Doğduğumuz andan itibaren hatta daha anne karnında iken beslenmeye başlarız. Bedenimizin büyüyüp gelişebilmesi ve sağlıklı olabilmesi için gerekli olan ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları karşılamak için yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmek oldukça önemlidir. Burada "yeterli" kelimesi kişiden kişiye değişkenlik gösterebildiği için kastedilen şey önemlidir. 3 yaşındaki bir çocuğun yiyeceği ile 6 yaşındaki bir çocuğun yiyeceği miktarlar elbetteki aynı değildir. Ancak ebeveynler çocuklar için yeterli olan miktarı çoğu zaman az bulurlar ve aç kaldığından yakınırlar. Oysaki çocuklar (eğer bir sağlık problemi yoksa) ne kadar yiyeceklerini, midelerinin ne kadarını kabul edeceğini bilirler ve sözel olarak ya da davranışlarıyla bunu ifade edebilirler.
Ebeveynler çocuklarının sağlıklı olabilmesi için herşeyden yemelerini isterler. Ancak çocuklar ebeveynleri gibi vitamin, kalsiyum, demir nedir bilmezler. Onların iyilikleri için olduğunu anlayamazlar. Onların bildikleri tek şey bir çok şeyi yemesine rağmen hala kendisine daha fazla yemek yedirilmeye çalışıldığıdır. Bu zorlama, durumun daha da kötüleşmesine ve aile içinde kaosa neden olabilmektedir. O yüzden reddedilen besini inatla yedirmeye çalışmak yerine bir süre ara verip tekrar deneyebilirsiniz.
Yemek yediğimiz için değil büyüdüğümüz için yemek yiyoruz! Ne kadar çok yerse o kadar çok büyüyeceğinden bahseder ebeveynler çocuklara. "Abin gibi olacaksın, ablan gibi olacaksın". Bazen de "büyüyemezsen okula almazlar seni, küçük kalınca sana gülerler" gibi daha vahim cümleler sarfedilebiliyor. Bu sözler bazı çocuklar için işe yarar gibi görünse de ruh sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bizim istediğimiz ise hem beden sağlığı hem de ruh sağlığı yerinde olan mutlu çocuklar yetiştirmektir.
Yemek yeme vakitlerini işkence zamanı olarak görmek yerine çocuğunuzla eğleneceğiniz bir vakit olarak görmek önemlidir. Böylece yemek yenirken anne ile çocuk arasında iyi bir ilişki kurabileceği ortam da oluşmuş olur. Örneğin, beraber yemekler yapabilir sonrasında tadına birlikte bakabilirsiniz. Hiç denemediği halde yemediği yemekler için bu iyi bir fırsat olabilir.
Ödül, ailelerin sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir. Yemeğini yemesi karşılığında bir yiyecek, oyuncak, gezi veya çocuğun herhangi istediği bir şey teklif edilmektedir.
Sonuç iki tarafından lehine gibi görünse de öyle değildir. Çünkü çocuk zamanla her yemek karşılığında bir ödül ya da oyun beklemeye başlamaktadır. Her zaman şartların el vermemesi halinde de bu durum bir kaosa dönüşebilmektedir. Dolayısıyla kısa vadeli günü kurtaran çözümler bulmak yerine uzun vadeli daha sağlıklı adımlarla çocuğun beslenmesini sağlamak en önemli amacımız olmalıdır.
ÖNERİLER
*Yemeğini küçük porsiyonlar halinde sunmalı, isterse tekrar verebilirsiniz.
*Yemeği reddettiğinde problem etmeyin, diğer öğünde acıkıp yiyecektir.
*Yemek yemediğinde sizi sevmediğini iddia etmekten ve yemediği takdirde onu sevmeyeceğinizi söylemekten kaçınmalısınız.
*Yemek konusunda inatlaşmak yerine iki seçenek sunup birini seçmesine izin vermelisiniz. Örneğin akşam ne yemek istersin demek yerine pırasa mı ıspanak mı yemek istersin? diye sorabilirsiniz.
*Çocuğun kendi başına yemesine izin vermelisiniz.
*Yemeğini yemesi karşılığında rüşvet, ödül gibi yöntemlerden kaçınmalısınız.
*Başka arkadaşlarıyla kıyaslamaktan kaçınmalısınız.
*İlk defa deneyeceği yemekler için ısrar edilmemeli, biraz zaman tanımalısınız.
*Yemeği televizyon, bilgisayar karşısında değil sofrada yemesi öğretilmeli ve ona örnek olmalısınız.
*Kesinlikle yemek yemeye zorlanmamalı, baskı yapmamalı ve ısrar etmemelisiniz.