Katliam Sabıkalısı Şirket Türkiye’de!

Çevre
Türkiye’de ekonomi haberlerini takip edenler geçtiğimiz günlerde büyük ihtimalle haberi duydu: "TheDow Chemical Company’nin iştiraki Dow Europe Holding B.V. ve Aksa Akrilik Kimya...
EMOJİLE

Türkiye’de ekonomi haberlerini takip edenler geçtiğimiz günlerde büyük ihtimalle haberi duydu: "TheDow Chemical Company’nin iştiraki Dow Europe Holding B.V. ve Aksa Akrilik Kimya Sanayii A.Ş, karbon elyaf ve karbon elyaf esaslı ürünlerin üretimi ve dünya çapında pazarlanması konusunda ortak girişim anlaşması imzaladı."

Türkiye için büyük bir yatırım olarak gündeme gelen ve yaklaşık bin kişilik istihdam doğurması beklenen ortaklıktaki taraflardan biri, kamuoyunun adını Hindistan’daki büyük bir çevre felaketiyle öğrendiği Dow Chemicals.

Hindistan’ın Bhopal kentinde, şirkete ait böcek ilacı üreten Union Carbide adlı fabrikadan sızan zehirli gazlar, tarihin en büyük sanayi faciasına neden olmuştu. Faciada en az yarım milyon kişi zehirli gaza maruz kalmış, onbinlerce kişi hastalığa yakalanmıştı.

SPONSORLUK GİRİŞİMİ BOYKOTLA KARŞILAŞTI

1984’te en az 15 bin kişinin öldüğü Bhopal faciasından sorumlu olan fabrikanın yeni sahibi Dow Chemicals, 1989 yılında ödenen tazminatla, olaya dair yükümlülüğünün ortadan kalktığını savunuyor. Fabrikadan sızan zehirli gazın, bugün hala on binlerce kişiyi etkilediği belirtiliyor.

Dow Chemical, Londra’daki olimpiyat stadının çevresini saracak, özel kumaştan yapılmış örtüyü finanse edeceğini açıkladığında da boykot çağrıları yapılmıştı.

Kampanya başlatanlar, Dow Chemical’ın sponsorluğunun "kurbanların mezarının üzerinde dans etmek" anlamına geldiğini savundu, şirketin zehirli atığı temizlemeye yanaşmadığını söyledi.

PENTAGONLA SİLAH ÜRETİMİ

Amerikalı kimya devi şirketin "yan" faaliyetleri arasında, Pentagon’la ortak silah üretimi de var. Üretilen kimyasal silahlar arasında hardal gazı, napalm bombası ve beyaz fosfor olduğu iddia ediliyor. Dow Chemiccal’ın Başkan Vekili ve Kurumsal İletişim Direktörü (CCO) Heinz Haller, Türkiye’nin, Dow’ın dördüncü en hızlı büyüyen pazarı olduğunu belirtiyor.

Aksa’nın Yalova’da tesis edilmiş mevcut karbon elyaf üretim varlıkları üzerinden genişleyecek olan ortak girişim büyük çaplı, entegre üretim kapasitesi sağlayarak ileri karbon elyaf teknolojileri üretecek.

Karbon elyaf bazlı materyaller kuvvetli ama hafif yapılarıyla, rüzgar türbinlerinin kanatlarında, uzay ve havacılık sektöründe, kara ve deniz taşımacılığında, depreme dayanıklı bina ve altyapı güçlendirmelerinde, endüstriyel ve spor malzemelerinde kullanılıyor.

 

Bhopal felaketi, 3 Aralık 1984 günü, ABD kökenli Union Carbide firmasının Hindistan’da Bhopal’de kurduğu böcek ilacı üreten fabrikadan yanlışlıkla 40 ton metil isosiyanat gazını dışarı atması 18.000 kişinin ölümüne, 150.000’den fazla insanın zehirlenmesine neden oldu.

Çevresel etkileri Çernobil faciasından bile korkunç olan bu kaza sonrasında, Bhopal eyaleti doğal afet bölgesi ilan edildi. Greenpeace’in bölgede kazadan 20 yıl sonra, 2004 yılında yaptığı ölçümlerde, toprakta normalin 6 milyon katı toksik madde bulundu.

 

Union Carbide’ın böylesine bakımsız ve kontrolsüz bir fabrikayı ABD’de kurmasının mümkün olmadığı, fabrikanın yetersiz teknolojiyle açılmış olduğu iddia edildi. 18.000 insanın ölümüne, 150 binden fazla insanınsa ömürlerinin geri kalan kısmını sakat ve hasta geçirmesine yol açan facia sonrasında, Union Carbide firması bir "ticari sır" olduğu gerekçesiyle toksik maddenin adını bile açıklamaktan kaçındı. Bu durum, zehirlenenlere bir tanı konmasını imkânsız kılarken, hastanelerde ölümlerin artmasına yol açtı.

Birkaç yıl sonra açılan davada Union Carbide firması mağdurlara ve yakınlarına 470 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. Ancak Hindistan devletine ödenen paranın çok azı gerçek mağdurlara dağıtılabildi. Bu miktar hayatta kalanlar tarafından paylaşıldığında, kişi başına 500 dolar civarı para düştü.

Union Carbide firmasını satın alan ve burada üretime devam eden Dow Chemical Company ise kazazedelerle iletişime bile girmeyi reddetmektedir.
 

Felaket hakkında açılan dava

Bu felaketin ardından açılan dava da ancak 7 Haziran 2010 tarihinde sonuçlandı. Felaketin sorumlusu olarak gösterilen Union Carbide firmasının üst düzey yöneticileri sadece 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davanın bu şekilde ve olaydan ancak 26 yıl sonra sonuçlanabilmesi bu felaketten etkilenenler ve onların temsilcilerinden oldukça sert tepki gördü. Cezaya çarptırılanların kaza olduğu günlerde, fabrika genel müdürü Keshub Mahindra dahil olmak üzere, fabrikada üst düzey yöneticiler oldukları belirtildi. Hapis cezasına çarptırılanlar hapis cezasına ek olarak 100,000 Hindistan rupisi (yani 1,400 İngiliz Sterlini) para cezasına da çarptırıldılar.

 

Bu davaya ek olarak Union Carbide’nin genel müdürü olan Warren Anderson hakkında açılmış ikinci bir dava da halen devam ediyor. Warren Anderson’un kaza olduğu tarihten beri ABD’de yaşadığı ve de Hindistan’a bir daha gelmediği belirtildi.