Tesettür modasında da kurallar her gün değişiyor. ‘Eşarp mı, şal mı?’, ‘Desen mi, minimal renkler mi?’ derken kafalar karışıyor. Türkiye’nin tesettürlü stil ikonlarını tesettür modasını anlattı.
– Bize kendinizi anlatır mısınız?
– Giresun Tireboluluyum. İstanbul’a 13 yıl önce geldim. Lise döneminde, 14 yaşımda eşarpla tanıştım. Okulun haricinde, dini eğitimler alıyordum, bu yüzden tamamen özgür irademle taktım eşarbımı. Zaten Tirebolu’da trafikte çarşaflı bir kızla, bikinili bir kız yan yana gelse kimse dönüp bakmaz bile. Ailem sadece yaşayışlarıyla bana örnek oldu.
– Eşarpla birlikte hayatınızda neler değişti?
– Aslına bakarsanız, o zamanlarda bilinçli bir kapalılık yaşadığımı söyleyemeyeceğim. Etraftaki manevi iklim beni oraya götürmüştü, şimdi anlıyorum ki özenerek kapanmışım, çünkü namaz kılmadığım zaman başörtüsü takıyordum.
– Türban görsel olarak size çekici mi geliyordu?
– Tabii, bizde ‘Tarz mıdır, farz mıdır?’ diye bir söz vardır. O dönemde, görsel olarak hoşumuza gidiyor, destekliyorduk. Kapanmanın bize sempati kazandırdığını düşünüyorduk. Gerçek anlamda bilinçli, hiç açılmadan kapanmaya başlamam üniversiteden sonra oldu. Bu dönemde, tesettürlü olduğum için moda benim için daha çok önem kazandı.
– Neden moda önemli?
– ‘İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleri ile uğurlanır,’ derler ya. Bizimle ilgili ön yargılar var. Ben de pek çok türbanlı kadın gibi toplumda söz sahibi olmak istiyorum, bu yüzden de giydiklerim benim için çok önemli. Ama modayla birlikte eleştiriler de geliyor.
– Neler eleştiriliyor?
– Dar jeanler ve üzerine kısa ceketler giyiyorlar örneğin. Bu bilinçsiz bir davranış. Çünkü dinimizin emirlerine uygun giyinmemiz, çok fazla vücut hatlarımızı ortaya çıkartacak kıyafetlerden kaçınmamız gerekiyor. Ama hayatın içinde olmak ve rahat bir şekilde sosyalleşmek için genç kızlar bu kuralları görmezden geldi.
– Nedir kurallar?
– Boynumuz kesinlikle kapalı olacak, kol boyumuzu bileklerden yukarıya kaldırmıyoruz, yeni çıkan şallarla birlikte küpeler çıktı, bu da yanlış. Aksesuvar kullanımına dikkat etmek gerek. Bir de en önemlisi bonesiz baş bağlamamak gerekiyor. Bu kuralları uyguladığınız sürece moda olanı giymekte bir sakınca görmüyoruz.
– Tesettürlü genç kızlar arasında takip edilen birisiniz. Stil ikonu olmaya oynuyor musunuz?
– Bizim profil olarak ön planda olan, takip edebileceğimiz sadece politikacı eşleri var. Onlar da yaşları itibarıyle genç kızların takip edebileceği bir kitle değil. Bu yüzden elbette figür olarak takip edilmek de, stil ikonu olmak da isterim.
– Siz neler giyiyorsunuz?
– Ben sezonun renklerini, çizgisini, kumaşlarını, tasarımlarını kurallar dahilinde kendime uyguluyorum. Saçaklar, droplar, deriler, lazer kesimler kullandım mesela bu sezon. Tesettürlü olup, tulumu ilk giyen benim. Pantolon eteği de yine ben kullandım, bunun ardından tesettür firmaları pantolon etek ve tulum üretmeye başladı. Bunun gibi sezonun öne çıkan pek çok parçasını tesettüre uyarladım.
– Bu tarz kıyafetler kullandığınızda, kendi cemaatinizden tepki geliyor mu?
