3-7 yaş arası çocuklar hayalle gerçeği ayırt etmekte zorlanır ve ancak 11 yaşlarında yetişkinler gibi muhakeme gücüne ulaşır. Çocuklar korkularından dolayı, bazı menfaatler elde etmek, dikkat çekmek ve ilgi görmek için yalanlara başvurabilir. Bu yalanlara gerekli tedbir alınmazsa, bu alışkanlık hayat boyu sürebilir.
Çocuğuna iyi bir eğitim vermek isteyen her anne-babanın birinci önceliği onun doğru konuşan, yalan söylemeyen dürüst bir insan olarak yetişmesi için gayret göstermesidir. Her çocukta bireysel farklılıklar görülmekle beraber; çocuklar soyut kavramları algılamaya başlamaları ile birlikte 7 yaşlarında muhakeme etmeye, 11 yaşlarında da doğru ile yanlışı da yetişkinlere yakın şekilde ayırt etmeye başlar. Bu ayırt etmede aldığı ahlaki eğitim ve gördüğü güzel modeller etkilidir. Ön ergenlik ve ergenlik döneminde bazı kişisel ve çevresel nedenler yalanın devam etmesine ya da önceden yokken ortaya çıkmasına yol açar.
Yalan söyleme alışkanlığı bütün kötü alışkanlıkların temelinden olduğu gibi kişinin çevresinin güvenini kaybetmesi ve kötü bir şekilde etiketlenmesi gibi başka yanlış davranışlara da sebep olur. Bununla beraber küçük çocukların çoğu bilinçsiz bir şekilde yalan söyler veya doğruyu söylemez. Çocuktur deyip aldırmayınca da alışkanlık halini alabilir.
Hayalle gerçeği ayırt edememek sebebiyle doğru olmayan şeyler söylemek daha çok 3-7 yaşları arasında oyun esnasında görülür. Bu dönemde çocuğun hayallerini yalan olarak adlandırmaktan kaçınılmalıdır. 7 yaşından sonra çocuğun hayalle gerçeği daha iyi ayırt etmesiyle bu tür davranışlar çocukların çoğunda azalır.
Çocuk, hayalleriyle korkularını dışa vurabilir
Çocuk televizyonda gördüğü kapkaç haberlerinden veya bir korkulu filmden veya rüyadan etkilenerek okulu katillerin bastığını ve bir arkadaşını öldürdüğünü söyleyebilir. Yine çocuk öğretmeninin veya arkadaşının kendisini dövdüğünü söyleyebilir. Bu gibi hayal ürünü sözler çocuğun çeşitli nedenlerle anne-babasının ilgisini çekmek istemesi veya dayaktan çok korktuğu için bu korkunun dışa vurumu gibi çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Bu korkuların nedeni araştırılmalı, aynı zamanda bir başka kişinin haksız yere itham edilmesine yol açabileceği unutulmamalıdır. Hayalci olduğu için senaryolar üreten çocuklar resim, tiyatro, yazı gibi uygun alanlara yönlendirilebilir.
Yalanla çıkar elde etmek, alışkanlığa yol açabilir
Endişe verici olan bir yalan çeşidi de çocuğun bir kazanç elde etmek veya bir sorumluluktan kurtulmak için yalan söylemesi ve buna çevresindekileri inandırdığını düşünmesidir. Mesela yazılılarda iyi not alamayan bir öğrenci, okulda öğretmenin yazılı yaptığını, yazılıda 5 aldığını söyleyebilir.
Babasının yeterli harçlık vermediğini söyleyen çocuk, dedesinden de harçlık koparabilir. Arkadaşının eşyasını izinsiz alan çocuk, bunu arkadaşının kendisine hediye ettiğini söyleyebilir. Bu şekilde davranan çocukta caydırıcı tedbirler alınmaz ve yalanının anlaşıldığı çocuğa fark ettirilmezse bu gibi davranışlar ön ergenlik ve ergenlik döneminde de devam edip alışkanlık haline gelecek ve kişilik sorunlarına yol açacaktır.
Yalana sebep olan şeyler
Çocuğun hayalle gerçeği ayırt edememesi.
Hikâye yeteneğini hayaller anlatarak ortaya koyması.
Çocuğun korkularını hayal ürünü olaylar anlatarak
dışarı vurması.
Çocuğun anne-babasının dikkatini çekmek istemesi.
Arkadaşlarının ve öğretmeninin ilgisini çekmek istemesi.
Çocuğun, anne-babanın, öğretmenin ceza vermesinden
korkarak yalana başvurması.
Çocuğun, menfaatler elde etmek için yalana başvurması.
Çocuğun, sorumluluktan kaçmak için yalana başvurması.
Kıskançlık ve DEHB. (Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi bir sebebe bağlı organik ve ruhsal bir sorununun olması.)