Türkiye ’de görme engelli diye nitelendirilen her 5 kişiden biri yüzde 100 görme engelli. Diğerlerinin ise görme düzeyi yok denecek kadar az. Ankara Az Görenler Eğitim Merkezi’nde Turan Delimehmetoğlu’nun, Türkiye’de ilk kez uygulamaya koyduğu bir yöntem ile çocuklar mevcut görme kapasitesini aktif şekilde kullanmayı öğreniyor. Eğitimlerle göz kaslarını daha aktif kullanmayı öğrenen çocuklar ayrıca patenle kayarak basketbol oynuyor. Çocukların 180 puntoyla başlayan okuma serüveni 6 puntoya kadar düşüyor.
Az Gören Eğitim Merkezi’nde özel eğitim uzmanı, çocuk gelişim uzmanı, psikolog, müzik öğretmeni, beden eğitimi öğretmeni gibi çok sayıda uzman eğitmen var. Merkezde, çocukların gündelik hayatta yaşadığı zorluklar belirlenerek kişiye özel programlar hazırlanıyor. Her öğrenci 1 ayda 70 farklı testten geçerek tedavi yöntemi belirleniyor. Yüzde yüz görme engelli diye körler okuluna gönderilen çocuklar, Delimehmetoğlu ve ekibiyle birlikte yeni bir yaşama kavuşuyor.
Yüzde 1 görme engelli olan Delimehmetoğlu, kendisiyle aynı durumda olan görme engelli çocukların eğitimiyle yakından ilgileniyor. Delimehmetoğlu’na göre, Az Gören Eğitim Merkezi Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren tek yer. Merkezdeki uygulanan tedavi sırasında aileler de büyük görev üstleniyor. 6 haftalık bir eğitime tabi tutulan aileler, tedavi süresince çocuğun ev içerisinde de aktif olmasına yardımcı oluyor. Renkli tabaklarla sofra kurulması, ev içerisinde farklı lambaların kullanılması, çocuğun göz kaslarının gelişmesinde kullanılan yöntemlerden bir kaçı.
Delimehmetoğlu, az gören kişiler için yaptığı çalışmalara aktif görme anlamına gelen ‘Active Vision’ adını veriyor. Avrupa’da uygulanan yöntemleri ele alarak çocuklara yüzme, paten, basketbol, futbol ve uzak doğu sporları imkanı sağlıyor.
Avrupa’da 100 yıldır uygulanıyor
Delimehmetoğlu, Avrupa’da 100 yıldır var olan bir uygulamayı Türkiye’de uyguladıklarını anlattı:
“Çocuk biraz bile görüyorsa körler okuluna gitmez. Az görenler okuluna gider. Bütün görme engellileri aynı kefeye koymuyoruz. Körlerin yüzde 80’i azda olsa görüyordur. Bir çocukta yüzde 1 bile görme varsa gelişen teknoloji ile birlikte mevcut görme kapasitesini arttırıyoruz. Az gören bir insanla beyaz baston kullanan bir kişi aynı kefeye koymak mantıksız olur. Aileler az gören eğitim merkezinin varlığından habersiz. Doktor, Milli Eğitim, çevre bu insanlara kör gibi davrandığı için çocuklar kendilerini öyle sanıyor. Biz çocuklara göz kaslarını geliştirmenin yanı sıra dengede kalabilecekleri sporlara teşvik ediyoruz. Bizim amacımız çocukların bedenini iyi kullanarak gözün verdiği eksikliği çocuklara hissettirmemeye çalışmak.”
Leyla Kerter, az gören eğitim merkezine Zonguldak’tan gelmiş: “Kızım Bengü’nün kendine özgüveni geldi. Yaklaşık 2 yıldır tedavi görüyoruz. Eskiden ben ders çalıştırıyordum. Artık kendi işini tek başına yapabiliyor. Bilgisayar oyunlarını rahatlıkla oynayabiliyor. Kızım okumak istiyor ve okuyabildiği yere kadar okuyacak. Basketbol oynuyor, Patene biniyor”
Ankara’dan Ali Kıcır da kızının kaydettiği gelişmeden mutlu:
“Çağla’nın okumasına 80 puntoyla başladık. Şu an kendisi tabletten internete giriyor. Eskiden götürdüğüm doktorlar bundan umudu kesin özel eğitime dahi göndermeyin demişti. Ben okul müdürüyüm kızımın eğitimi için görme engelliler okuluna tayinimi istedim. Tam o esnada karşıma Turan Bey çıktı”
Meryem Demirboğa, Adana’dan Ankara’ya çocuğunun tedavisi için geldi. Demirboğa, “Burada tüm ailelere sesini duyurup görmeyen çocuklarını evden çıkarmayan ailelere örnek olmak istiyorum” dedi:
“Oğlum Doğukan’ın gözü yüzde 10 görüyordu. Bir gün oğluma baston vermişler. Görme engelli olduğunu ona her ortamda söylüyorlardı. Çocuk artık bunu kabullendi. Ve gördüğü oranı da kaybetmişti. Oğlum artık insanlardan çekinmiyor. Öncü olmak istiyorum ki insanlar görme engeli olan çocuklarını tedavi ettirsin.”
Radikal