Eczacılar, kadın programlarındaki ”bitkisel çözümler”i Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e şikayet etti. Kadın programlarına katılan ”yetkisiz şahısların” yaptıkları açıklamalarla doktora gitmesi gereken vatandaşları bitkisel çözümlere yönlendirdiklerini iddia eden eczacılar, bu tür ürünlerle mücadele için işbirliği teklifinde bulundu.
Bakanlıktan AA’ya yapılan açıklamaya göre, Türk Eczacılar Birliği, Bakan Eker’i ziyaret ederek, ”Bitkisel Gıda Takviyeleri Alanında Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu raporu sundu.
”Gıda takviyesi” adı altında satılan bitkisel ürünlerden duydukları rahatsızlığı dile getiren eczacılar, söz konusu ürünlerin, özellikle internet üzerinden yaygın şekilde satıldığını, kadın programlarına katılan yetkisiz kişilerin yaptıkları açıklamalarla doktora gitmesi gereken vatandaşları bitkisel çözümlere yönlendirdiklerini iddia etti.
”Kansere çare olduğu, diyabete iyi geldiği, cinsel gücü artırdığı, fazla kilolardan kurtardığı, boy uzattığı ve saç dökülmesini önlediği” öne sürülerek satışa sunulan ürünlerle mücadele için işbirliği teklifinde bulunan eczacılar, ”gıda takviyesi” ve ”bitkisel ürünlerle” ilgili ayrıntılı tanımlama yapılmasını istedi.
”BU TÜR ÜRÜNLERE İZİN VERMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker de, halk sağlığıyla oynayan hiçbir ürüne izin vermelerinin söz konusu olmadığını vurguladı.
Bu tür ürünlerin satışının internet üzerinden ve çoğunlukla yurt dışından yapıldığını ifade eden Eker, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ruhsat talebiyle gelen ve gıda takviyesi olarak kullanılacağı belirtilen ürünlerin laboratuvar analiz sonuçlarına bakıldığını ve ilgili mevzuata uygun olanların üretimine izin verildiğini anlattı.
”Vatandaşı kandırmak niyetinde olan bazı şahıslar izin aldıktan sonra bunun içine çeşitli kimyasal maddeler katabiliyor” diyen Eker, istismarları önlemek için şikayet hattı Alo 174’ü kurduklarını, bu konuda toplumun tüm kesimlerinden destek beklediklerini, bu anlamda sivil toplum kuruluşlarıyla her türlü işbirliğine hazır olduklarını kaydetti.
”BİTKİSEL OLDUĞU SÖYLENEN ÜRÜNLERİN İÇERİSİNDE ÇEŞİTLİ KİMYASAL MADDELER DE YER ALIYOR”
Türk Eczacılar Birliği İkinci Başkanı Mukaddes Harmancı, ”halk sağlığını tehdit eden ürünlerin kadın programları aracılığıyla sempati topladığını” belirterek, ”Bitkisel ürünler vatandaşlarımız tarafından masum görülüyor. Ancak bu ürünler söylendiği gibi sadece bitkisel olmayıp, içerisinde çeşitli kimyasal maddeler de yer alıyor. Televizyonların sabah kuşağı kadın programlarına katılan ve konunun uzmanı olmayan şahıslar tarafından önerilen bitkisel çözümler, vatandaşın yanlış yönlendirilmesine neden oluyor” uyarısında bulundu.
Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Harun Kızılay da bitki temelli ürünleri satanların ”ürünlerimiz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onaylı” diyerek halkı kandırmaya çalıştıklarını, bu tür girişimlere karşı bakanlık ile işbirliği içerisinde hareket etmek istediklerini kaydetti.
Türk Eczacılar Birliği, ”Bitkisel Gıda Takviyeleri Alanında Sorunlar ve Çözüm Önerileri” raporunda, özetle şu görüşlere yer verdi:
Normal beslenmeyi desteklemek amacı ile kullanılan ”bitkisel gıda takviyeleri” ve ”tıbbi bitkisel ürünler” arasındaki tanımlamaların ve yasal mevzuatın netleştirilmemesi, halka arzında doğru standart ve uygulamaların sağlanmamış olması bu tip sağlık ürünlerinden kaynaklanan etkileşimlerin ve rahatsızlıkların çok ciddi rakamlara ulaşmasına neden olmaktadır.
-Söz konusu alana ilişkin gerçekleştirilecek olan tanımlamalar yada düzenlemeler, sadece AB uyum kapsamında birebir adaptasyon şeklinde değil, ülkemizdeki mevcut düzenlemeler ve koşullar, toplumun yapısı göz önünde bulundurularak, bir bütün olarak ele alınmalı.
