Bugün, 21 Mayıs Dünya Süt Günü… 7’den 70’e herkesin tüketmesi gereken en önemli besinlerin başında gelen süt; yetişkinlerde kemik erimesine karşı, gebelerde rahat bir uyku, çocuklarda ise gelişim için tercih ediliyor. Ama sütü içmek kadar, onu korumayı bilmek de önem taşıyor.
Süt, insan neslinin çoğalması için önemli bir besindir. Yeni doğan bir bebeğin, ilk besin gereksinimi anne sütüyle başlar. Süt tüketimi ise üretim aşamasını büyük ölçüde etkiler. Sütün üretiminde; süt hayvanlarının çeşidi, beslenmesi, bakılması ve otlakların durumu büyük önem taşır. Kokulu otlarla beslenen hayvanların sütüne, bu koku ve lezzetin geçmesi doğaldır. Ülkemizde sütün büyük bir bölümü; süt ürünleri dediğimiz yoğurt, peynir ve çökelek imalatında kullanılmaktadır. Süt; su, yağ, protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerden oluşur. Memorial Suadiye Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet bölümünden diyetisyen Nilay Keçeci, sütü koruma yolları ve tüketimiyle ilgili bilgi verdi…
ISITILDIĞINDA RENGİ DEĞİŞMEMELİ
Pastörizasyon işlemi; sütün süzülmesi ve yabancı maddelerden ayrıldıktan sonra belirli bir derecede ısıtılıp aniden soğutularak; belli bir süre saklanabilecek hale gelmesidir. İçilecek sütün iyi pastörize olup olmadığını fosfataz testi ile anlaşılır. Sütü ısıttığımızda rengi değişmezse; süt iyi pastörize olmuş demektir.
CAM ŞİŞE TERCİH EDİN
Pastörize edilen sütler, buzdolabında dört-beş derecede yazın bir gün, kışın ikiüç gün saklanabilir. Pastörizasyon işlemi, tam yapılmamış olan sütlerde tat ve renk değişimi olur; bu da zararlı bakterilerin tamamının yok edilmediği anlamına gelir. Bu nedenle süt satın alırken, iyi bir markanın, güvenilir bir ürününü tercih etmek doğru olacaktır. Mümkünse cam şişelerdeki pastörize edilmiş sütleri tercih etmek en doğrusu olacaktır.
KADINLARA MUTLAKA
Yetişkin bireylerde özellikle de kadınların orta yaş döneminde görülen kemik erimesi için, günde bir su bardağı süt tüketmeleri gerekir. Günlük almaları gereken üç-dört porsiyonluk süt grubu ihtiyaçlarını yoğurt ve peynirden de sağlayabilirler.
SÜT İÇMEYEN, YOĞURT YESİN
Eğer kişi süt içemiyorsa, bu ihtiyacını yoğurt, çökelek ya da peynir grubundan karşılamaya çalışabilir. Ancak özellikle ilkokul çağındaki çocukların her sabah, güne bir su bardağı sütle başlayıp günü bir su bardağı sütle kapatmaları büyük önem taşır. Bu, onların fiziksel gelişimleri için önemi yadsınamayacak bir faktördür.
HAMİLELERİN KEMİKLERİ İÇİN ŞART!
Anne adayları ve gebelerde; süt tüketiminde dikkatli ve süt seçiminde özenli davranmalıdır. Gebelerin her gün yatmadan önce içecekleri bir su bardağı süt hem rahat uyumalarını, hem de gerekli ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacaktır. Sütteki kalsiyum oranı özellikle hamile kadınlar için oldukça önemlidir. Çünkü gebelik sırasında bebeğe toplam 25-30 gram kalsiyum aktarılır. Bebeğin yetersiz kalsiyum alması durumunda; anne kemiklerinden kalsiyum çekebileceği ihtimaline karşılık annenin günde iki su bardağı süt içmesi gerekir.
EN AZ BİR BARDAK
Özellikle ergenlik dönemindeki kız ve erkek çocuklarının günlük bir su bardağı süt içmesi şarttır. Bu, kemiklerdeki kalsiyum oranını etkiler ve gençlerin ileriki dönemlerde kemik erimesine daha geç yakalanmasına neden olur. Bebekler içinse 1 yaşına kadar inek sütü alımı; demir emilimi sorunlarına neden olabileceğinden pek önerilmemektedir.
