Mehmet Yaşin’in yazısı
Bayramla birlikte sıcaklar daha da insafa gelecek. Türkiye’nin yazlık mekanlarında en güzel günler başlıyor. Onun için kısa da olsa bu tatili değerlendirmekte yarar var. Tatili sadece denize girmekle kısıtlamayın. İzleyeceğiniz ilginç rotalar da yaşam pilinizi şarj etmenize yardımcı olacaktır.
ÇANAKKALE / BALIKESİR
Edremit Körfezi’nde İda’nın sesini dinleyin, Ege’yle kucaklaşın
Şeker Bayramı’nda önereceğim yerlerden biri, Edremit Körfezi olacak. Assos’tan başlayıp, tüm körfezi saran tatil beldeleri Küçükkuyu, Akçay, Edremit, Ören, sizi Ege’nin masmavi sularıyla kucaklayacak. Denizin yanı sıra doğal ve tarihi güzellikler de sunacak. Örneğin Assos’un antik limanını mutlaka görmek gerekir. Assos’tan sonra yine kıyı yolundan Küçükkuyu istikametine doğru gidip, tanrıların sığınağı İda (Kaz) Dağları ile kucaklaşabilirsiniz. Burada Zeus’un Troya Savaşını izlediği tepede bin pınarlı İda’nın sesini dinleyebilir, Sarıkız Zirvesi’ni ve Tahtakuşlar Köyü’ndeki Etnografya Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Sonra soluğu, Türkiye’nin en lezzetli zeytinyağlarının üretildiği Ayvalık’ta alabilirsiniz. Burada eski Ayvalık’ın dar sokaklarında gezinmenizi, Cunda Adası’nda eski Rum evlerinin süslediği sokakları ve Taksiyarhis Kilisesi’ni görmenizi öneririm. Bir de Ayvalık’ın en yüksek yeri olan Şeytan Tepesi’ne çıkıp, oradan adalara bakarak güneşi batırmayı ihmal etmeyin.
Ayvalık’ın ünlü plajlarında da denizin keyfini çıkarabilirsiniz.
Bayram tatilini daha da güneyde geçirmek isterseniz, size önereceğim en doğru adres Foça olacaktır. Yüz yıllar öncesinin önemli limanı olan çok kültürlü Foça, tadına doyum olunmayan küçük ilçelerden biridir. Kordonboyu’nda yürürken göreceğiniz eski taş binalar sizi kendisine çekecektir. Ayrıca pırıl pırıl deniz sizi yaz sıcağının öfkesinden kurtaracaktır.
KAPIDAĞI’NDAN MARMARA
Sakin bir bayram tatili geçirmek niyetindeyseniz, Balıkesir kıyılarında, Marmara Denizi’nin güzel yarımadası Kapıdağı size ilginç olanaklar sunuyor. Bu gezide Erdek’teki otellerden birinde konaklayabilirsiniz. Gözlerden uzakta kalmış Kapıdağı Yarımadası’nda yapacağınız gezide göreceğiniz güzellikler sizi şaşırtacak. Önce Ocaklı – Narlı istikametine direksiyon kıracaksınız. Marmara kıyılarını izleyen bu yol, tablo gibi güzel manzaralar sunuyor. Kıyısıdaki balıkçı köyleri Narlı, İlhan, Doğanlar, Turan, Ormanlı, Ballıpınar, Çayağazı, Çakıllı, Karşıyaka ve Hamamlı’yı dolaşıp turu tamamlayacaksınız. Bu turunuzda size bir yanda mavi Marmara, diğer yanda ise tepeleri süsleyen çiçekler, çam ağaçları eşlik edecek. Kıyıdaki köylerde küçük balıkçı lokantalarında taze balıkla karnınızı doyurmak mümkün. Ayrıca birbirinden güzel kumsallarda denizin tadını da çıkartırsınız.
