Çocuğunuz ders çalışırken müzik mi dinliyor? Bütün ısrarlarınıza rağmen ödevlerini çalışma masasında değil de, koltukta mı yapıyor? Ya da bir eliyle yazı yazarken, diğeriyle kalem mi çeviriyor? Velileri telaşlandıran bütün bu davranışlar aslında çocuğun öğrenme biçimini ortaya koyuyor. Kimi çocuk gürültülü ortamda çalıştığı dersi daha iyi anlıyor. Kimisi başarısını da odanın sıcaklığı ve ışığın geliş yönü etkiliyor.
Uzmanlara göre ev ödevi yapmak öğrencinin okuldaki başarısını artırıyor ve sorumluluk almasını sağlıyor. Pek çok anne baba, çocuğun rahat çalışması için, düzenin ve sessizliğin önemli olduğunu düşünüyor. Ancak öğrenme stilleri üzerine çalışan uzmanlara göre durum tam tersi. Kimi öğrenci müzik dinleyerek çalışıyor, kimi koltukta yaptığı ödevi daha iyi anlıyor. Kız ve erkek çocukların, hatta kardeşlerin bile öğrenme şekilleri birbirinden farklı. Öğrencinin ders çalışma şekli, onun öğrenme biçimini ortaya koyuyor.
Öğrenme stilleri kavramı 1960’lı yıllarda ABD’de ortaya çıktı. Bu kavramı ilk ortaya atan Prof. Dr. Rita Dunn, çalışma stilleri belirlenen çocukların daha başarılı olduğunu belirtiyor. 40 yılını bu konuyla ilgili çalışmalara ayıran Dunn’ın Öğrenme Stilleri Modeli, dünyanın birçok ülkesinde uygulanıyor. Türkiye’de bazı okullar bu eğitim modelini kullanarak öğrencilerini tanımaya çalışıyor. Önce çocuğa bir test uygulanıyor.
Ders çalışma şekli, algılama ve öğrenme biçimi tespit ediliyor. Sonuca göre, çocuğun çalışma ortamı yeniden düzenleniyor. Mesela, çalışma masası güneş görecek şekilde cam kenarına yerleştiriliyor, yahut odanın ısısı ve ışığı onu rahat ettirecek biçimde ayarlanıyor. Ya da ödev yaparken müzik dinlemesine izin veriliyor.
Odanın ısısı bile öğrenmeyi etkiliyor
Öğrenme sürecinde, çevresel, duygusal, sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik etkenler önemli rol oynuyor. Doğal ışık ya da aydınlatma, çok sıcak ya da çok soğuk ortam, sessizlik veya oturma biçimi başarıyı etkiliyor. Sosyal tercihler de öğrenme stillerini oluşturuyor. Tek başına öğrenmeyi tercih eden bir öğrenci, grup çalışmasına katılınca başarısız oluyor.
Çocuklar, bilgiyi işleme ve düşünme biçimleri açısından, "analitik" ve "global" olarak ikiye ayrılıyor. Global düşünenler konsantrasyon problemi yaşıyor. Öncelikle konunun bütününü görmek istiyor. Çalışma ortamları dağınık gözükse de, kendilerine göre bir düzenleri bulunuyor. Bazen stres altında daha verimli oluyorlar. Bu öğrenciler sesli ortamlarda ve müzik dinleyerek ders çalışmayı seviyor. Analitik düşünenler ise, kelime ve sayılara önem veriyor. Detayları inceliyor. Çalışma odaları düzenli olan bu çocuklar, sıralı ve mantığa dayalı öğrenmeyi tercih ediyor. Bu öğrenciler çalışırken, ışığa ve sessiz bir ortama ihtiyaç duyuyorlar.
Veliler çocuklarının yerine ödev yapmamalı
Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Vahdettin Sevinç: Öğrenci ödev yapmak istemiyorsa, velinin bu duruma olumlu katkısı olabilir. Anne babanın ilgili olması ve güven vermesi, çocuğun ödeve karşı olan önyargısını kaldırmasını sağlar. Ancak bu sınırı iyi belirlemek gerekiyor. Anne babalar kesinlikle çocuğunun yerine ödev yapmamalı. Eğer öğrenci ders çalışmıyor ve verilen ödevi yapmıyorsa, mutlaka rehber öğretmen desteği alınması gerekiyor. Eğer durum daha ciddiyse psikolojik destek de almak faydalı olacaktır.
Çocuğun durumu, öğretmenleri ve okul yetkilileriyle mutlaka paylaşılmalı. Bu şekilde davranmasının nedenleri tespit edilmeli. Sonra çözüm yolları aranmalı. Velilerin sorun haline getirdikleri diğer bir konu da, çocuklarının ders çalışma şekilleri. Her öğrencinin ödev yapma, anlama ve öğrenme şekilleri farklıdır. Kimi saatlerce çalışarak öğrenir, kimi de kısa sürede kavrar. Anne babalar farklılıkları doğal karşılanmalı.
Ev ödevinin öğrenciye katkısı var mı?
ABD’de yayımlanan iki kitap ise, genel kanının aksine, ev ödevinin çocuğa hiçbir katkısı olmadığını, bu yüzden çocuğun ailesine bile vakit ayıramadığını anlatıyor, dersten başını kaldıramayan öğrencinin hobileriyle ve sporla ilgilenemediğine dikkat çekiyor. The Case Aganist Homework (Ev Ödevine Karşı Dava – Sara Bennett) ve The Homework Myth (Ev Ödevi Efsanesi – Alfie Kohn) isimli kitaplarda, zorla ödev yapmanın çocuğun psikolojisini olumsuz etkilediği iddia ediliyor.
Dunn’ın araştırmasına göre kızların ve erkeklerin öğrenme biçimleri arasında farklılıklar var.
Erkekler sadece ilgi duydukları şeyleri öğreniyorlar.
Kızların erkeklere göre akademik açıdan motivasyonları daha yüksek.
Erkekler dokunsal kızlar ise işitsel olarak öğreniyor.
Her 10 erkekten biri müzikli ya da sesli ortamda çalışmayı seviyor.
Erkek öğrenciler daha az aydınlatılmış, kız öğrenciler ise daha iyi aydınlatılmış ortamlarda çalışmayı tercih ediyor.
Hem kız, hem erkek öğrencilerin çoğu masa başında ve düzenli çalışmaktan yana.
100 erkek öğrenciden 13’ü masada çalışmanın konsantre olmalarını engellediğini belirtiyor.
Her 3 kız öğrenciden biri akşam saatlerinde ders çalışmayı tercih ediyor.
Kız öğrenciler daha çok tek başına çalışmayı, erkek öğrenciler de grupla çalışmayı seviyor.