-Bireye özgü değerlendirmeler yapılmaksızın, bilimsel yetkinliğe sahip olmayan kişilerce, hiçbir denetime tabi olmayan mekanlardan veya internet üzerinden, hiçbir standardizasyona sahip olmayan bu ürünler sağlığı iyileştirmek amacıyla radyo, televizyon ve internet aracılığı ile tanıtımı gerçekleştirilmekte. Bu durum halka hem maddi açıdan ancak daha önemlisi sağlık açısından ciddi zararlar vermekte.
Bitkisel takviyelere yönelik olarak yapılacak düzenlemelerin, tüketicileri en iyi şekilde koruyabilecek ticari kaygılar doğrultusunda yanıltıcı bilgilendirmelerin önünü kapatabilecek ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde bu ürünlerin topluma güvenli, etkili ve kaliteli şekilde ulaşmasını temin etmek üzere üretiminden piyasaya arzına kadar geçen süreçte, sahip olmaları gereken teknik niteliklere, ambalaj bilgilerine, bildirimlerine, depolama, taşınma ve pazarlanmalarına, piyasa gözetim ve denetimlerine, üretim yerlerinin denetimlerine ve denetim sonrası alınacak tedbirlere ilişkin tüm usul ve esasları da içerecek kapsamda hazırlanmalı.
TIBBİ BİTKİSEL ÜRÜN TAKVİYE EDİCİ GIDA ADI ALTINDA HALKA SUNULURSA…
Raporda, ”takviye edici bir gıda sağlık beyanı ile halka sunulursa tüketici yanılabilir, ama tıbbi bitkisel bir ürün takviye edici bir gıda adı altında halka sunulursa tüketici ölebilir” görüşü vurgulandı.
Türkiye’de söz konusu ürünlerin bitkisel ilaç, sağlık destek ürünü veya gıda takviyesi olmalarına yönelik ayrımların netleştirilmediği ve bu ürünlerin takibiyle ilgili bir sistem geliştirilmediği belirtilen raporda, ”Doğru ve net ayrımların bulunmaması Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılması gereken birtakım ürünlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanarak verilen izin ile pazarlanmasına neden olmaktadır. Örneğin, hiçbir toplumda gıda olarak kullanılışı bulunmayan antidepresan etkili kantaronun (St.John’s Wort) veya beyin damarları üzerinde etkili olduğu düşünülen ginkgo bilobanın hangi kullanım şeklinde olursa olsun, gıda olarak değerlendirilmesi mümkün değildir” denildi.
Raporda, piyasaya sürülen bitkisel ürünlerde ürünü üreten ve analizleri yaptıranların aynı grup olmasının söz konusu bilimsel deneylerin de bir şekilde yönlendirilmesine izin verdiği iddia edildi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker de, halk sağlığıyla oynayan hiçbir ürüne izin vermelerinin söz konusu olmadığını vurguladı.
Eczacılar, kadın programlarındaki ”bitkisel çözümler”i Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e şikayet etti. Kadın programlarına katılan ”yetkisiz şahısların” yaptıkları açıklamalarla doktora gitmesi gereken vatandaşları bitkisel çözümlere yönlendirdiklerini iddia eden eczacılar, bu tür ürünlerle mücadele için işbirliği teklifinde bulundu.
Bakanlıktan AA’ya yapılan açıklamaya göre, Türk Eczacılar Birliği, Bakan Eker’i ziyaret ederek, ”Bitkisel Gıda Takviyeleri Alanında Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu raporu sundu.
”Gıda takviyesi” adı altında satılan bitkisel ürünlerden duydukları rahatsızlığı dile getiren eczacılar, söz konusu ürünlerin, özellikle internet üzerinden yaygın şekilde satıldığını, kadın programlarına katılan yetkisiz kişilerin yaptıkları açıklamalarla doktora gitmesi gereken vatandaşları bitkisel çözümlere yönlendirdiklerini iddia etti.
”Kansere çare olduğu, diyabete iyi geldiği, cinsel gücü artırdığı, fazla kilolardan kurtardığı, boy uzattığı ve saç dökülmesini önlediği” öne sürülerek satışa sunulan ürünlerle mücadele için işbirliği teklifinde bulunan eczacılar, ”gıda takviyesi” ve ”bitkisel ürünlerle” ilgili ayrıntılı tanımlama yapılmasını istedi.