LEZZET DURAKLARI
Celep’in Yeri’nde taze balık, Taş Kahve’de Ayvalık tostu
Edremit’ten geçerken zeytin ve sepet peyniri almayı ihmal etmeyin. Ayrıca ilçenin en eski lezzet durağı olan Cumhuriyet Lokantası’nda kendinize bir ziyafet çekmeyi unutmayın. Kaz Dağları’nda, Çamlıbel’deki Zeytinbağı Oteli’nde, Erhan Şeker’in yöre otlarından pişirdiği yemeklerin lezzetini unutamayacağınızı söyleyebilirim. Ayvalık Cunda sahilindeki lokantalar, meze konusunda adeta birbirleriyle yarışır. Taş Kahve’nin önüne oturup, teneke tulumuyla yapılmış “Ayvalık tostu”nu yememek olmaz. Ayrılmadan bagajınıza küçük bir teneke sızma zeytinyağı koyun. Eski Foça’da ise Celep’in Yeri’nde en taze balıkları ve mezeleri yiyeceğinizden emin olabilirsiniz.
BURSA/BOLU/SAKARYA
Yeşilin bağrında, denizsiz tatil
Denizden uzak alternatif rotanın başlangıç noktası olarak İznik Gölü’nü seçtim. Eski adı Nikaia olan İznik, gerek Selçuklu, Bizans gerekse Osmanlı döneminde önemli bir kentti. Burada görülecek ve gezilecek çok yer olduğu için hızlı davranmak zorundasınız. Çünkü rotamız bir hayli uzun. Önce ilçenin ortasında, Hıristiyanlık aleminde çok önemli kararların alındığı Ayasofya Kilisesi’ni gezmenizi öneririm. Sonra sırasıyla Hacı Özbek Camii, Süleyman Paşa Medresesi, minaresi çinilerle kaplı olan Yeşil Cami, Nilüfer Hatun İmareti, İznik Müzesi, surların antik kapıları görülebilir.
Sonra direksiyonu Pamukova’ya doğru kırıp, Çerkesli, Mekece, Bayat, Kozan, Bozören köylerini geçip, Adapazarı’nın Geyve ilçesine varacak, buradan Taraklı istikametine sapacaksınız. Kah ovadan kah tepelerden kah kiraz ormanlarından geçen düzgün otoyol sizi güzel görüntülerin içinden aşırıp, eski bir Osmanlı kasabası olan Taraklı’ya götürecek. Eski ahşap evlerin arasında dolaşırken, kendinizi zaman tünelinden geriye gitmiş gibi hissedeceksiniz.
Taraklı’dan sonraki durakta Göynük var. “Türbeler Diyarı” olarak da bilinen Göynük, eski bir Osmanlı yerleşimi. Fatih’in hocası Akşemseddin’in türbesi burada. Bazıları onarılmış, bazıları yılların insafına bırakılmış eski evler Göynük’ün süsleri. İlçenin zirvesinde ise Zafer Kulesi yer alıyor. İlçede dolaştıktan sonra, biraz ilerideki Sünnet Gölü’nün kıyısında yorgunluk atabilirsiniz.
Sonra Hacımusalar, Çavuşderesi üstünden Mudurnu’ya varacaksınız. Burası da eski bir yerleşim. Çay kıyısına sırlanmış yorgun Mudurnu evleri, size buradaki geçmiş yaşamlar hakkında önemli ipuçları sunacak. Mudurnu’dan sonra Nallıhan’a yöneleceksiniz. Trafiği az, yeşilliği fazla olan bu yol sizi önce Nallıhan’dan geçirecek, sonra Sarıyar Barajı’nın kıyısına getirecek. Buradaki
Kuş Cenneti’nde değişik türden kuşları izleme fırsatını bulabilirsiniz. İsterseniz geziyi burada noktalayabilirsiniz.
Eğer devam etmeye niyetlenirseniz, bir sonraki durağın Beypazarı olacağını söyleyebilirim.
LEZZET DURAKLARI
İznik’te yayın şiş Göynük’te keşli erişte
İznik Gölü’nün kıyısındaki lokantalarda, gölden veya Sakarya Nehri’nden tutulan sazan tavanın ve yayın şişin tadını kolay kolay unutamayacaksınız. Göynük’te, Sünnet Gölü’nün kıyısındaki tesislerde, keşli cevizli ev eriştesi, süzme yoğurt ve kızılcık tarhanası yemenizi öneririm. Ayrıca tarhana, keş ve erişte almayı da ihmal etmeyin. Mudurnu’nun Saray Helvası’nın çok lezzetli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Eşe dosta hediye emek için bagaja birkaç kutu koymakta yarar var.
