"Neden hep dediğini yaptırmak istiyorsun?" dedi erkek.
Kadın, "Çünkü ben öyle olmasını istiyorum." diye cevapladı.
Erkek, "Her dediğin şey olacak mı?" diye sürdürdü sözlerini.
"Evet, çünkü…"
"Çünkü ne?"
"Seninle evlenmekle ne kadar yanlış yaptığımı şimdi anlıyorum. Zaten ukâla olduğunu ilk başta anlamıştım. Ailemin ısrarı beni bu yola sevk etti. "İyi kızdır, hoş kızdır, her zaman böylesini bulamazsın." sözlerine aldandım.
"Hani bana âşık olmuştun? Aylarca peşimden koşmuş, araya kimleri koymuştun ne oldu? Ama şunu iyi bil ki, zaten ben de seni pek istememiştim. Ben de arkadaşlarımın etkisinde kalarak bu evliliği kabul ettim."
Eşlerin istemeden de olsa yaptıkları en büyük yanlış, tartışma anında eşlerinin mayınlı alanlarına atış yapmak ve onları can damarlarından vurmaktır.
Ne yazık ki, bu atış sadece karşı tarafı değil kendi canlarını da yakmaktadır. Çünkü patlayan bombanın parçaları onlara da sıçramaktadır. Her iki eş sakinleştikten sonra yaptıklarının yanlış olduğunun farkına varsalar da duymak istemedikleri cümleleri duymaktadırlar.
Bu durumda hiç olmazsa eşlerden birisinin atışı durdurması, sonradan pişman olacak sözcüklerden ve cümlelerden kaçınması gerekir.
Hepimiz biliriz ki, bir kibritle yakılan ev yıllarca tamir edilemez. "Aman canım evlilikte olur böyle şeyler. Bir an kendime hakim olamadım. O sözler, bir anlık kızgınlıkla söylenen sözlerdi." cümlesiyle savunmaya geçmekse bir mana ifade etmez.
Özellikle evliliğin ilk yıllarında ve evlilik rayına oturana kadar daha dikkatli olmak gerekir. Şayet ortada problem varsa karşılıklı konuşup çözüme gitmek en doğru yoldur. Trafikte bile giderken kaza yapmamak için trafik işaretlerine dikkat etmek gerekir. Bir araba kullanmanın bile kuralları varsa bir evliliği yürütmenin de kuralları olmalıdır.
Bu kurallarda söz ve beden dili, iletişim çok önemlidir. Özellikle sağlıklı bir iletişim evlilikteki mutluluk rehberi olmalıdır.
Esasen evlilik ebedi hayat arkadaşlığı olarak düşünülerek ebedi hayat arkadaşlığının hatırı için olur olmaz şeylerle can yakılmamalıdır.
Zaman