Sağlık Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ”Anne Sütü Bankacılığı” projesinin en önemli ayaklarından biri olan, alıcı ve verici bilgilerinin nüfus kütüğüne işlenmesinin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulandığı, o dönemde de ”süt kütüğü” kayıtları tutulduğu belirlendi.
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, ”Anne Sütü Bankacılığı” projesinin önemli ayaklarından birini, ”süt kardeşliği” inancı nedeniyle alıcı ve verici bilgilerinin nüfus kütüğüne işlenmesi oluşturuyor.
Bunun için Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda düzenleme yapılması ve Süt Bankası Yönetmeliği çıkarılması gerektiğini ifade eden yetkililer, benzer bir uygulamanın Osmanlı İmparatorluğu döneminde de yapıldığını ve ”süt kütükleri’ tutulduğunu bildirdi. Anne Sütü Bankacılığı’yla ”süt kütüğü” uygulaması yeniden başlayacak.
5 yılda bir bildirim
Süt bankasındaki elektronik kayıt sistemi, otomatik olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne aktarılacak. Ailelere ilk 5 yıl sonunda ve 5’er yıllık periyotta bilgilendirme yapılacak.
Bakanlığın çalışmasına göre anne sütüne ihtiyacı olan bir bebek, sadece bir vericiden süt alabilecek. Bu da her iki ailenin kütüklerine işlenecek. ”Süt anneler”, muhafaza sorunu olmadığı için sütü çok olanlardan seçilecek.
Süte ihtiyacı olan bebeklere ve ne kadar süreyle bu şekilde besleneceklerine hekimleri karar verecek.
Anne Sütü Bankacılığı yapmak isteyenler Sağlık Bakanlığı’ndan izin alacak. Bakanlık yetkilileri, dünyada yüz yıldan fazla geçmişe sahip sistemin, gelişmiş ülkelerde, bebek sağlığını iyileştirmeye yönelik ulusal stratejilere entegre edildiğini bildirdi. Avrupa’da 166 anne sütü bankası bulunuyor.
”Prematürelerin hayatını kurtarıyor”
Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gonca Yılmaz, anne sütünün eksik ya da hastalıkla doğan bebeklerin hayatını kurtardığını söyledi.
Anne sütünde bağışıklığı artıran maddelerin bu bebekleri hayata bağladığını ifade eden Yılmaz, yeni doğum yapan annenin bazen sütünün yetersiz olması bazen de başka bir yerde bulunması nedeniyle bebeklerini emziremediklerini, emzirmenin sürekli olmaması halinde ise anne sütünün kesildiğini anlattı.
Bu bebeklerin mamayla beslendiğini kaydeden Yılmaz, ”Hiçbir mamada bağışıklığı anne sütü kadar güçlendiren maddeler yok. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bazen süt annelik uygulamasına başvuruluyor. Burada bebeği olan birçok anne başka bebekleri emziriyor. Bu projeyle uygulama daha sistematik hale gelecek” diye konuştu.
Projeyle vericilerin sağlık yönünden taranmasının öngörüldüğünü hatırlatan Yılmaz, şu bilgileri aktardı:
”HIV anne sütüyle bulaşabilen bir hastalık olmasına rağmen Dünya Sağlık Örgütü, AIDS hastası annelerin bile önlem alınması şartıyla bebeklerini emzirmesini öneriyor. Sağlık Bakanlığı zaten anne adaylarını her türlü taramadan geçiriyor. Bebek dünyaya gelmeden bulaşıcı hastalığı olanlar belirleniyor ve önlem alınıyor. Anne Sütü Bankacılığı için verici olacaklar için de bunun yapılması düşünülüyor” dedi.
”Sayıları bini geçmez”
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy, Türkiye’de anne sütü bankasından süte ihtiyaç duyan bebek sayısıyla ilgili ellerinde bir çalışma olmadığını söyledi.
Dünyaya gelirken annesini kaybeden, eksik doğan ya da çeşitli hastalıklar nedeniyle annesinin sütüyle beslenemeyen bebeklerin bu sistemden yararlanabileceğini belirten Aksoy, ”Türkiye’de her yıl 1 milyon 200 bin bebeğin dünyaya geldiği gözönüne alındığında projeden yararlanacak bebek sayısı bini geçmez. Anne sütü bankacılığı çok iyi bir altyapı gerektiren bir proje. Türkiye’nin geneline yayılan bankacılığın söz konusu olacağını düşünmüyorum. Proje belki bir iki tesiste yürütülür” diye konuştu.
AA