AFYON/ISPARTA/KONYA
Hoyran’dan Beyşehir’e altı göl
Eğer kısa bayram tatilini kum, deniz, güneş üçlüsü yerine ilginç yerleri görerek geçirmek, otomobille seyahat etmek isterseniz, önereceğim rota hoşunuza gidecektir. Bu rotanın başlangıç yeri Afyon. Kentin zirvesindeki kaleyi gezerek yolculuğu başlatabilirsiniz. Sonra güneye yönelip bir zamanlar Bizans’ın mermer ocağı olan Şuhut’u geçince Eğirdir Gölü’nün küçük çanağı Hoyran Gölü’ne varacaksınız. Bu yola girdikten sonra fotoğraf makinenizi hazırda tutun, çünkü çok güzel manzaralarla karşılaşacaksınız. Yol yedi renkli Eğirdir Gölü’nün kıyısından kah tırmanacak, kah göl hizasına inecek ve sizi Eğirdir ilçesine ulaştıracak.
Eğirdir gelişmiş, derli toplu bir yerleşim. Burada Selçuklu Medresesi’ni, Hızır Bey Camii’ni, Yeşilada’daki Ayastafonos Kilisesi’ni gezebilirsiniz. Antalya yolu üstündeki küçük Kovada Gölü’nün bulunduğu milli parkta, orman parkurunda yürüyüş yapıp, bisiklete binebilirsiniz. Park kamp kurmak için de ideal. Daha sonra Çandırlı istikametine gidin, burada Yazılı Kanyon’un vahşi güzelliğiyle karşılaşacaksınız. Karacabey Baraj Gölü’nün sunduğu güzellikler de sizi sarıp sarmalayacak.
Buradan tekrar geldiğiniz istikamete doğru döneceksiniz. Sütçüler, Ayvalı, Aksu, Yenişarbademli üstünden Türkiye’nin üçüncü büyük gölü Beyşehir’e varacaksınız. Burası Eğirdir gibi kendini çok ele vermiyor. Sazlıkları aşıp gölün kıyısına ulaşabilmek için epey dönüp dolaşmanız gerekecek. Alaeddin Keykubat döneminde bölgenin en önemli şehirlerinden biri olan Beyşehir ilçeden çok büyük bir kenti andırıyor. Burada Eşrefoğlu Camii görülmesi gerekli tarihi eserlerden en önemlisi. Diğer görülecek yerleri ise şöyle sıralamak mümkün: İsmail Aka Medresesi, Taş Medrese, Demirli Mescit ve Köşk Köyü Mesciti.
HOCA’NIN TÜRBESİ
Beyşehir’den sonra gölün doğu kıyısından, Şarkikaraağaç istikametine doğru direksiyon kıracaksınız. Yol sizi Yalvaç’a kadar götürecek. Burada Kral Birinci Antiokhos’un kurduğu antik kentin görkemli görüntüsü sizleri şaşırtacak.
Yalvaç’tan ayrılınca güneye Kuyucak yönüne ilerlediğinizde Bağkonak sapağında karşınıza Isparta-Akşehir karayolu çıkacak. Akşehir’e vardığınızda önce Nasrettin Hoca’nın türbesini ziyaret etmek gerekir. İlçenin arka sokaklarında eski sokaklarında, bu sokakları süsleyen eski evlerin arasında dolaşabilirsiniz. Burada 1510’da yapılan İmaret Camii, 1213 tarihli Ulu Camii, önemli bir Selçuk yapısı olan Taş Medrese görülmesi gereken yerler arasında. Hoca’nın maya çaldığı Akşehir Gölü’nün kıyısına ulaşmak, yakından görmek oldukça zor. Eğer patika yollardan birisini bulabilirseniz şansınızı deneyin.
Rotanın son gölü Eber. Kuzeybatıya yönelip Konya Otoyolu’ndan Sultandağı’na, buradan Ortakarabağ köyüne ulaşmanız gerekiyor. Köyün içinden geçerken mutlaka yolu sorun. Şansınız varsa çevrede ilginç kareler yakalayabilirsiniz.
LEZZET DURAKLARI
Afyon’da vişneli ekmek kadayıfı, Eğirdir Gölü’nde levrek böreği
Bu rota, görüntü olarak sunduğu zenginlikleri yeme içme konusunda pek sunmuyor. Afyon’da kaymaklı sade ve vişneli ekmek kadayıfı, sucuk döneri yiyebilirsiniz. Eğer sucuğu seviyorsanız Afyon’dan birkaç kangal almayı ihmal etmeyin. Eğirdir Gölü’nün kıyısındaki lokantalarda ise levrek böreği ve sazan tava yemenizi öneririm. Beyşehir’de Konya’nın damakları çatlatacak kadar lezzetli etli ekmeğini bulmanız mümkün.
