Anlaşamıyoruz, Çocuğum Ergen!

Çocuk
Ergenler, özellikle anne-babasıyla uzlaşmamak için sanki özel bir çaba sarf ederler. Ergen genç, kendini dünyanın merkezine alıp bencilleştiği bir dönemde olduğu için, kendisinin eleştirilmesine asla ...
EMOJİLE

Ergenler, özellikle anne-babasıyla uzlaşmamak için sanki özel bir çaba sarf ederler.

Ergen genç, kendini dünyanın merkezine alıp bencilleştiği bir dönemde olduğu için, kendisinin eleştirilmesine asla katlanamazken; çevresindekileri, özellikle de ebeveynini çok katı bir biçimde eleştirir.

Ergenlikte ailelerin karşılaştığı bu çıkmazları aşmak için, bu dönemi hem ebeveyn hem de ergen için sağlıklı bir şekilde tamamlamaya yardımcı olacak yöntemler izlenebilir.
 
Çocukları ergenlik çağına ulaşan ebeveynleri çoğunlukla zor bir sınav bekler.  Çünkü ergenlik dönemindeki gençlerde bazen çok büyük değişimler görülür.

Çocukluğunu sessiz sakin ve uyumlu şekilde tamamlayan genç, ergenlikle birlikte saldırgan, her şeye muhalif ve katı bir eleştirel tavır takınabilir.
 
Ergenler, özellikle anne-babasıyla uzlaşmamak için sanki özel bir çaba sarf ederler.  Anne-baba, iyi niyetlerle, hoş sözlerle yakınlaşmaya çalışsa olmaz, bağırıp çağırsa hiç olmaz. Eli kolu bağlanmıştır.

Bu durumun çocuğunun ergenlik döneminde olmasından kaynaklandığını göz ardı ederse, soğukkanlılığını da kaybeder. Kriz dönemlerindeki iletişim problemlerinin çok daha derin sorunlar olarak yer etmesine sebep olabilir.
 
Ergen genç, kendini dünyanın merkezine alıp bencilleştiği bir dönemde olduğu için, kendisinin eleştirilmesine asla katlanamazken; çevresindekileri, özellikle de ebeveynini çok katı bir biçimde eleştirir.

Onların sözleri ve davranışları arasındaki tutarsızlıklarını anında yüzlerine vurur. Onların düşüncelerinin tam tersini şiddetle savunur, meydan okur.

Sanki sadece ‘karşı çıkmak için’ karşı çıkar. Adeta, artık ebeveyninden öğrenebileceği hiç bir şey kalmamıştır. Arkadaşlarının ebeveynleri yaptığında hoş karşıladığı davranışları bile kendi anne-babasında şiddetle eleştirir.
 
Ergenlikte ailelerin karşılaştığı bu çıkmazları aşmak için, bu dönemi hem ebeveyn hem de ergen için sağlıklı bir şekilde tamamlamaya yardımcı olacak yöntemler izlenebilir.
 
Kural 1: Soğukkanlı olun. Çocuğunuzun ani çıkışlarına siz de aynı şekilde fevri tepkilerle geri dönmeyin. Çünkü öfke ve şiddetle çocuğunuza cevap verdiğinizde, çocuğunuz ya daha büyük bir tepki ile sizi cezalandırır; ilişkiniz daha da zedelenir; ya da sinip, içine çekilebilir ve bir süre sonra, intihar girişimi, okuldan kaçmak gibi farklı girişimlerle bunun acısını çıkarmaya çalışabilir. Çocuğunuzun günlük hayat içerisindeki aşırı tepkilerinin olabileceğini hep aklınızda tutun. Böylece, benzer durumlarla karşılaştığınızda şaşırıp, kontrolsüz tepkiler vermenizi engellemiş olursunuz.
 
Kural 2: Çok ileri giden davranışlarıyla karşılaşıp, tepki vermek istediğiniz zamanlar elbette olacaktır. Böyle durumlarda yine sükunetinizi koruyarak, ‘ben dili’*ni kullanmaya dikkat gösterin. Yani o anda çocuğunuzun verdiği tepkiyi onun tüm karakterine genellemeden, sadece davranışından söz ederek, kendi duygularınızı da işin içine katarak eleştirin. Mesela, ‘böyle giderse senden adam olmaz’ demek yerine, ‘bu davranışın beni çok kızdırdı ve öfkelendirdi’ şeklinde duyguların ifade edilmesi daha yapıcı sonuçlar doğurur.
 
Kural 3: Gencin öfkesi ve aşırı tepkileri karşısında sonsuz bir hoşgörü ve sevecenlik göstermek zorunda değilsiniz. Kimi ebeveynler, soğukkanlılıkla, tepkisizliğin sınırlarını karıştırırlar. Çocuklarının her yaptıklarını ‘olur böyle genç işte’ diyerek tebessüm ederek geçiştirirler. Çocuklarının tepki vermesini önlemek için isteklerini hemen yerine getirebilirler. Bu tutum da sağlıklı bir ilişki kurulmasına yardımcı olmaz. Hatta içten içe ergen gencin öfkesinin daha da büyümesine sebep olur. Çünkü tüm aşırı tepkilerine rağmen, onun tek istediği gerçek ve dürüst bir iletişimdir. Her yaptığını hoş görerek çocuğunuzu ancak idare etmiş olursunuz. Oysa, sebeplerini, sonuçlarını açıklayarak ondan bazı kurallara uymasını talep etmeniz, duygularınızı dürüstçe ifade etmeniz daha gerçekçi bir iletişim kurmanız için daha faydalıdır.
 
Kural 4: Kural koyarken ve uygularken dikkatli olun! Uygulayamayacağınız kuralları koymayın. Çocuğunuzdan belli sınırlara uymasını isterken mantıklı sınırlar çizin, sebeplerini ona açıklayın ve ne olursa olsun bu kurala uymasını sağlayın. Örneğin, çocuğunuzun katılmak istediği bir etkinliğe önce izin vermeyip, sonra biraz ısrar karşısında karar değiştirirseniz, çocuğunuz sonrasında da olur olmaz tüm isteklerini aynı yöntemle, ısrar ederek gerçekleştirmeye çalışacaktır.
 
Kural 5: Ayrıntılar üzerinde durmayın. Çocuğunuzla hemen hemen hayatın her alanında sorun yaşayabilirsiniz. Onunla her konuda sürtüşmeye girip ilişkinizi tümden yıpratmamak için, bu anlaşmazlıklardan en önemlileri dışındakileri görmezden gelin. Örneğin çocuğunuzun saçı, giyimi, oturuş kalkışı, sakarlığı üzerinde durup, öğütler verip, diretip yeni bir tartışma alanı yaratmayın. Nasıl olsa çocuğunuz ergenlik sonunda tüm bunları doğal sürecinde yerli yerine oturtacaktır.
 
Ergen çocuğunuzla olan iletişiminizde bu yöntemleri uygulamaya dikkat etmenin yanı sıra, çocuğunuzun artık büyüdüğünü, yetişkinliğe adım attığını da kabul edin. Onun anne-babasının dışında da artık çok farklı bir hayat kurduğunu ve aile içinde o kadar çabuk olmasa bile, diğer sosyal ortamlarda olgunlaşmaya başladığını görmezden gelmeyin. Onun ilgi alanlarını keşfederek, ortak aktiviteler içerisinde yer almaya, dostça sohbetler etmeye özen gösterin.

Aktüel Psikoloji