”BU TÜR ÜRÜNLERE İZİN VERMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker de, halk sağlığıyla oynayan hiçbir ürüne izin vermelerinin söz konusu olmadığını vurguladı.
Bu tür ürünlerin satışının internet üzerinden ve çoğunlukla yurt dışından yapıldığını ifade eden Eker, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ruhsat talebiyle gelen ve gıda takviyesi olarak kullanılacağı belirtilen ürünlerin laboratuvar analiz sonuçlarına bakıldığını ve ilgili mevzuata uygun olanların üretimine izin verildiğini anlattı.
”Vatandaşı kandırmak niyetinde olan bazı şahıslar izin aldıktan sonra bunun içine çeşitli kimyasal maddeler katabiliyor” diyen Eker, istismarları önlemek için şikayet hattı Alo 174’ü kurduklarını, bu konuda toplumun tüm kesimlerinden destek beklediklerini, bu anlamda sivil toplum kuruluşlarıyla her türlü işbirliğine hazır olduklarını kaydetti.
”BİTKİSEL OLDUĞU SÖYLENEN ÜRÜNLERİN İÇERİSİNDE ÇEŞİTLİ KİMYASAL MADDELER DE YER ALIYOR”
Türk Eczacılar Birliği İkinci Başkanı Mukaddes Harmancı, ”halk sağlığını tehdit eden ürünlerin kadın programları aracılığıyla sempati topladığını” belirterek, ”Bitkisel ürünler vatandaşlarımız tarafından masum görülüyor. Ancak bu ürünler söylendiği gibi sadece bitkisel olmayıp, içerisinde çeşitli kimyasal maddeler de yer alıyor. Televizyonların sabah kuşağı kadın programlarına katılan ve konunun uzmanı olmayan şahıslar tarafından önerilen bitkisel çözümler, vatandaşın yanlış yönlendirilmesine neden oluyor” uyarısında bulundu.
Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Harun Kızılay da bitki temelli ürünleri satanların ”ürünlerimiz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onaylı” diyerek halkı kandırmaya çalıştıklarını, bu tür girişimlere karşı bakanlık ile işbirliği içerisinde hareket etmek istediklerini kaydetti.
Türk Eczacılar Birliği, ”Bitkisel Gıda Takviyeleri Alanında Sorunlar ve Çözüm Önerileri” raporunda, özetle şu görüşlere yer verdi:
-Normal beslenmeyi desteklemek amacı ile kullanılan ”bitkisel gıda takviyeleri” ve ”tıbbi bitkisel ürünler” arasındaki tanımlamaların ve yasal mevzuatın netleştirilmemesi, halka arzında doğru standart ve uygulamaların sağlanmamış olması bu tip sağlık ürünlerinden kaynaklanan etkileşimlerin ve rahatsızlıkların çok ciddi rakamlara ulaşmasına neden olmaktadır.
-Söz konusu alana ilişkin gerçekleştirilecek olan tanımlamalar yada düzenlemeler, sadece AB uyum kapsamında birebir adaptasyon şeklinde değil, ülkemizdeki mevcut düzenlemeler ve koşullar, toplumun yapısı göz önünde bulundurularak, bir bütün olarak ele alınmalı.
-Bireye özgü değerlendirmeler yapılmaksızın, bilimsel yetkinliğe sahip olmayan kişilerce, hiçbir denetime tabi olmayan mekanlardan veya internet üzerinden, hiçbir standardizasyona sahip olmayan bu ürünler sağlığı iyileştirmek amacıyla radyo, televizyon ve internet aracılığı ile tanıtımı gerçekleştirilmekte. Bu durum halka hem maddi açıdan ancak daha önemlisi sağlık açısından ciddi zararlar vermekte.
-Bitkisel takviyelere yönelik olarak yapılacak düzenlemelerin, tüketicileri en iyi şekilde koruyabilecek ticari kaygılar doğrultusunda yanıltıcı bilgilendirmelerin önünü kapatabilecek ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde bu ürünlerin topluma güvenli, etkili ve kaliteli şekilde ulaşmasını temin etmek üzere üretiminden piyasaya arzına kadar geçen süreçte, sahip olmaları gereken teknik niteliklere, ambalaj bilgilerine, bildirimlerine, depolama, taşınma ve pazarlanmalarına, piyasa gözetim ve denetimlerine, üretim yerlerinin denetimlerine ve denetim sonrası alınacak tedbirlere ilişkin tüm usul ve esasları da içerecek kapsamda hazırlanmalı.