İZMİR / MANİSA
Menderes Ovası’ndan Bozdağlar’ın eteklerine
Benim gibi tat peşinde koşturmayı sevenlerdenseniz, bayram tatilinde size lezzetli duraklara uğrayan bir yolculuk önereceğim. İzmir’den Selçuk’a gelirken, Selçuk girişinde Tire’ye doğru sapıp, Küçük Menderes Ovası’ndaki yolculuğunuzu başlatabilirsiniz. Ağaçlı, yeşil bir yol sizi antik dönemde adı Thyrea olan Tire’ye ulaştıracaktır. Tire, hem Bizans hem de Osmanlı döneminde bölgenin en önemli yerleşim yerlerinden biriydi. Burada gezeceğiniz tarihi yapıları şöyle sıralayabilirim: Yahşi Bey Camii, Ulu Camii, Bedesten, Neşetoğlu Konağı. Ayrıca eski sokakları, unutulmaya yüz tutan sanatların hâlâ icra edildiği çarşıyı mutlaka gezmek gerekir. Salı ve cuma günleri kurulan pazar yeri de ilginç görüntüler sunar.
Tire’den sonra, Ödemiş’te bir tur atıp, 8 kilometre ötedeki Birgi’ye ulaşacaksınız. Köyün geçmişi Bizans’a dayanır. En önemli iki eseri Ulu Camii ile Çakır Ağa Konağı’dır. Ayrıca dere boyuna sıralanmış taş evler görülmeye değer.
Birgi’den sonra, Salihli istikametine doğru Bozdağ tırmanışı başlar. Virajlı yoldan yedi kilometre ilerledikten sonra, görüntüye giren Gölcük sizi kendine davet edecektir. Yolu biraz uzatıp göle doğru sapın, pişman olmazsınız.
ALTIN SARDES
Gölü çepeçevre dolaşıp tekrar Bozdağlar’a dönüp şaşırtıcı manzaraları aştıktan sonra Salihli’ye doğru ineceksiniz. Burada Lydia’nın başkenti “Altın Sardes” sizi bekliyor. Kent kalıntıları, muhteşem Gymnasion, Artemis ve Kybele tapınakları, Sardes Sinagogu sizi şaşkınlığa uğratacak.
Sart kalıntılarını gezdikten sonra, direksiyonu Akhisar istikametine doru kıracaksınız. Bu yol sizi, adını Lydia krallarına ait tümülüslerden alan “Bin Tepe” adlı bölgeye götürecek. Göreceğiniz her yükseltinin bir kral mezarı olduğunu unutmayın. Bunların içinde en büyük olanı, 355 metre çapında ve 73 metre yüksekliğindeki Alyattes’in mezarı. Herodotos bu tümülüsü: “Mısır ve Babil’deki anıtlar bir yana, öyle bir anıt varır ki, bilinen bütün öbürlerini aşar” diye tanımlar. Yolunuz Marmara Gölü’nün, yeşil tarlaların ve kral mezarlarının arasından geçip Akhisar’a ulaşır. Buradan sonra “evli evine köylü köyüne” misali dileyen dilediği istikamete doğru direksiyonunu kırabilir.
LEZZET DURAKLARI
Tire’nin Kaplan Köyü’ne tırmanıp, Kaplan Restoran’a (Lütfü ve Hürmüz’ün yeri) giderseniz, otlardan yapılmış çok lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Mönü otlarla kısıtlı değil, keşkek, Tire Kebabı da ihmal edilmeyecek tatlar. Tire’nin sucuğu, tatlı lor peyniri de lezzetlidir. Bagajda bunlara yer açmanız gerekir. Ödemiş’in “Yağlı Kebabı”nın mutlaka tadına bakmalısınız. Bu muhteşem lezzeti uzun süre unutamayacaksınız. Birgi girişindeki Birgi Lezzet Durağı’nda ekmek dolması yiyebilirsiniz. Salihli’nin meşe kömüründe pişirilen “Odun Köftesi” dillere destandır. Gölmarmara’nın çıkışındaki lokantalarda taze göl balıklarını tadabilirsiniz.
Hürriyet