DÜNYA SÜT GÜNÜ HAKKINDA
Süt hakkında toplumu bilinçlendirmek ve süt tüketiminin artmasına teşvik etmek amacıyla her yıl 21 Mayıs tarihi ‘Dünya Süt Günü’ olarak kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun 1956 yılında bütün üye ülkelerde kutlanmasına karar verdiği ‘Dünya Süt Günü’, 1991 yılında ülkemizde de kabul edildi. 21 Mayıs Dünya Süt Günü’nün içinde bulunduğu 21-28 Mayıs tarihlerini kapsayan hafta da ‘Süt Haftası’ olarak kutlanmaya başladı. Bugün, yıllık kişi başına içme sütü tüketimi Avrupa Birliği ülkelerinde 89 kilo, Avustralya’da 107 kilo, Amerika’da 83 kilo düzeyinde. Bu rakam Türkiye’de ise 26 kilo civarında seyrediyor.
SÜT ÜRÜNLERİ NASIL SAKLANMALI?
TEKSÜT Hijyen ve Gıda Güvenliği Danışmanı ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Nazlı; peynir, yoğurt ve tereyağı gibi süt ürünlerini saklama koşullarını şöyle özetledi:
Beyaz Peynir
Genellikle salamura (tuzlu su) içinde satışa sunulan beyaz peynirler, buzdolabında su içinde kapalı olarak bekletilebilir veya hava almayacak bir kap içinde saklanabilir. Ayrıca streç filme sarılarak buzdolabında da muhafaza edilebilir. Beyaz peynirlerin; ambalajında ‘Kültür ile olgunlaştırılmış ve pastörize sütten yapılmıştır’ ibaresi varsa üzerinde gözenek olmaz.
Kaşar Peynir
Hava ile teması istenmeyen bir üründür. Paketi açıldıktan sonra kalan kısım mutlaka streç filme sarılmalı veya hava geçirmez kaba yerleştirilmelidir. Bazı tip kaşarlar, özel olarak küflü şekilde satılmaktadır. Ancak etiketinde belirtilmediği sürece küflü kaşar tüketilmemelidir.
Krem Peynir
Paketi açıldıktan sonra porsiyon olarak servis edilmeli ve kapağı kapalı olarak buzdolabında saklanmalıdır.
Örgü Peyniri
Açıldıktan sonra streç filme sarılmalı veya hava almaz bir kap içine konulmalıdır.
Yoğurt
Uzun süre bekletilmemeli ve buzdolabında muhafaza edilmelidir. Yoğurt kimyasal olarak en az yüzde 80 su içeriğine sahiptir. Bu nedenle darbe sonucu su sızmaları oluşabilir.
Tereyağı
Koku çekme özelliği çok yüksek olan bir üründür. Dolayısıyla hava geçirmeyen streç filme sarılmalı ya da ağzı kapalı bir kapta saklanmalıdır.
SÜTLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKENLER
PASTÖRİZE OLANI İÇİN
Pastörize sütteki besin kaybı yüzde 0 ila 10, UHT sütteki yüzde 0 ila 20, kaynatılmış sütte ise yüzde 10 ila 30 arasında değişir. UHT süt; üç aydan uzun bekletilirse, B6 vitamini kaybı yüzde 35’in, folat kaybı ise yüzde 50’nin üzerine çıkar. Çiğ sütün kaynatılmasında ise bunlara ek olarak C Vitamin kayıpları olur ve sütün protein değeri düşer. Bu nedenle pastörize süt; tercih edilmesi gereken süttür.
ÇİĞ SÜT RAHATSIZ EDER!
Pastörize sütün besin değeri yüksektir. Çiğ sütteki gibi kişinin sindirim problemi yaşamasına neden olmaz. Hayvan sütlerinin yüzde 85’i kazein dediğimiz bir proteinden oluşur ve bu protein ısıdan etkilenmez. Pastörize olmayan sütten, insanlara geçebilecek olan pek çok hastalık tıp tarihinde bilinmektedir. Bunların başında tüberküloz, brusellosis, stafilokokus enfeksiyonları ve kuduz gelmektedir. Bu hastalıkların önlenmesi; sütün iyi temizlenmesi, saklanması ve soğuk zincir halkasında bozulmadan taşınmasına bağlıdır.
İYİ MARKALARI TÜKETİN
Çiğ sütün kaynatılıp, ısıtılması sütün tadını bozar ve vitamin kaybına neden olur. Bu nedenle doğru kullanımla pastörize edilmiş süt tüketimi daha doğru olacaktır. Pastörizasyon işlemi 135 derecelerde üç-beş saniyede yapılır ve kutulanma işlemi gerçekleştirilir. Pastörizasyonda iyi markalardan süt tercih etmenin hiçbir zararı yoktur.
RAF ÖMRÜNE BAKIN
Sütün raf ömrü uzaması için kullanılan ısıtma ve soğutma teknikleri, evlerde reçel yapma metoduna benzer. Bu teknik, vitaminlerin yüksek oranda değerini düşürmez. Isıtma işleminin ardından bir anda soğutulan sütte bir sorun olmaz. Bu arada marketlerden satın aldığınız sütün raf ömrüne ve ambalajının düzgün olup olmadığına bakmanız gerekir.
Sabah