TIBBİ BİTKİSEL ÜRÜN TAKVİYE EDİCİ GIDA ADI ALTINDA HALKA SUNULURSA…
Raporda, ”takviye edici bir gıda sağlık beyanı ile halka sunulursa tüketici yanılabilir, ama tıbbi bitkisel bir ürün takviye edici bir gıda adı altında halka sunulursa tüketici ölebilir” görüşü vurgulandı.
Türkiye’de söz konusu ürünlerin bitkisel ilaç, sağlık destek ürünü veya gıda takviyesi olmalarına yönelik ayrımların netleştirilmediği ve bu ürünlerin takibiyle ilgili bir sistem geliştirilmediği belirtilen raporda, ”Doğru ve net ayrımların bulunmaması Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılması gereken birtakım ürünlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanarak verilen izin ile pazarlanmasına neden olmaktadır. Örneğin, hiçbir toplumda gıda olarak kullanılışı bulunmayan antidepresan etkili kantaronun (St.John’s Wort) veya beyin damarları üzerinde etkili olduğu düşünülen ginkgo bilobanın hangi kullanım şeklinde olursa olsun, gıda olarak değerlendirilmesi mümkün değildir” denildi.
Raporda, piyasaya sürülen bitkisel ürünlerde ürünü üreten ve analizleri yaptıranların aynı grup olmasının söz konusu bilimsel deneylerin de bir şekilde yönlendirilmesine izin verdiği iddia edildi.
”BİTKİSEL TAKVİYELERDE YAPILAN TAĞŞİŞAT CİDDİ BİR SORUN”
Bitkisel takviyelerde yapılan tağşişatın (saflığını giderme ve bozma) ciddi bir sorun olduğu kaydedilen raporda, ithal veya yerli üretim gıda desteklerinin başvuru dosyalarında yer almayan bazı etken maddeler içerebildikleri ifade edildi.
Türkiye’de eczane dışında, internette satılan bu ürünlerin tam kontrol edilmediği ve denetlenemediği için halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiği dile getirilen raporda, ”Söz konusu ürünlere ilişkin reklamların çok rahatlıkla yapılabiliyor olması, denetimsiz ve kolay ulaşım ciddi sıkıntılara neden olmaktadır” denildi.
Raporda, şöyle denildi:
”Toplumda bitkisel olanın zararsız olduğu şeklinde yaygın bir yanlış kanı bulunmaktadır. Medyaya yansıyan haberlerden bile takip edilebileceği üzere, ülkemizde tıbbi bitkilerin yanlış kullanımı oldukça yaygındır ve sonu ölümlere varan vakalara neden olmaktadır.
Bitkisel ürünler, özellikle, çocuklarda, hamilelerde ve emziren kadınlarda, yaşlılarda, ergenlik çağındaki gençlerde, uzun süren hastalıklarda, hipertiroidizm, bağırsaktaki emilimi etkileyen patolojik durumlarda, cerrahi müdahale görmüş hastalarda beklenenden çok daha farklı veya çok daha artmış oranlarda etki gösterebilmektedirler.”
ASPİRİNLE BİRLİKTE KOMŞUSUNA İYİ GELEN GİNKGO BİLOBA YAPRAĞI KAPSÜLÜNÜ KULLANIRSA…
Bu ürünlerin sağlık ürünleri olarak görülmesi ve tanımlanması, ilaçlar gibi bireye özgü etkenler doğru biçimde değerlendirilerek uygun miktarlarda ve kesinlikle doğru danışmanlık hizmetiyle sunulması gerektiği kaydedilen raporda, şu uyarıda bulunuldu:
”Ancak bu şekilde, yani, ilaç olarak değerlendirildiklerinde takip edilebilir olacak, yanlış kullanımların önüne geçilerek herhangi bir yan etki görüldüğünde mümkün olan en kısa sürede gerekli önlemlerin alınması sağlanabilecektir. Örneğin, hemen herkesçe bilinen ve sıklıkla kullanılan aspirini, ileri yaşlarda kan sulandırıcı olarak kullanmak zorunda kalan kişilerin, unutkanlığa karşı komşusuna iyi gelen ginkgo biloba yaprağından hazırlanmış kapsülleri kullanmak veya daha zinde ve enerjik olmak için ginseng içeren vitamin kombinasyonunu ve sevdiği sarımsağı da beraber tüketmek istediğinde potansiyel kanama riski ile karşı karşıya kalabileceği göz önünde bulundurulmalı” uyarısında bulunuldu.
AA