seçeceğimizi şaşırıyoruz. Ben de bu cafelerde gördüğümüz çeşit çeşit kahveleri ve özelliklerini tanıtacağım. Artık yabancılık çekmeyiz…

Kahve, Arabistan ve Etyopya‘da çok eski zamanlardan beri bilinmekteydi; XIV. yy’da Aden’de ve Moka’da kahve içiliyordu. Araplar kahvenin bir içecek olarak kullanılmasını Doğu’da (Mısır, İran gibi), daha sonra Batı’da yaygınlaştı. Ortadoğu ülkeleriyle etkin biçimde ticari ilişkilerde bulunan Venedikliler kahveyi Avrupa‘ya soktu. İlk kahve tohumları 1615’te Venedik’e, 1644’te Marsilya’ya, 1657’de de Paris’e ulaştı. XVIII. yy’ın ilk yıllarından başlayarak da kahve içimi bütün Avrupa’da yaygınlaştı.

Türkiye’ye kahve Afrika’dan Yemen yoluyla Kanunî Sultan Süleyman döneminde getirildi ve o tarihten başlayarak da halkın içtiği bir madde haline geldi.

Sonradan kahve çeşitli yollardan yapılmaya başlandı. İşte içebileceğiniz çeşitli kahve türleri…

TÜRK KAHVESİ

Tabi ki Türk kahvesini hepimiz biliyoruz. Ama konu kahve olunca Türk kahvesinden bahsetmeden geçmek istemedim. Türk kahvesi Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür. Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu kahve, leziz köpüğü sayesinde uzun süre sıcak kalabilir. İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar. Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir. Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz. Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur. Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez.

CAPPUCINO

İsmi ne kadar cafcaflı değil mi? Cappuccino söylerken bile bir hoş… İlk cappuccino ile tanıştığımda lisedeydim. “Ya bu da bildiğin kahve neden cappuccino diyorlar?” demiştim ki sonradan öğrendim. Meğer bu kahve kremalı ve sütlüymüş. Ülkesi ise İtalya…

Cappuccino adını, capuchin keşişlerinden Marco D’Aviano isimli bir keşişten aldığı denir. Kimilerine göre ise genel anlamda koyu kahve renginden ötürü bir çeşit manastır rahip cübbesi renginden bu adı aldığını söylerler.

Cappucino Kahvesinin Yapılışı:

• Espresso veya moka bir filtre kahve fincanına konur.
• Süt espresso makinesinde buharla köpürtülerek ısıtılır ve kahveye ilave edilir.
• Üzerine krem şanti konur.
• Rendelenmiş çikolata veya toz kakao ile garnitürlenir.

Diğer bir şekilde Cappucino yapılışını tarif etmek gerekirse;

Evinizde espresso makinası varsa tarifim işinize yarayabilir. Makina kullanılarak cappucino fincanınızın üçte birini dolduracak şekilde kahve yapılır. Bir cezveye doldurulan sütten makinanın buhar veren çubuğu ile köpük elde edilir. Köpüğün bol olması için cezveyi biraz eğik tutup, çubuğu da sadece sütün üst kısmına değdirmek gerekiyor. Oluşan köpükler kahvenin üzerine fincanı dolduracak kadar eklenir. Süt buharda biraz daha ısıtıldıktan sonra fincanın kenarından dökülür. Köpükler süt eklendikçe yukarı çıkacak. Üzerine ince rendelenmiş çikolata serpilerek içilir. Afiyet olsun.

ESPRESSO

Espresso fikrinin ilk tohumları 19. yüzyılda ‘perkolasyon’ yönteminin icadıyla atılıyor. Bu yöntem, kaynayan ya da kaynamaya yakın bir suyu buhar basıncı ile çekilmiş kahvenin içinden geçirmeye yarayan bir yöntem. Bundan daha ileri bir yöntem ise yukarıda değindiğim mocha yöntemi. Üst üste iki hazneli bir pişirme kabında, aşağıda ısınan su belli bir basınçla orta yerdeki metal filtre konmuş kahvenin içinden geçip üst hazneye doluyor.