– Gelmez mi, her yerde olduğu gibi beğenen, takip edenler olduğu kadar eleştirenler de var. Mesela benim Âlâ dergisinde çıkan bir fotoğrafımda üzerinde kuru kafa figürü olan bir kolye takmıştım. Benim o kuru kafam olay oldu; şeytani bir simgeyi örtülü bir kadın nasıl takabilir? Ben o kolyeyi, bir fikir ya da simge olarak değil, rengini çok beğendiğim bir moda objesi olarak takmıştım. Ama illa bir simge olacaksa, benim de bu eleştirilere cevabım, ‘Kuru kafa bana ölümü hatırlatıyor, bir gün öleceğimizi hepimizin her an hatırlaması gerekir,’ olurdu.
Güllü dallı modellerden kaçının
– Başınızı kapatmanız ne kadar zamanınızı alıyor?
– Biz artık bu işin piriyiz, benim başımı kapatmam beş dakikamı bile almıyor.
– Şu aralar moda olan eşarp ve şallar hangileri?
– Şu sıralar tek renkli şallar revaçta. Eşarpları pek tercih etmiyoruz. Çok allı güllü, fazla renkli, göz yoran eşarplardan da uzak durulmasını tavisye ediyoruz. Örtülü kadınlara en büyük tavsiyem, desenli, güllü dallı modellerden, hem şallarda hem de eteklerinde uzak durmaları.
– Hangi markalar revaçta?
– Tesettürlü kadınların yüzde 90’ı Guess markasının müdavimidir. Ben de çok seviyorum, özellikle çantaları çok popüler.
KIYAFETLERİM BANA ÖZEL TASARLANIYOR
Hülya Aslan (25) Aysha Dergisi Stil Editörü
– Sizin hikayenizi dinleyebilir miyiz?
– Aslen Vanlıyım, iki yaşında İstanbul’a geldim. 10 yaşımdan beri kapalıyım. Kapanmak tamamen benim kararımdı. Annem çok karşı çıktı, annemden gizli kapanırdım.
– Anneniz neden karşı çıktı?
– Annem kapanmak için çok erken olduğunu düşünüyordu. Ben dört yaşımdayken, istemeyerek, ‘Kim ne der?’ muhabbetleri yüzünden kapanmak zorunda kalmıştı.
– Tesettürlü moda dergisi çıkartıyorsunuz. Nasıl bir moda bu?
– Aslına bakarsanız, bizde moda akımı yok. Sadece tarzımıza, var olan trendi ve modayı adapte ediyoruz. Dilek Hanif ve Tanju Babacan bizim için en önemli modacılar. Biz, Hayrünnisa (Gül) Hanım’ın tarzını çok beğeniyoruz, bir de Zeynep Babacan’ın çok şık giyindiğini düşünüyoruz. Yabancı tasarımcılardan ise Elie Saab, Karl Lagerfeld ve Marc Jacobs’ı beğeniyoruz.
– Tesettür modasında yapılabilecek en büyük çılgınlık nedir?
– Renkli giyinmektir. İnsanlar tekdüze kıyafetlere, koyu renklere alışmış. Ben kontrast renkler kullanmayı seviyorum, ‘Kıyafetim yeşilse, başıma turuncu takayım, çok alakasız bir rengin üzerine kırmızı patlatayım,’ diyorum. Bunlar farklılık sağlıyor.
– Kurallarınız çok belirgin, var olan modayı kendinize uygulamak zor değil mi?
– Zorlandığımı söyleyemem. Tesettürlü kadınlar da her şeyi giyebilir, yeter ki doğru kombinler yapmayı bilsinler.
– Kırılmayacak kurallar nedir?
– Bonesiz, iğnesiz baş örtüsü takan bir kesim var. Bunu hiç doğru bulmuyorum. Saçlar, boyun göründükten sonra kapanmanın ne anlamı var?
– Genç kızlar sizi nasıl örnek alıyor?
