Oysa önemsenmeyen bu şikâyetler çok tehlikeli bir hastalığın habercisi olabiliyor; şah damarı tıkanıklığı… Hastalığın 50 yaş üzeri bireyler için felç, hatta ölüme kadar gidebilecek çok ciddi sonuçlar doğurabildiğini belirten Medical Park Fatih Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Melike Elif Teker, hayat kurtaran önerilerde bulundu.
Baş dönmesi, denge kaybı pek çok kişinin hayatında birçok kez yaşadığı sorunlar. Bu sorunu yaşayan herkes risk altında değil elbet. Ancak 50 yaş ve üzerindekiler için tehlikeli bir durumun habercisi olabiliyor. Medical Park Fatih Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Melike Elif Teker, şah damarı tıkanıklığı olarak tanımlanan hastalığın ortaya çıkma riskini artıran bazı faktörler olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi;
“Bazı risk faktörleri özellikle 50 yaş üzeri bireyler için tehlikeli. Bir de riski artıran faktörler var. Örneğin diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı ve ailede bulunan damar rahatsızlıkları şah damarı tıkanıklığının görülme riskini artırıyor.
GEÇMEYEN BAŞ DÖNMESİ VE DENGE KAYBINI DİKKATE ALIN
Şah damarı tıkanıklığı hastalığının belirtileri aslında birçok hastalığın belirtisi ile aynı. Her baş dönmesi ya da her denge kaybı şah damarı tıkanıklığının göstergesi olarak yorumlanamaz. Baş dönmesi; kişinin ayağa kalkmasıyla başlayan hafif denge kaybı, göz kararması, kısa süreli ani görme kayıpları, yüksek tansiyon ve kontrolsüz şeker hastalarında da görülebildiği gibi şahdamarı daralması ya da tıkanıklığının da belirtisi olabilir.
Yüksek tansiyonlu hastalarda ilaçlar tekrar düzenlendiği zaman bu şikâyetler geriliyor. Şeker hastalarının düzensiz şekerleri kontrol altına alındığında da bu şikâyetin gerilediğini görüyoruz. İlaca rağmen geçmeyen şikâyetler bizim için soru işareti olmalı. Şahdamarı tıkanıklığı ya da darlığında unutkanlık, baş dönmesi, kısa süreli konuşma, görme bozukluğu, gözde kararma en hafif belirtilerdir. Hastalığın daha ileri aşamalarında bayılma da görülebilir.
YILDA 1 KERE ŞAH DAMARI KONTROLÜ YAPTIRIN
Bu hastalıkta da en kötü sonuç; şahdamarında bulunan kan pıhtısının koparak beyine yerleşmesi nedeniyle beyine giden kan akımının birkaç dakikadan fazla kesintiye uğraması ve beyin hücrelerinin ölmeye başlayarak inme, felç ve uzun süreli sakatlık hatta ölüme bile neden olmasıdır. Böyle bir durumda erken müdahale hayat kurtardığı gibi hastanın da hastalıktan en az hasarla kurtulmasını sağlayacaktır.
Bu nedenle hastalarımıza risk faktörlerinden bir ya da bir kaçını taşıyanlara mutlaka yılda bir kez şah damarı için halk arasında renkli ultrason diye bilinen doppler ultrason çekilmesini öneriyoruz. Kesin teşhis anjio ile konulabilir. Böylelikle kötü sonuçların engellenmesi sağlanabilir ve tıkanıklığın düzeyine göre tedavi şekli belirlenir.”