Pek çok anne baba geceleri alt ıslatma durumunu utanılacak bir davranış bozukluğu olarak algılıyor ve yardım alma gereği duymuyor. Psikologdan yardım alma konusunda ise utanıyor. Durumun psikolojik olduğunu düşündüklerinden herhangi bir psikologdan yardım almaya da utanıyorlar. Oysa araştırmalar gösteriyor ki her 5 çocuktan 1’i aynı problemi yaşıyor. Problemi ve çözümlerini Uzman Devrim Atılkan anlatıyor:
Çocuklarda, biyolojik olarak idrar kontrolü sistemi ilk 5 yaş içerisinde tamamlanıyor. 5 yaş ve üzeri çocuklarda en az 3 ay süre ile ayda en az 2 kez, 6 yaşından sonra ayda en az 1 kez, gece veya gündüz, düzenli olarak altını ıslatıyorsa bir rahatsızlıktan söz edilebiliyor. Bu gibi durumlarda bir uzmana danışma vakti gelmiştir deniyor.
ERKEKLERDE DAHA ÇOK RASTLANIYOR
Daha önce altını ıslatmayan çocuklarda 5-8 yaş arası tekrar altını ıslatma olayı başlayabilir. Bu gibi durumlarda genellikle sorunun psikolojik kökenli olduğu düşünülür. Oysa yapılan araştırmalar göstermiştir ki; sorun psikolojik olabileceği gibi altında daha çok fizyolojik bir problem vardır. Bu sebeple ilk aşamada ürolojik ve nörolojik bir hastalığın olup olmadığı idrar testi ile kontrol edilmelidir. Erkek çocuklarında, kız çocuklarına oranla 3 kat fazla yaşandığı gözlemlenmiştir. Genelde ebeveynlerin çocukluk yıllarında benzer durumlarla karşılaşıldığı hikâyesi anlatılır ve kendiliğinden geçmesi beklenir. Bilin ki; kendiliğinde düzelme oranı sadece yüzde 5-10 arasında olduğu saptanmıştır.
TEDAVİ İÇİN NERELERE BAŞVURABİLİRİM?
Çocuğunuzu mutlaka çocuk ürologuna götürmeniz öneriliyor. İlk aşamada idrar tetkiki yapılıyor. Ültrasonografi, sondalı mesane filmi, ilaçlı böbrek filmi sorunun psikolojik mi, fizyolojik mi teşhisi aşamasında önemli rol oynuyor. Ayrıca Türkiye’de ilk olan, idrar kaçıran çocukların tedavi görebileceği bir merkez açıldı. Akdeniz Üniversitesi’nde yer alan Enürezis Polikinliği bu problemi yaşayan çocuklar ve aileleri için önerilen en iyi adres.
AiLELERE ÖNERiLER…
5 yaş üstü çocuklarda alt ıslatmanın tedavi gerektiren bir süreç olduğunun farkına varıp, bu konuda tüm ailenin etkileşimli olarak çaba göstermesi gerekiyor.
Etkileşimli çaba ile öngörülen; çocuğu azarlamak, dövmek, tehdit etmek vb. davranışları uygulamamak. Uygulandığı taktirde çocuğun ilerleyen yaşlarında davranış bozuklukları gözlemlenebiliyor.
Alt ıslatma davranışı ile ilgili kesinlikle dalga geçilmemesi gerekiyor. Sen bebek misin hâlâ altına kaçırıyorsun gibi küçümseyici, iğneleyici cümleler özellikle kullanılmamalı.
Çocuğun ıslak kalkmasında üzülmesin diye sevip, okşamak gibi davranışlar ve kuru kalktığında aferin, alkış ya da sevecenlik gibi davranışlar uygulanmaması önem taşıyor. Özetle çocuğunuz grip ya da nezle vb. hastalıktaki tedavi süreçlerinde nasıl davranıyorsanız öyle davranmanız gerekiyor.Bu çocuğun psikolojisi için şart.