– Ne kadar yoğun bir ilgi olduğunu size anlatamam. Katıldığım her davette kızlar yanıma gelip kıyafetlerimle ilgili sorular sorar. Fotoğraflarımı görüp her kıyafetimin detaylarını öğrenmek istiyorlar.
– Modayı nereden takip ediyorsunuz?
– Piyasada çıkan tüm moda dergilerini alıyorum, onlardaki bilgileri harmanlıyorum. Tasarım yaptırmayı da seviyorum, üzerimdeki kıyafetlerin büyük bölümü bana özel tasarlanıyor.
– Sizi takip eden kesim kaç yaşında?
– 18 ile 28 yaş arasında değişiyor. Hatta çok büyük ablalar da soruyor ‘Ben seni çok beğeniyorum, nerelerden alışveriş yapıyorsun?’ diye. Yani bu bir ihtiyaç, bu bir boşluk, hatta bu bir açlık. Eskiden çok fazla kendimizi ifade etme özgürlüğümüz yoktu. ‘Muhafazakarlar zenginleşti,’ diyorlar, aslında zengin eskiden de zengindi sadece bunu uygulayabilecekleri ortamlar çok azdı. Artık daha çok yaşayabiliyor, nefes alabiliyorlar, bu yüzden de giyinmek istiyorlar.
Topuz düzgünse tesettür güzel oturur
– Eve gidince ilk işiniz başınızı mı açmak oluyor?
– Bazen eve gidip saatlerce başımı açmadan oturduğumu biliyorum. Çoğu zaman başımdakileri fark etmiyorum, eşarp benim bir parçam. Evet, sağlık açısından saçlarımız havasız kalıyor, bir de yazın biraz daha zor oluyor. Ama bunları da saten ya da ipekli kumaşlarla gideriyoruz. Ama tesettürle yaşamaya alışmak da zaman alıyor.
– Nasıl bir zaman gerekiyor?
– Topuz düzgünse, her şey güzel oturuyor. Simetriye çok dikkat etmeli, bir de çok sert bağlamamak gerekiyor. Bu biraz da alışmakla alakalı. Ben başımı bir dakikada da bağlayabilirim, hatta saniyede de yapabilirim.
– Saçlarınızın havasız kalmasına karşı bakım yapıyor musunuz? Bakımlı mısınız?
– Tabii, ben de periyodik olarak kuaföre gidip saçlarıma bakım uygulatıyorum. Sonuçta kendime bakmak zorundayım, yarın bir gün ben de eş olacağım, görünüşüme dikkat etmek zorundayım. Bir de göz önündeyim, modayı temsil ediyorum.
HERKES EVDE DİKİŞ DİKİYOR
Sümeye Çoban (25) Blogger
– Kendinizi anlatır mısınız?
– Beykent Mimarlık mezunuyum, Afyonluyum. Benim hikayem çok klasik, cemaat okulunda okuduğum için kapanmak istedim, böylece ortama uyum sağladım.
– Blog nasıl başladı?
– Bizi temsil eden blogların daha iyi olması gerektiğini düşündüm ve meyye’s adlı blogumu kurdum. Bir buçuk senede 6 milyon sayfa gösterimim olmuş, günde altı bin kişi blogumu ziyaret ediyor.
– Tesettür modasını anlatır mısınız?
– Kapalılar için alışveriş Fatih ve Ümraniye’de var, ama oradaki mağazalar kapısından girilecek gibi değil, artık o markaları benim annem bile giymiyor. Ben mağazalardan alıp, modifiye ediyorum.
– Nasıl bir modifikasyondan bahsediyorsunuz?
– Çoğu zaman istediğiniz kadar geniş ya da olması gerektiği kadar uzun modeller bulamıyoruz. Bu yüzden aldığım çoğu parçayla oynuyorum, sırf bu yüzden dikiş öğreniyorum.
– Trendleri nereden öğreniyorsunuz?
– Bütün kapalı kızlar, sokakta birbirine bakarak trendleri anlıyor. Tesettür trendlerini anlamak için Bağdat Caddesi’ne gitmek yeterli.
Sabah